PUAHHAHAHAHA YASASIN KOTULUK
ORTALIGI BIR KARISTIRMISIM SONRA IS CIDDIYE BINDI AMA AZCIK DAHS SURUNSUN PUAHAHHAHAHAH
__________
Savaş yaklaşıyor diye yarın gece yarısından biraz sonra yola çıkacaklar. Bu konulardan hiç anlamıyorum bu yüzden size izah ederken zorlanıyorum. Sabah gün ayana kadar sınıra ulaşacaklarmış. BEN BUNLARI NEREDEN ÖĞRENDİM EHEHE.
Şöyle ben dün akşam, yani gece yarısından önce falan, Kral'a içki götürdüm. Kapıyı tıkladım ve cevap beklemeden içeri girdim. Her zamanki masasına, içki tepsisini sonrasında tepsinin üzerindeki bardakları koydum. Neden bardaklar? Çünkü iki tane bardak var ve bu demek oluyor kiiii beraber içeceğiz. Beni çağırmıştı içmek için o yüzden yoksa ben içmem zaten.
Her neyse. İşte hiç konuşmadan bardakları doldurdum ve Minho'ya seslendim.
Yorganın üzerinde sırt üstü yatıyordu.
"Efendim?"
"Jisung?"
"Efendim?"
"Jisung?"
"Ee, ben içkilerinizi getirdim."
"Geldim."
Hızlıca ayağa kalkıp yerine oturdu. Bende karşısına yerleştim. Bardağını eline alıp tekte bitirdi. Yavaşça masaja bıraktı.
"Jisung..."
"Efendim?"
"Kraliçem olmayı düşündün mü?"
Bu günün illaki geleceğini biliyordum.
"Evet efendim."
"Cevabın ne peki? Artık beni sensiz bırakma. Ellerim biraz daha senin sıcaklığından mahrum kalmak istemiyor."
"Efendim... Be-"
"Dur! Önce iki kadeh daha içeyim. Reddini hatırlamak istemiyorum."
Eli şişeye gitti ve hızlıca bardağa dolduracaktı ki bileğini kavradım ve onu durdurdum.
"Efendim, sizi red etmeyeceğim fakat kabulde etmeyeceğim. Sizin savaştan Sağ salim dönmenizi istiyorum sadece tek temennim bu. Eğer savaştan Sağ salim dönebilirseniz ancak o zaman gönül rahatlığıyla kabul edebilirim bu teklifinizi."
"Ama neden, neden böyle diyorsun? Nedenini anlamıyorum. Ve ayrıca savaşın ne kadar süreceğini bilmiyorum ve sende ne zaman gideceğimi bilmiyorsun. Nasil bu kadar rahat konuşabiliyorsun?"
Sesinde bir sitem vardı. Ve kaşları çatılmıştı.
"Bilmiyorum efendim fakat şunu biliyorum ki eğer birbirimizi beklersek o zaman ikimizde mahvoluruz. Lütfen beni de anlayın. Size tam kavuşmuşken kaybedersem ne olacağını da düşünün lütfen." (ROMANTIKLIK YAPAMIOM AMK)
"Peki Jisung, seni anlamaya çalışacağım. Fakat bunun uzun sürmeyeceğini ikimizde biliyoruz."
Yavaşça kafamı salladım. Ve ikinci kadehini doldurdum. Şişeyi masaya geri bıraktığımda eliyle bana içmem için işaret ederek ikinci bardağını da tekledi.
Ben hala dolu kadehe malak gibi bakıyorum. Bunu fark etmiş olmalı ki bir şey sordu.
"Daha önce içmedin mi?"
"Hayır efendim."
Derin bir iç çekti.
"Kaç yaşındasın sen, babanda mı öğretmedi?"
Ağzımın minik aralığından minik bir kıkırtı döküldü. Bu sinirli halleri çok tatlı.
___________
Yazım yanlışlarımı görmezden gelin. İnsanlık hali düzeltmeye çok usendim

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kral Lee Minho ~ Minsung
FanfictionJisung sadece Kral Lee Minho'ya ilgisi olan bir öğrenciydi. Ta ki kendisini onun sarayında bulana kadar. Yanshipler Hyunlix Chanmin