20.

58 6 9
                                    

Of baya baya yirmi bölüm oldu resmen

___________

Minho gideli bir kaç gün oluyor. Açık konuşmak gerekirse onu özledim. Bana mektup yollamış, sabah onu bıraktılar. Akşam okuyacağım mektubu.

Of çok merak ediyorum onu, çok özledim... Onunla akşamları oturup içmeyi. Salak saçma sohbetlerimizi... Çok özledim.

"Jisung! Neredesin?"

"Burdayım hyung. Geldim."

Bu Felix hyung, buraya geldiğim günden beri çok yardımcı oldu bana. Kendisi askerlerden ve benim gibi eşcinsel, ayrıca Hyunjin'den hoşlanıyor. Hani kitaplarda ismi geçmeyen, isimsiz kahraman, Kral'ın Sağ kolu.

"Hadi bir şeyler ye, bu gün hiç bir şey yemedin."

Masanın başına oturdum. Fakat içimde hiç yeme isteği yok. Minho gideli daha ne kadar oldu sanki, o orda kim bilir neler çekiyor. Off biliyorum o daha önce bir sürü savaş kazandı ama yine de gönlüm hiç rahat değil.

Elimdeki çatalla yemeğimle oynarken üzerimdeki gözleri hissedebiliyordum.

"Hadi ama, anlıyorum onu özlüyorsun ama bir şeyler yemelisin. O da orda durmuyo yani."

"Biliyorum ama boğazımdan hiç bir şey geçmiyor ve korkuyorum. Ya ona orda bir şey olursa."

"O neleri neleri atlattı. Eğer başına bir şey gelirse bile kendini kurtarabilir ve buraya sapa sağlam döner."

"Offff bilmiyorum."

Kafamı masaya dayadığım kollarıma yasladım. Gözlerimi kapattım. Sanırım biraz sakinleşmeye ihtiyacım var. Gidip mektubu okuyacağım. Daha fazla dayanamayacağım.

~~

Elimde mektupla beraber Kral'in odasında oturuyordum.

Yazdığı şeyden korkuyordum. Her şeyi yazmış olabilirdi. Belki ağır yaralanmıştır, belki geri dönüyordur, belki esir düşmüştür. Korkuyorum.

Sakin ol. Derin bir nefes al.

Tamam artık başlayabilirim.

Yavaşça mektubu açtım ve okumaya başladım.

"Jisung, Jisung'um burda sensiz günler çok zor geçiyor. Burda durum o kadar da kötü değil ama harp meydanı mezarlığa dönmüş durumda. Ve bir çoğunun yüzü tanınmaz halde. Merhumların ailelerini ve kimliklerini ancak döndüğümüz zaman tespit edebiliriz.

Ayrıca Jisung'um önceki gün bir arkadaşımdan mektup aldım. Mektupta 10-15 gun sonra gün batımında Kraliyet sarayına varacağını söylüyor. Yani mektubun geldiği vakitten beş gün, bu mektubun ulaşmasından da beş günü yok sayarsak bu mektup eline ulaştıktan bir kaç gün sonra arkadaşım orda olacaktır.

Sana biraz ondan bahsedeyim. Adı Changbin, tatlı çocuktur tabi görünüşünün aksine. Kısa boylu olsa da kaslıdır. Saçları kısa bu yüzden kraliyetten olmadığını düşünebilirsin ama kraliyetten sayılır. O benim can dostumdur. Zamanında beni suikastçilerden kurtarmıştı, zaten o vesileyle tanıştık.

Her neyse Kraliçem yakın zamanda sapasağlam karşında olacağım söz veriyorum. O zamana kadar beni bekle. Seni seviyorum. Ah ayrıca karsilik olarak mektup yazmana gerek yok çünkü o zamana kadar gelmiş olurum."

Bir saniye gözümden tuzlu bir sıvı ağzıma aktı. Ah gözyaşımmış. Umarım Sağ salim gelebilirsin. Umarım dediğin gibi karşımda sapasağlam durabilirsin. Seni seviyorum. Seni çok özledim sevgilim...

_________

Ayyyyy nası olduuuuu çok heyecanlıyım.

Korkmayın angst değil. Yapamamkine

Ama minhoyu öldürmek fena fikir değil.

Umarım severek okuyorsunuzdur.

Ayrıca tamı tamına 436 kelime yazdım.

Kral Lee Minho ~ Minsung Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin