19.

55 6 9
                                    

Merhaba merhaba

İyi okumalar
_____________

Ta ki onun açık gözlerini görene kadar.

Gözlerim ve ağzım şaşkınlıkla eşzamanlı açılmış ve ani hareketle ondan uzaklaşmak için hamle yapmıştım. Tabi belime sardığı elini fark etmeden.

Yaptığım hamleyle belimdeki elini fark etmem ve gücüne karşı gelemeyip üzerine düşmem bir oldu. HARİKA! Artık sadece yüzlerimiz yakın değil.

Bedenim ona çarptığında sadece benim değil onunda titrediğini hissettim.

Nefesimi düzene sokamadan nefes nefese açıklama yapma ihtiyacı hissettim doğal olarak.

"Majesteleri ben, ben size, size yemek getirmiştim. Yani, yani sey yüzünden şey ettim."

"Ney yüzünden ney ettin?"

Onun da heyecanı sesinden belliydi.

"Şey, sizi uyandırmak için. Yani yemek yiyin diye?"

"Yemek yerine seni yesem Jisung?"

HAYIR SAÇMALAMAYIN TABİKİ AĞZIM BİR KARIŞ AÇIK ŞEKİLDE KALMADIM. Of aman be tamam kaldım işte.

"Efen- Efendim benim, benim gitmem gerek. Daha çamaşır yıkayacağım."

"Yıkarsın sonra, az daha duralım."

Kafasını boynuma doğru yaklaştırdı. Boynumdan çekilen nefesi hissettim.

Kafasını kulağıma doğru yaklaştırıp burnunu kulağımın arkasında sürterek konuştu.

"Ellerimi üzerinden çekmek istemiyorum."

Hala ellerimden destek alarak üzerinde durmaya çalışırken yüzlerimizi aynı hizaya eşitledi.

"Kokun burnumdan gitmesin istiyorum."

Beni biraz daha kendine yaklaştırdı.

"Dudakların hep dudaklarımda olsun istiyorum."

Ben olayın etkisiyle hareket edemezken dudaklarımızı birbirine sürtünüyordu.

"Seni benim yapmak istiyorum Jisung."

Yavaşça dudaklarıma yaklaşırken aynı yavaşlıkta geri çekilirken mayışmasından yararlanarak kollarının arasından kurtuldum.

"Henüz değil majesteleri."

Ayağa kalkıp üzerimi düzelttim.

"Ben çamaşır yıkamaya gidiyorum. Yemeğinizi yiyin lütfen."

Arkamı dönüp kapıya doğru yürürken bir şey unuttuğumu fark ettim. Kapıyı açıp arkamı döndüm. Yerde ağzı açık bir Kral bıraktığımı bilmiyordum tabi. Bir anda bağırarak ağlama numarası yapmaya başladı.

"Ya ama Jisung! Bari bu akşam gitmemin hatırına bir veda öpücüğü alsaydım ya! Bir tanecik ya!"

Onu duymazdan gelerek konuştum.

"Başka bir isteğiniz var efendim?"

"ÖPÜCÜK!"

"Anlıyorum efendim. İzninizle..."

Ve odadan çıktım.

İçerken gelen bağırışma sesleri de Minho'nun kudurarak saçlarını yolduguna işaretti. Tabi bunu hayal edince yüzüme bir tebessüm indi ama yine de...

Off aman neyse, gidiyorum ben. Çamaşır yıkayacağım 😏.

____________

Ehehe birazcık uzun sürdü bu bölümü paylaşmam. Neyse, bence gayet guzel gidiyo, di mi?

Kral Lee Minho ~ Minsung Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin