1.6

636 100 23
                                    

"Biz bu şehre hayallerimiz için geldik ve şimdi bana pes mi ediyoruz diyorsunuz?"

Repliğini oynayan Seungmin ile karşısında olan Jeongin mavi saçlarını karıştırdı.

"Hiç birşey yolunda gitmiyor Sky, her şey daha kötü oluyor bu durumda pes etmeyip ne yapabiliriz?"

"Hemen vazgeçiyorsunuz, sen de öyle Sam de öyle. Daha elimizde çok şans var".

Seungmin Jeongin'in omuzlarına tutunurken Jisung biraz daha onlara yaklaştırdı kamerayı.

"Hala hayallerimizi gerçek yapabiliriz!"

"Kestik!"

Chan'ın sesi ile ona dönerken büyük olan gülümsedi. "Harikaydı! Gerçekten güzel oynadınız"

"Sevgilim mükemmeldin!" diyen Hyunjin ile gülüp göz kırptı mavi saçlı.

Seungmin ilerleyip kenara bıraktığı suyunu içerken Minho da tuttuğu mikrofonu yere bırakıp yanına adımladı.

"Evet kesinlikle seni seçmek en doğru şey oldu" dedi sırıtarak. Seungmin gülmüş "Seçmemen hata zaten Minhoş" demişti.

"Orası öyle tabiki" dedi Minho omuz silkip. "Senaryoyu nasıl buldun?" diye sordu bu sefer.

Küçük bir kasabada doğup büyüyen dört arkadaşın hayalleri için şehre gitmesi ve oradaki anları anlatılan bir senaryoydu bu.

"Çok güzel! Film de harika çıkarsa kesin tam puan alırsınız" dedi. Minho gülmüş "O kadar da açmayalım da" demişti.

"Senin yazın ne oldu?" diye sordu bu sefer. Seungmin suyunu yerin bırakıp kollarını göğsünde birleştirdi.

"Toparlamaya başladım yazdıklarımı yavaştan, arada eklemek için bir kaç şey geliyor aklıma hemen yazıyorum. Bence güzel oluyor ya güzel bir puan alırım" demişti.

"Eminim alırsın, biz okuyabiliyor muyuz?" başını yana eğip kendini işaret etmesi ile güldü Seungmin. "Neden okuyacaksın canım, ayrıcalığın ne ki senin?"

Romanına son anda Minho'ya olan duygularını katması ile bunu kesinlikle büyüğüne okutmayacağına karar vermişti.

"Bence buna bir çok cevap bulunur ama neyse hadi"

Chan'ın onları çağırması ile küçüğüne göz kırpıp yanından ayrıldı. Ne olduğunu anlamayan Seungmin ise kırpıştırdığı gözleriyle arkasından baktı.

Çekimlere devam ederken bir kaç saattin sonunda bugün için bitirme kararı almışlardı.

Changbin çantasını omzuna atıp Felix'in elini tuttu. "Yemeğe mi gitsek ya" demesi ile "Seo yine aç" diyerek dalga geçti Hyunjin.

Bunun üzerine başlayan didişme ile diğerleri gülerken Chan iç çekti. "Hadi kesin kavgayı da yürüyün, Nereye gidiyorsak gidelim" dedi bıkkınlıkla.

Hepsi Changbin'in önderliği ile yemek yemeğe giderken "Nasılsın Jisung? Nasılım?" diye sorarak heyecanla yanına geldi Seungmin.

Jisung gülüp "Harikaydın tabiki, oyuncu ışığı var sen de güzellik" dedi. Seungmin saçlarını savurup "Biliyordum zaten" demesi ikisini de güldürdü.

"Siz Chan ile ne yaptınız peki tüm tatil boyunca" diyerek arkadaşının koluna girdi. Jisung iç çekip omuz silkti.

"Genelde beraberdik ya, çok fazla kahve içtik".

İkiside bununla güldü. "Eğlenceliydi ama ilk defa sadece ikimiz takılınca ortak noktalarımızı da bulduk sohbet oluştu sürekli".

Sırıtarak ona bakan arkadaşı ile göz devirip "Hayır Seungmin aramızda aklından geçen romantizim olmadı".

"Aman be" diyerek kolundan çıkan Seungmin ile güldü.

Chan'ın onları getirildiği mekana girip masaları birleştirmişlerdi. Minho geride kalan Seungmin'in bileğini tutarken "Çok yavaşsın minik" diyerek yanına çekti.

Seungmin ne olduğu kavrayamadan Minho ikisini masaya sürükledi. Sandalyeye çekmiş "Otur hadi" diyerek küçüğüne dönmüştü.

Seungmin gülüp "Çok centilmeniz, ne oluyor?" diye sordu oturup. Minho gülmüş yanına oturmuştu. "Arada bana geliyor centilmen özelliği" demişti.

"Burası çok tatlı bir yer" diyerek geldikleri kafe tarzı yere baktı Seungmin. Minho başını sallayıp "Gerçekten öyle".

Küçüğüne dönüp "Hatırlıyor musun lisede hep kafe açmak istiyordum". Seungmin aklına gelenler ile güldü.

"Eveet, sonra zor diyerek vazgeçtin. Of açsan şuan beleş kahve içerdim" diyerek dudaklarını büzdü. Minho onun çatık kaslarının ortasına parmağını bastırıp "Ne oluyor köpüş? Seni garson olarak işe alırdım ben" dedi dalga geçerek.

Seungmin gözlerini kısıp "Saol canım ben edebiyat ile mutluyum" demişti.

"Ne yani coffe love da yaşamayalım mı?" demesi ile kahkaha attı Seungmin.

"Manyak ya"

Gelen garson ile hepsi siparişlerini vermiş grup halinde sohbet etmeye başlamışlardı.

Hepsi tatilde yaptıklarını anlatırken Chan ve Jisung sadece kahve içtikleri için birbirine sarılıp teselli etmişlerdi kendilerini.

Onların haline gülen Seungmin arkasına doğru yaslanmış, sırtı büyüğünün göğsüne yaslandığı sıra "Ay pardon" diyerek geri çekilmeye yeltenmişti.

Ama belinde hissettiği el ona engel olmuş, Minho küçüğünü kendine çekmişti. "Sorun yok, yaslan bana" dedi çenesini saçlarına koyarak.

Seungmin gülümsemiş göğüsüne daha çok yaslanıp arkadaşlarının sohbetine katılmıştı.

Minho ise burnuna dolan koku ile gülümsedi. Başını eğip saçlarını kokladı, göz göze geldiği Changbin gülüp ona göz kırparken omuz silkti.

İçinde tekrar yeşeren duyguların farkındaydı, duygularından da hiç bir zaman kaçan biri olmamıştı.

Oturur kendini çözerdi, emin olduğunda ise bunun üzerinde çabalardı her zaman.

Seungmin'in kendisini için farklı bir yer edinmeye başladığını da fark ediyor ve buna izin veriyordu.

Sayfaları çeviriyor ve yeni bembeyaz bir sayfa açıyordu. Küçüğünün dediği gibi belki bu sefer ki mutlu olacağı bir sayfaydı.

---

Aç yeni sayfanı
Aç biz arkandayız

Yazım hatası varsa üzgünümmm

Baysss

Heather // 2min ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin