2.4

565 82 16
                                    

"Sence mavi gömlek mi daha iyi olur yoksa beyaz gömlek üstüne ince kazaklarımdan biri mi?"

Seungmin aceleyle sorduğu soru ile Jisung başını telefonundan kaldırdı. Telaşlı bir şekilde Minho ile olan buluşmalarına hazırlanan arkadaşı ile güldü.

"Çekil kenara şapşal bakayım senin için birşeyler".

Ayağa kalkıp dolabın önüne gelmesi ile "Cansın sen ya!" diyerek banyoya koştu turuncu saçlı.

Jisung gülerek başını iki yana sallamış, dolaptan Seungmin için bir kaç parça çıkarmıştı.

Banyoda hızlıca dişlerini fırçalayan genç, banyodan çıkıp Jisung'un yatağına bıraktığı kıyafetleri giyindi.

Saçını ve çok hafif bir makyaj da yaparak "Çıktım ben!" diyerek ayakkabılarını giyindi hızlıca.

"Görüşürüz!" diyen Jisung ile ona havadan bir öpücük atıp odadan çıktı. Telefonunu çıkarıp Minho'nun 'Dışarıda bekliyorum' mesajına cevap vermiş, bu sefer daha sakin adımlarla aşağı inmişti.

Binadan çıkması ile merdivenlerin aşağısında, duvara yaşlanmış telefonuna bakan büyüğünü gördü. Minho da hissetmiş gibi başını kaldırmış, küçüğüne gülümseyip telefonunu cebine atmıştı.

Kollarını iki yana açması ile Seungmin gülüp hızlıca merdivenden inmeye başladı. Son basamakta büyüğünün boynuna atlaması ile Minho onu havada yakalayıp etrafında döndürdü.

Küçüğünün kahkahaları ile kendisine gülmüş, Seungmin'i indirmişti. "Nasılsın güzelim?" diye sordu ilerlemeye başlarken.

"Çok çok iyiyimm, sen nasılsın?"

"Bende çok çok iyiyim". Seungmin gülüp önüne döndü, etrafına bakınmış "Şimdi nereye gideceğiz?" diye sormuştu.

"Geçenlerde gitmek istediğin bir tiyatro vardı değil mi?" diye Minho ile şaşkınlıkla ona döndü.

"Nasıl aklında kaldı o ya, çok havada söylemiştim onu" demesi ile Minho omuz silkti. "Senin hakkında olan şeyler aklımda kalıyor hep".

Seungmin gülümseyip önüne döndü, onun utandığını anlayan Minho ise kıkırdadı. "Minik şey iki ay oldu hala utanıyorsun"

Turuncu saçlı kısık gözleriyle ona bakıp "Sus ya, utanıyorum işte ne var?" demiş, Minho kolunu onun omuzuna atıp kendine çekmişti.

"Hiç bir şey yok, aksine çok tatlı oluyorsun" demişti. Seungmin dibinde ki yüz ile kızarırken, sahte bir öksürük ile "Öhö, evet. Azıcık uzaklaşsana sen"

Minho gülerek kolunu çekmiş, elini tutmuştu. Seungmin birleşik ellerini sallayarak ilerlemeye başlamış, farklı bir konu açmıştı.

Durağa geldiklerinde an da gelen otobüs ile Seungmin "Minho bunun tarihini yaz" demiş Minho gülerek ikisini otobüse bindirmişti.

Hafta sonunun da olmasının etkisi ile kalabalık otobüste Minho Seungmin'in boş yere oturmasını sağladı. Kendisi de önüne geçerken Seungmin başını onun karnına yasladı.

Minho gülümsemiş, bir eli ile tutunurken diğer elini Seungmin'in saçlarına daldırıp okşamıştı.

Geldikleri durak ile inmiş tiyatro binasına doğru yürümüşlerdi. Binaya girerken "Biletleri aldın mı? Yoksa şimdi mi alacağız?" diye sordu Seungmin.

Minho kolunu onun omzuna atarak ilerlemeye devam etti. "Aldım biletleri güzelim, on beş dakikaya başlayacak hatta, direk gidelim mi?" diye sordu.

Başını sallayan genç ile salonun olduğu kısma ilerlemiş, vakit gelene kadar dışardaki koltuklarda oturmuşlardı.

Heather // 2min ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin