Bölüm 3

40 9 2
                                    



                                                                                             ☾


Akşam çocuklarla birlikte şık bir restorana gittik.Herzamanki gibi ben,Ceren,Bora,Atlas ve Gökhan masadaki yerlerimizi almıştık.Yemekleri yedikten sonra ise en sevdiğim kısma,yani tatlıya gelmiştik.En sevdiğim tatlı olan künefeyi her seferinde mutlaka yemeliydim ve bu gün de hepimize aynısından sipariş ettik.Siparişi beklerken arada sohbet ediyorduk.

"Ee,Hazan ne yaptın,Boraya uygun bir ceza bulabildin mi?"

"Susacak mısın artık sen,Atlas!" diye Bora sinirle çıkıştı.

"Her seferinde ona kıyamayacağımı bildiğinden kurtuluyor saçma bir şekilde.Her kese sert davrandıktan sonra bu aptal şirinliğini bana uygulayıp hep aradan çıkıyor." diyerek ben de bu durumdan memnun olmadığımı gösterdim.

"Hazan,insanları nasıl işkenceyle öldürdüğünü görmesem çok saf biri sanacağım az kalsın seni."

"Abartma istersen,sadece hak edenlere yapıyorum." dediğimde kendi haklı çıkarmaya çalışıyor,inanmayan ifadeyle ona bakıyordum.

"Sadece konuşturduktan sonra tetiği de çekebilirsin."

"Öyle zevkli olmuyor."

"Gördün mü al işte."

Konuşmama gerek kalmadan garsonun tatlıları masaya getirdiğini görüp hemen sustuk.Çünkü bu hayatta ajanın başına gelebilecek en kötü şey deşifre olmasıydı ve bunu da hiç birimiz istemezdik.O yüzden gittiğimiz her ortamda çok dikkatli oluyorduk.

Tam künefeye şerbetini ekleyecektim ki,kapılar açıldı.İçeriye günlük spor kıyafetler giymiş aynı zamanda çok şık,tüm heybetiyle herkese "Ben geldim" diyor gibi gözüken bir adam girdi.Evet bu oydu,beni o yağmurlu gecede dağ başında yalnız bırakmayan adam.

"Bu o" dedim kısık bir sesle.

"Neyden bahsediyorsun" dedi Atlas.7

Cerenin de gözleri bu adamın üzerinde oyalanıyordu."Şu adama baksanıza çok yakışıklı değil mi?"

"Ceren bir dur Allah aşkına.Hazan tanıyor musun ki sen bu adamı."

"Evet geçen o dağ başından beni alıp eve götüren kişi." derken Boraya da ters bir bakış atmıştım.

Birden kulaklarımda  "Hayat bu,ne olacağını asla bilemezsin" diyen sesi canlandı.Gerçekten de bu sinirbozucu adamla yeniden karşılaşmıştık.Hem de tam bu künefeyi yemeye başlayacakken! Biraz sonra gelseydi ne olurdu ki?En azından boğazımda kalmadan şunu iştahlı bir şekilde yiyebilirdim.

  Birazdan onun da gözlerinin burda olduğunu farkettim.Bana bakıyordu.Sanırım tanımıştı.Bir anda masadan kalktı ve yanımıza yaklaştı.

"Selam,hatırlamış gibisin."

"Unutmak ne mümkün?"

"Demek o kadar iyi bir izlenim yaratmışım." diyerek özgüvenle sırıtmıştı.

"Eğer sinirbozucu,şımarık bir kişiliğe sahip olduğunu düşünüyorsam demek ki gerçekten çok iyi bir izlenim bırakmışsın."

"Sadece o gün için huysuz olduğunu sanıyordum,demek ki herzamanki halinmiş"

"İki kez gördün nereden bileceksin sen benim herzamanki halimi!"

"Olsun,zaten hiç bir halin beni ilgilendirmiyor,sadece selam vermek istemiştim.Hepinize afiyet olsun."

Dedikten sonra masasına döndü.Benimle nasıl böyle konuşma cesaretini buluyordu?!Kim olduğumu daha bilmiyordu ama olsun,ben de Hazansam kendimi ona tanıtmasını iyi bilirdim.

"Yalnız ben diyim,bu çocuğun başı fena belaya girdi."

Gökhan bunu derken o kadar haklıydı ki,sanki aklımdan geçenleri okumuştu.

"Bu arada hayır,Hazan, aklını okumadık,çünkü adama attığın delici bakışlar her şeyi fazlasıyla açıklıyor" yine beni şaşırtan bu sözler ise Cerenden çıkmıştı.

"Acaba o da bunun farkında mı?" dedim kendimi bile korkutacak tehlikeli bir sesle.

Tatlımı iştahla yiyerek masadan kalktım,kimse benim künefeyle aramı bozamaz.Bir adam için onu hissizce karnıma dolduracak değildim.Buna değmezdi.İnsanlar gelip geçerdi,ama yemekler her zaman benim için vardı,onları çok seviyordum.Bu arada künefeyi daha çok sevdiğimi söylemiş miydim?


                                                                                            ☾


Bir saattan sonra artık evdeydim.Yumuşak,gri,saten pijamalarımı giymiş,yatakta laptopumla aramalar yapıyor ara sıra mail'i inceliyordum.Araştırmaların tabii ki yine katil üzerineydi.Babamın katilini bulmak için kendime söz vermiş,tüm bu ajanlık işlerine bunun için bulaşmıştım.Tek bir gecede resmen  tüm hayatım değişmişti.Önce eve yapılan baskın,babamın delik-deşik olmuş yerde kanlar içinde yatan cansız bedeni.Her biri tekrar-tekrar bir film şeridi gibi gözümün önünde canlanıyordu.O evden çıktıktan sonra yaşadıklarımsa daha ağırdı.İşte ben de tam o anda kendime bir söz vermiştim.O adamı bulacaktım.O zamanlar şokta olduğum için tam hatırlayamıyordum ama benden en fazla 10-15 yaş büyük biri olduğunu hatırlıyordum.Yüz yüze görmemiştim ama sesinden anlamıştım.Yanılmış da olabilirdim ama hiç sanmıyordum.Muhtemelen şimdi duysam hatırlamazdım.O yüzden ona ait her şeyi,tüm delilleri,kanıtlarıyla birlikte bulmalı ve şirket büyüklerine teslim etmeli,daha sonra ise bizzat kendim ona gerekli cezayı vermeliydim.Çünkü böylesi hem beni rahatlatır,hem de tüm kurallara uyuyordu,sonuçta ajan olarak yapacaktım.

 21 yıl önceki anılarımın çoğunu unutsam da bazılarını hala hatırlayabiliyordum.Bazı zengin ailelerdeki şımarık çocuklar gibi davranmamışti hiç bir zaman babam bana.Belki beni annemin gidişinden sonra çok da sevmiyordu ama o gittikten sonra yanımda bir tek babam vardı.Kalan 1 yıl boyunca bana o bakmıştı.Ama annemin yokluğunda pis işlere de karıştığını biliyordum.Bazen o katilin de borçlu olduğu biri olması ihtimalini düşünmüştüm ama eskileri araştırıp tüm bu şüphelerime son vermiştim.O insanlardan biri değildi.O zaman bu kimdi ve babamla ne alıp-veremediği vardı?Hiç bir sebep olmaması beni daha da hırslandırıyor ondan nefret etmemi sağlıyordu.Belki de vardı,ama ben bulamıyordum.En iyi araştırmacıları tutmuş her şeyi tek-tek aratmıştım.Ama ne o caninin kimliğini bulabildim ne de bir sebep.Kimse işinde çok temiz biriydi.

Ben onun işini bitirtikten sonra ise temizleyebileceği ve ya bilmeyeceği tek şey kanı olacaktı.







Intikam ve AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin