Bölüm 10

15 3 1
                                    




                                                                                             



      Hazan, Alkan'ın gönderdiği mesajla güne kararlı bir şekilde başladı. Yüzünde istemsizce gülümseme oluştuğunu fark edince hemen eski haline geri döndü. Alkan'ın yanında olması, ona biraz olsun huzur veriyordu. Bu düşüncelerde kaybolurken bir yandan da hızla hazırlanıyordu. Yeni yıkanmış, eskiden çok sevdiği saçlarını özenle tarıyordu. Hafif bir makyajdan sonra, içindeki hâlâ o saf kızı ortaya çıkaran çiçekli parfüm yerine daha iddialı ve kadınsı kokan parfümünü sıkmayı tercih etti. Çiçekli parfümü uzun süredir kullanmıyordu. Çünkü hiç ona uygun yerlerde bulunmuyordu. İşi gereği sadece kanlı yerlerde ya da tüm gün bilgisayar başında oturuyordu. En son çiçek koktuğu gün ise babasının öldürüldüğü o gündü.

Alkan, sabahın erken saatlerinde arabasında oturmuş Hazan'ı bekliyordu. Gözleri, hafifçe buğulanmış ön camdan dışarıyı izlerken, zihni gece boyunca düşündükleriyle meşguldü. Hazan'ın kararlılığı ve gücü onu etkiliyordu, aynı zamanda onu koruma isteği de giderek artıyordu. Onun neden bu kadar önemli olduğunu düşünmeye başladı. Onunla ilk tanıştığı andan itibaren aralarındaki bağın ne kadar güçlü olduğunu hissediyordu. Kendisini genellikle soğukkanlı ve mesafeli biri olarak tanısa da, Hazan onun duvarlarını yıkmayı başaracak gibiydi. Onun yanında olmak, bir şekilde daha anlamlı ve doğru geliyordu. Son zamanlarda garip davranıyor, alakasız anlarda bile Hazan aklına geliyordu. Onu herkesten, her şeyden korumak, hep yanında olmak istiyordu. Daha önce çok fazla çekici kadınla çalışsa da hiç böyle hissetmediğinin farkındaydı. Her zaman her şeyini anlattığı gibi bunu da arkadaşı Kadir'e anlattığında ise onu uyarmış ve daha fazla kendini kaptırırsa aşık bile olabileceğini söylemişti. Halbuki Alkan daha önce kimseye aşık olmamış ve bunun nasıl hissettirdiğini bile bilmiyordu. Hem bu kadar karmaşada birine aşık olacak ne vakti ne de saf duyguları vardı. Bu yüzden kalbinde her ne oluyorsa hemen bitmesi için çalışıyordu. Bu kadar zaman boyunca aktörlere taş çıkaracak roller oynamıştı. En önemli görevinde ise bu rolü oynayamamaktan korkuyordu.

Derin bir nefes alarak, yan koltukta duran dosyaya baktı. Bugün, her şeyin değişebileceği bir gündü ve her adımı dikkatlice planlamaları gerekiyordu.

Kapının açıldığını duyduğunda, gözlerini kaldırdı ve Hazan'ı gördü. Hazan, hızlı adımlarla arabaya doğru yürüyordu. Saçları rüzgârda hafifçe savruluyor ve yüzünde kararlılıkla karışık bir endişe vardı. Arabaya binerken, Alkan ona hafifçe gülümsedi.

"İyi misin?" diye sordu Alkan, motoru çalıştırırken.

Hazan, hafifçe başını salladı. "Değilim. Bu iş bitene kadar da iyi olacağımı sanmıyorum. Bir an önce bitmesini istiyorum ama bir yandan da zor olduğunun farkındayım."

Araba, sessizce sokaklardan geçerken, ikisi de önlerindeki zorlu yolculuğa hazırlanıyordu. Artık aralarında bir köstebek olduğundan emindiler ve bu mücadeleyi kazanmak için her zamankinden daha kararlıydılar. Hazan ve Alkan, birbirlerine güvenerek ve destek vererek, bu karanlık yolda birlikte yürümeye hazırdılar.

Ofise vardıklarında, beklenmedik bir manzarayla karşılaştılar. Kapının açık olduğunu ve içerinin dağılmış olduğunu fark ettiler. Panik içinde içeri girdiler ve her yeri aradılar, ama adamın cesedini bulamadılar. Ofiste ne onun cesedi ne de göndereceği dosyalar vardı.

Hazan, endişeyle Alkan'a döndü. "Ne oluyor burada? O nerede?"

Alkan, derin bir nefes alıp sakinleşmeye çalıştı. "Planlı bir saldırı gerçekleşmiş."

Intikam ve AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin