İyi okumalarr
Yorumlarınızı bekliyorummm
Sınır: 130 oy, 70 yorum
||•
Bakışlarımı kaçırıp ne yapacağımı bilmeden durdum öylece. Ayaklarımda pembe terlik vardı. Bir süre daha zeminle bakışırken o da kapıda öylece duruyordu. Ama bana çok sinirli bakıyordu.
Ben bir şey yapmamıştım ki.
Yavaşça başımı kaldıracakken ışığın birden kapanmasıyla, korkuyla nefesimi tuttum. Salonun ışığı hafiften yansırken, siyah gömleği ve hafif bol kumaş pantolonuyla yine karşımdaydı.
Bütün gömlekleri siyahtı!
Herşeyi siyahtı. Sadece gözleri, gözleri farklı renkteydi. Ama gözleri bile aynı renkte olmayı inkar ediyordu. Her gözlerimi kapattığımda gözümün önüne gelen katrandan saçları aklımı kurcalayıp duruyordu.
Aramızda ki koca mesafeyi üç dört adımda kapattı, nefesimi usulca tuttum. Adımlarını kendinden emin ve sarsılmaz bir şekilde attmıştı, bana doğru.
Bana gelmişti. Ecelim gelmişti!
Yazmanın oymasına göz gezdirerek ortamda ki gerginliği yok saydım.
Terliklerim onun çıplak ayağına değdi, dibime girdiği anda burnumdan içeriye ince ince sigara kokusu sızdı. Burnumu nane kokusu da doldurdu onunla birlikte. Ama sigara kokusu malesef ki nane kokusunu bastırıyordu.
Nane kokusunu severdim ve kokusunu solumak isterdim sadece.
"Başını kaldır."
Kalın ve durgun sesi kulaklarımdan sızdığı anda kalbim mümkünmüş hibi daha da hızlandı. Sesinin ardında saklı olan o siniri ben hissetim. Ya da kendisi bana hissettirdi.
Belki de kendisi bile anlamadı sinirlendiğini. Şuan sakin kalmaya çalışır gibi bir hâli vardı çünkü.
Oysa ki gayet normal konuşmuştu. İlk sesini duyduğumda öyle derdim, ama artık tanıyordum onu. Biraz olsun. Ya da tanıdığımı sanıyordum.
Usulca başımı kaldırıp küçük bir bakış attım. Gözlerine her baktığımda bende farklı hislere neden oluyordu.
"Kim sana dedi dışarı çıkabilirsin?"
Sonlara doğru bana küçük bir gülüş bahşetti, kısacık bir anda olsa gördüm. Kim bana demişti bilmezdim ama ben çıkmak istemiştim.Ayak parmaklarını hafifçe kıpırdattı, benim ayak baş parmağıma değdi. Baştan aşağıya karıncaladım. Garip bir his bırakmıştı içimde.
Bu evde hapis miydim ki ben?
Ama konuşursam daha fazla sinirlenirdi. Bu yüzden alttan almak istedim. Susmak istedim. Çünkü artık bunları dinlemek istemiyordum. Birinin bana hâkimiyet kurmasından nefret ediyordum.
Başımı salladım. Neden salladım bende bilmiyordum, öylece salladım işte. Parmaklarımla oynadım, bakışlarımı bedeninde gezdirdim, dibimde olan bedeninde. Ama bir kere bile değdirmedim gözlerimi gözlerine.
"Çıkmadan önce bana haber vermen gerektiğini sana illa öğretmem mi gerek?"
Sıcak nefesi bana yazmanın üzerinden hissetirdi kendisini.
Yine başımı salladım, gözlerimi usulca kapatmış öylece ikazlarını dinliyordum. Gerçekten küçük bir çocuktum sanki onun gözünde. Beni ne zaman karısı olarak görecekti peki? Saygıyı herkes hakederdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YEİS |+18|
Romance|1970'lerde köyde geçen aşk hikayesi.| |+18| ||• "Neden ben?" Diye fısıldadım güçsüzce, duymuş muydu bilmiyordum. Ama umarım duymuştu. Çünkü bunu yinelemek için kendime o gücü bulamıyordum. Avuç içlerim terlemiş, dişlerimi sıkmaktan çenem uyumuştu...