YEİS |+18|

BÖLÜM 20 // OKYANUSU OKŞARKEN

İyi okumalar aşk karilarimmm

Allahınıza kurban, lütfen çocuklar okumasın allah içinn.

Sınır: 200 yorum 400 oy

||•

Mavi gözleri yüzümde dolaşırken sertçe yutkundum. Gözleri güzeldi lâkin gözlerim istemsizce kaşını dik bir şekilde yaran ve gözünü kör eden izde dolaşıp duruyordu. Acımış mıydı ki?

Mavinin en açık tonuna sahip sol gözü 'ben görmüyorum' dercesine haykırıyordu sanki. Yine de yakışıyordu ona. Garip bir şekilde yakıştırıyordum.

Saçları yine alnında dağılmış gözüne usul usul batıyordu bir kaç tutamı. Gözlerim yanlış yere gidiyor gibi dudaklarına doğru yol alıyordu.

Beni öpen dudaklarına, bana nefes aldırmayan dudaklarına..

"Udar."
Diye fısıldadım, isteğim dışında gerçekleşmiş ama pişman olmamıştım. Bakışları yüzümden gözlerime doğru yol almıştı usulca. Baktığı geri yakıyordu sanki.

"Hı?"

Dolgun dudaklarını aralamış ve manasız bir mırıltı çıkarmıştı. Nereye baktığımı fark etmiş gibi dudakları belli belirsiz kıvrılmıştı.

Kalbim çok kötüydü ha.

Dudaklarını yanağına sürttüğünde gözlerim usulca kapandı. Ah kalbim ah sen çok çekiyorsun benden ama bende bu adamdan çok çekiyorum.

"Sen.."

Parmakları belimi kavradığı anda dudaklarımdan küçük bir inilti çıkmaması adına dudaklarımı sıkıca birbirine bastırdım. Sadece belime dokunmuştu, sakin olalım, sakin.

Belimden yukarılara doğru çıkmaya başlayan parmaklarıyla karnımı sertçe içeri çektim. Hayır yani dokunmasaydı olmuyor muydu?

Dokunmayınca da olmuyordu ki.

"Bir şey mi diyecektin?" Kıvrılan dudaklarını yanağımda hissederken, içime bir kurt düşmüştü. Bakmak istiyordum. Onu gülümserken görmek istiyordum ama şuan gözlerimi açmaya gücüm yoktu.

Benim de dudaklarım kıvrılırken, yüzümde oluşan ifadeyi tahmin bile etmek istemiyordum. Gülerken çok mu çirkin oluyordum ne?

Anlamsız mırıltılar çıkarıp yerime rahatsızca kıpırdamıştım. Sertçe inip kalkan göğsüm aramızda ki mesafeyi azaltıyor gibiydi. Aldığım nefesi vermeyi unutuyordum sanki.

Göğsüm kabarıyordu ama asla geri inmiyordu.

Parmaklarını sağ tarafta ki dolgun göğüsümün hemen altında dolaştırırken, daha fazla dokunsun istiyordum. Yavaşça büyük eli ile dokunduğu yeri usul usul okşuyordu. Ama bana yetmiyordu sanki.

Her dokunduğunda kasıklarım küçük küçük sızlıyordu. Bacaklarımı sertçe birbirine bastırdım. Bacaklarım titriyordu sanki.

"Dokunayım mı?"

Dolgun dudaklarını yüzümde gezdiriyordu usul usul, ara sıra şakağıma da konuyordu dudakları. Sakalları bana her batışında içim gidiyordu. Bir şeyler benden akıp gidiyordu ama velakin neydi bilmiyordum.

Kalın dudakları her tenime değişinde kasıklarım sızlıyor kendimi kaybetmeme vesile oluyordu.

Erkeksi ve oldukça yumuşak sesi kulağıma iliştiğinde nefes alamaz oldum. Nasıl soruydu bu? Bilerek mi sınıyordu beni? Benden bunun cevabını alabilir miydi bilmiyordum.