Yayımladığım tarih: 13.03.2024
-
Bölüm yaklaşık olarak 5.300 kelime oldu.
📌
Herkes hayatı klasik bir şekilde yaşıyor.
Bir numara olmak için baskılanan, hayal ve gerçeğin arasında yaşayan öğrenciler.
Kim bizi çalışma makinesi yaptı ki?
Bir numara olanlar ya da en alttakiler diye sınıflandırdılar.
Yetişkinlerin bu kısıtlamaları kapana kıstırdı bizi.
Kabullenmek dışında başka bir seçenek yok.
Eğer basit düşünürsek, daha güçlünün hayatta kalma savaşı bu.
N.O. – BTS
📌
Yoongi...
Soğuk suyu yüzüme birkaç kez çarptıktan sonra musluğu kapattım ve ellerimi lavabonun kenarına yaslayarak önümde duran kenarı çatlamış aynaya baktım. Fazla solgun görünüyordu yüzüm, yeşil saçlarım da karmakarışık görünüyordu haftalardır taranmamaktan. Gözaltlarımın morluğu, bembeyaz tenimde fazlaca göze çarpıyordu.
Aynaya bakmayı kesip yüzümü kuruladıktan sonra banyodan çıktım. Sehpanın üzerinde duran telefonu elime alarak son aramalarımdaki tek ismin üzerine tıkladım yine.
Küçük Tavşanım
Telefonu çalmamıştı bile, kapalıydı. Bir aydır. Tam bir aydır küçük kardeşimden haber alamıyordum. Kafayı yemek üzereydim. Bugün de onu bulamazsam babamın yanına gitmek zorunda kalacaktım.
Üzerime montumu alarak dışarı çıktım. Soğuk havada bir süre yürüdükten sonra her zaman gittiği kütüphanenin önüne gelmiştim. Telefonumu çıkarıp saate baktığımda 08.37 olduğunu gördüm, açılmasına daha yirmi dakika vardı.
Orada gün boyunca, kütüphane kapanana kadar beklemiştim. Güvenlik son kalanları da çıkartıp kapıları kilitlemişti. Bugün de gelmemişti. Okulu olmadığı zamanlarda burada geçirirdi vakitlerini, zaman bulamasa bile haftada bir kez mutlaka gelirdi. Ama bir aydır buraya da gelmiyordu. Aklıma tek bir ihtimal geliyordu, o da babamın onu eve kapatmış olmasıydı yine.
Okula başladığından beri ev arkadaşıyla ayrı bir evde kaldığını biliyordum ama babamın ne yapacağı belli olmazdı. Güvenlik de kütüphanenin önünden ayrıldığında ben de oturduğum yerden kalkmıştım. Arabamı yanıma almadığımdan babamın evine kadar yürümüştüm.
Oraya vardığımda hava iyice kararmıştı. Kapının önündeki adamlar uzun zaman sonra buraya gelmeme şaşırsalar da benimle uğraşmak istemediklerinden ben daha bir şey söylemeden açmışlardı dış kapıyı. İç kapıdan da zorlanmadan geçtiğimde bahçedeki diğer korumaların bana tuhaf bir şekilde baktığını fark ettim ama bunu umursamadım.
Yaklaştığımı gördüklerinde oradaki korumalar evin kapısını da açmışlardı benim için. İçeri girdiğimde girişteki uzun koridoru aştım ve geniş salona geldim. Babam ve o kadın salondaki büyük masada yemek yiyorlardı. Tek kelime etmeden merdivenlere doğru yürüdüğümde babam beni fark etmişti. "Yoongi?"
Uzun süre sonra ilk kez bu eve gelmiş olmam onu şaşırtmıştı. Fakat bu asla umurumda olmadığından durmadan merdivenleri ikişer ikişer çıkmaya başladım. Üst kata çıktığımda önce sol tarafa döndüm. Banyoyu ve onların yatak odasını kontrol ettiğimde boş olduğunu gördüm. Tekrar merdivenin başına gelip bu kez düz uzanan koridora girdim. İlk kapının kolunu tuttuğumda açmakta tereddüt etmiştim. Çocukken kaldığım odaydı burası. Yine de açarak içeri baktım, boştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MOONCHILDS (Taekook/Ot7)
Fanfiction"Ay ışığına kavuşuyor Ay'ın çocukları, Saçlarımıza yağıyor ölen çiçeklerin yaşayan yaprakları." ❤️🩹 Hayatta kalmak ve beraber olmak için her mücadeleyi veren ve kader ipleri birbirine çoktan düğüm olmuş yedi genç vardı ve ettikleri bağlılık yemin...