🌑13)KAMERA GÖRÜNTÜLERİ

22 3 2
                                    

Yayımladığım tarih: 16.04.2024

Bu defa 9900 kelimelik bir bölüm oldu, herkese keyifli okumalar diliyorum. Lütfen bir yıldız vermeden geçmeyin. ⭐

-













"Hâlâ bir haber yok mu oğlumdan?" Sabahın erken saatinde babamla beraber polis merkezine gelmiştik.

"Bir haber alırsak veya iz bulursak zaten sizi haberdar edeceğiz Bay Jeon. Endişelenmeyin."

"Endişelenmeyin mi!" diye bağırdı babam. "Sizin göreviniz bana ne yapacağımı söylemek değil, oğlumu bulmak! Doğru düzgün işinizi yapın."

"Bize işimizi öğretecek kişi siz misiniz?" Sese doğru döndüğümde gelenin Jin olduğunu gördüm. Gözleri beni es geçerek babamı bulmuştu.

"Yine mi sen?" dedi babam bıkkın bir sesle.

"Yaa," dedi Jin, üzülmüş gibi dudaklarını büzerek. "Maalesef, yine ben." Gülümsedi. "Biliyor musunuz, ben de sizi her gördüğümde aynı şeyi söylüyorum kendime, yine mi bu adam?" Arkadan bir polis onun koluna vurduğunda bunu umursamadan babama bakmaya devam etti.

"Bu sabrımın ve sana gösterdiğim müsamahanın bir sonu olduğunun farkındasın, değil mi sokak çocuğu?" Ona sürekli sokak çocuğu diye hitap ediyordu.

Jin ellerini önünde birleştirerek "Yalvarırım beni kovmayın," dedi abartılı bir sesle. Sonra yine o alaycı tavrını takındı. Babam başını iki yana sallayarak "Henüz bunu yapabiliyorken, böyle konuşmaya devam et sen," dedi. "Yoongi bulunsun, işin o zaman bitecek. Sokak çocukları kendi yerini bilecek. Bana yaptığın bu saygısızlığı ödeteceğim sana."

"Çok korktum," diye mırıldandı Jin. Sonra biraz daha ciddi bir şekilde babama bakarak devam etti. "Ayrıca bana sokak çocuğu diyerek aşağılayabileceğinizi zannediyorsanız, fazlasıyla yanılıyorsunuz. Ben bir sokak çocuğuyum ve bundan utanmıyorum, aksine gurur duyuyorum." Göğsüne bağladığı kollarını açtı ve bir adım attı buraya doğru. "Ve emin olun, Yoongi sizin gibi bir şerefsizin himayesinde yaşamaktansa sokak çocuğu olmayı tercih ederdi."

Uğultular yükselmeye başladığında babamın yüzü öfkeden kıpkırmızı olmuştu. Hızlıca atılıp Jin'i yakalarından tuttu ve arkasındaki duvara çarptı sertçe. "Seni öldüreceğim!" diye bağırdı. "Mahvedeceğim seni! Bana söylediğin her kelime için pişman edeceğim!" Herkesin ortasında babama hakaret etmişti ve bu onun için, saygınlığına sürülmeye çalışılmış bir leke demekti. Jin'in amacının bu olduğuna da emindim.

Polisler babamı geri çekmeye çalışırken, olayı duyup gelen emniyet müdürü de ondan art arda özürler diliyordu. Kısa bir an Jin'e döndüğünde "Defol buradan!" dedi. "Kaybol ve sinirim geçene kadar sakın gelme!" Jin yine aynı umursamaz ifadesiyle yürümeye başladığında babam arkasından bağırmaya devam ediyordu. Diğerleri onu sakinleştirmek için kolonya ve içecek getirmişti.

Kimsenin dikkatinin bende olmadığını fark ettiğimde hızlı adımlarla Jin'in arkasından ilerledim. Gözden kaybolmadan ona yetiştiğimde kolundan tutarak durdurdum onu. "Ne var yine Jungkook?"

"Hyung, abimi bulmak zorundayız." Gözlerini kıstığında bir aptalmışım gibi baktı bana.

"Şaka yapıyor olmalısın." Yürüyeceği esnada sıkıca kolunu tutarak durdurdum onu. "Bir an önce S'in yanına gitmeliyim." Bıkkınlıkla baktı bana. "Benden ne istiyorsun?"

"Şuan zaten S'in yanında olmadığıma emin olmak." Gözlerini kısarak birkaç saniye bana baktıktan sonra kahkaha atmaya başladı. Ama o kadar sesli gülüyordu ki olduğumuz koridoru inletiyordu. Birkaç kişi dönüp bize baktığında kolundan onu çekiştirerek daha sessiz bir yere getirdim ama hâlâ susmadığından elimle ağzını kapattım.

MOONCHILDS (Taekook/Ot7) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin