Duygu, neredeyse hiçbir şarkısını bilmediği Duman grubunun konserine kuzeninin ısrarlarıyla gitmek zorunda kalır. O geceden tek beklentisi yağmura yakalanmamakken en beklenmedik olanı, sırf onunla konuşabilmek için açılmış sahte bir hesabın gönderdi...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Ne zaman şimdim yüzünden zora düşsem geriye, hiç yaşamadığım dönemler kadar eskiye gidesim geliyordu. Hiç yürümediğim kaldırımlar tertemiz, benim bakmadığım gökyüzü pırıl pırıl olurmuş gibi bir içgüdüyle doluyordum. Bir insan kötü hissettiğinde geleceği düşleyip ferahlamaz mıydı, neydi bu bendeki tozlu sayfalar hasreti? Oksijenimiz zehirliydi bizim, bunun başka bir açıklaması olamazdı. Nefes aldıkça, yıllar geçtikçe, yaşamak bir refleks halini aldıkça içten içe ölüyorduk. Kaldırımlardaki ayakkabı izleri çoğalıyor, gökyüzüne daha çok umutsuz bakış değiyordu; kirleniyordu her şey. Durmak bilmeden, her geçen gün gittikçe gidiyordum da bu yolun sonu nasıl bir dört duvardı? Sanırım sorun çağda değil, çağın insanlarındaydı.
Keşke mektup ile haberleşmeye geri dönebilseydik. O zaman bahaneler nasıl olurdu, kim bilir? Hiç sorma canım, bizim postacı amca ölmüş, o yüzden geç yazıyorum kusura bakma şeklinde mi? Peki ya çıkma teklifleri? Senden gerçekten hoşlandım ama mektubum sana ulaşana kadar muhtemelen kim olduğunu unutmuş olurum.
Psikolojim mahvoluyordu.
"Yiğit de olmamıştı, Teoman da hiç olmadı ya. Yanında yatarken başkasını sayıklıyormuş, camın buğusuna hoşça kal yazmış falan, hoş değil."
Nefesimi bıkkınlıkla dışarı verdim, bir daha bana hiçbir şey anlatmıyorsun dediği takdirde ona sıralayacağım nedenlerin olduğu liste uzayıp gidiyordu. Tam anlamıyla içimi tüketmişti. "Sude ne diyorsun Allah aşkına?"
"Teoman'ın şarkısı var ya hani." İnanamıyormuş gibi konuştu, asıl ben şu an yaptığımız bu muhabbete inanamıyordum! "Kupa kızı ve sinek valesi, imkânsız aşk demek. Zengin burjuva kızıyla, fakir alt sınıf erkeğin hikâyesi."
"Bu ne kardeşim, her şarkının mı bir hikâyesi, bir anlamı var? Kulağına güzel geleni dinle geç işte!"
"Gerçekten çok yanlış bir konserde denk gelmişsiniz ama şimdi bir düşün, Teoman'ın şarkıları kullanılmaya müsait değil. Mesela aşk kırıntılarıyla doymaktansa aç kalmayı seçermiş. Sen sahilden geçerken yüreğinden gemiler kalkarmış. Asıl Çoban Yıldızı var ya, ciğerimi söküyor benim, o olabilirmiş bak. Başka—"
"Sudelina! Yeter!" Birden sesi kesildiğinde, "Kendin bulursun da ne demek?" diye söylendim, bağırmaya devam ediyordum. Zaten sinirlerim tepemdeydi, Sude'nin de asla yardımcı olmak gibi bir niyeti yoktu. "Ben bu şahsiyeti daha önce hiçbir yerde görmediğime eminim!"
"Teorimi dinle. Ben hala Anonim'in Yiğit olduğunu düşünüyorum ve tanıdığı birini kafalayıp o hesaptan sana yazıyor. Al, koy televizyona bu senaryoyu, mis gibi reyting yemin ederim."
