31. BÖLÜM: UÇURTMALARIN EVİ GÖKYÜZÜNDEDİR

23 6 0
                                    

♪ Pinhani – "Beni Sen İnandır"

♪ Pinhani – "Beni Sen İnandır"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Bak, dedim içimden, ona doğru. Bakamayacağını bile bile. Ne kadar dirense de onu uyumaya ikna edebilmiştim. Uyursam seni göremem demişti yine, uyanınca burada olacağıma söz vermiştim yine. Ama o, uyanacağının sözünü veremiyordu. Duvarın dibindeki tekli koltukta bağdaş kurmuş, başımı yumruk yaptığım elime yaslamıştım ve yüzünü izliyordum. Bak, diye tekrarladım. Bu da benim göğsüme yediğim bir vurgun. Sen kal diyorsun, ben zaten gitmek ne bilmiyorum. Dolan gözlerimi kırpıştırdım. İnsanlar giderken geride hep benim kaldığımı bilmiyorsun.

Çantamdan rastgele bir test kitabı çıkardım, fizik ile yaşadığımız kısa bakışmanın ardından kapağı araladım. Kolumdan sarsılıp adımı birkaç kez arka arkaya duyana dek, test çözdüğümü sanıyordum. Gözlerimi kırpıştırarak doğrulurken uyuyakaldığımı fark etmiştim.

"Duygu," dedi dayanamıyormuş gibi Teoman. Kendime geldiğimi anlayınca bir adım geri çekildi. "Gittiğini sanıyordum. Kucağında test kitabıyla uyuya mı kaldın cidden? Hem de fizik. Fizik çözerken nasıl uyuyabilirsin canım?"

"Nereden canın oluyorum senin," diye çıkıştım, daha yeni yeni kendime geliyorken kaşlarım biraz daha çatıldı. Bana kaş göz işaretleriyle arkasını gösteriyordu. Omzunun üzerinden baktığımda Taha'nın annesiyle göz göze geldim.

Harika.

"O nasıl laf? Sevgilim dememi istemiyorsun anladım da canım diyebilirim bence. Hm? Sence?"

Kadın benim gibi kaşlarını çatmış, bir elini beline yerleştirmişti ve burada ne döndüğünü anlamaya çalışıyordu. Taha neyse ki hala uyuyordu, işler daha fazla karışmadan bundan sıyrılabilirim ancak Teoman'ın sevgilisi olarak değil. Bir kez daha değil. "Bence sen benim ne düşündüğümü çok iyi biliyorsun," dedim uyarıcı bir tonda.

Kitabımla kalem kutumu kucağımdan toparlayıp koltuğa bıraktım ve ayaklandım. Boynum ve sırtım tutulmuştu, feci bir şekilde ağrıyordu. Yine de renk vermemeyi başardım. "Merhaba," diye mırıldandım kibarca, birazdan üzerime atlayacakmış gibi bakan Taha'nın annesine.

Beni tamamen es geçip, "Sevgilin olduğuna emin misin Teoman," diye imalı bir şekilde konuştu. Oysa bir soru değildi, tamamen inanmadığını vurguluyordu.

Yok sayılmak gereğinden fazla sinirime dokunmuştu. Burada tüm kibarlığımla onunla iletişim kurmaya çalışıyordum ve beni muhatabı olarak bile görmemişti. "Bana da sorabilirdiniz ve hayır, sevgili değiliz. Arkadaşız biz."

Tek kaşı havalandı. "O zaman seni tanırdım. Ama seni ilk defa görüyorum."

Ben henüz birkaç saat önce öz oğlunuzun sevgilisi oldum da diyemedim elbette. Onun yerine, "Biz de yeni tanıştık sayılır, o yüzden tanımamanız normal," dedim. "İnternetten konuşuyorduk."

BİR BALMIŞ BİR YOKMUŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin