28. BÖLÜM: BUNDAN BÖYLE

24 6 0
                                    

♪ Dolu Kadehi Ters Tut – "İçimde Bir Sıkıntı"

Dün yanıma götürdüğüm kaynaklar eksik kaldığından iki deneme daha alıp çantamın fermuarını çektim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Dün yanıma götürdüğüm kaynaklar eksik kaldığından iki deneme daha alıp çantamın fermuarını çektim. Dershanedeki rehber hocam ile görüşmüştüm ve sonunda, artık bir çalışma programım vardı. Odaklanma problemlerim olduğundan bahsetmiştim, adapte olup tempomu yeniden yakalayabileceğim hafif bir program hazırlamıştı. Bir sonraki görüşmemizde, yapmamı istediklerini bitirip üzerine birkaç deneme daha eklediğimi gördüğünde ikimiz de mutluyduk. Bir oğlak burcu olarak gerçekten rahatlamıştım, belli bir düzene ve programa uyunca yanlış yapılan noktalar kendilerini ifşa ediyordu, böylece çöpleri ayıklamak kolaylaşıyordu. Kısa bir ara vermek zorunda kalsam da bu yarışta, eski yerimi geri kazanmıştım. Açığı kapatmanın zor olmayacağına inanıyordum.

Bugün dershanede öğlenciydim, sabah erkenden kütüphaneye gidip ders başlayana kadar ders çalışabilirdim. Annem henüz uyanmamıştı, sessiz olmaya çalışarak mutfağa girip kendime sandviç hazırlamaya giriştim. Birkaç gündür kahvaltıyı pas geçiyordum, beynimin çalışması için sağlıklı beslenmem de gerekiyordu. Kendine iyi baktığın sürece sorunların çoğu çözülüyordu aslında ve ben, havaların dengesizliğinden herhalde, bir de hasta olmuştum.

Her gün birer tane paragraf ve problemler denemesi çözmeye özen gösteriyordum. İlk başlarda denemelerin yarısını çözmekle başlamıştım ancak rutinim oturunca bir denemeyi tamamlayabilecek hale gelmiştim. Konu tekrarı yapmak önemliydi ancak peşinden pekiştirecek testler çözülmediği sürece konu tekrarı yapmak yalnızca vakit kaybına dönüşüyordu. Bazen oturup bir ders videosu izlemektense soru çözerek öğrenmek daha verimli oluyordu.

Mutfak kapısında annemle burun buruna gelince irkilerek geri çıktım. Beni uykulu gözlerle süzüp, "Bu saatte nereye gidiyorsun," diye sordu. Nereye gideceğimi zaten biliyordu, dün gece sabah erken kalkıp dershanenin kütüphanesine gideceğimi söylemiştim.

"Dün konuştuk ya anne."

"Bu kadar erken mi? Kahvaltı yapmadın." Beni kollarımdan yakalayıp mutfağa geri sokarken, "Otur, iki dakika bir şeyler hazırlayayım, ye öyle git kızım," dedi. Yumurta yapmak için çoktan dolaptan tavayı çıkarmıştı.

"Kendime sandviç hazırladım, yolda yiyeceğim. Uykun kaçmadan gidip geri uyu anne." Bu sırada onu buzdolabından uzaklaştırıyordum.

"Boğazın nasıl oldu? Tipin düzelmiş biraz. Boğaz ağrısı için olan macundan bir kaşık aldın mı?"

Tabii ki yememiştim, içine ne karıştırdıysa tadı berbattı. Onu yiyince kusmanın eşiğinden dönüyordum sürekli. "Unutmuşum, hiç uğraşamam zaten, geç kaldım," diye yalan söyledim. Az önce o korkunç karışımla göz göze gelmiştik ve görmemiş gibi davranıp kaşar peynirini ekmeğin arasına dizmeye devam etmiştim.

"Duygu! Söz dinle, beni sinirlendirme sabah sabah!"

"Sırf şu şeyi yemem için uyandın değil mi erkenden?"

BİR BALMIŞ BİR YOKMUŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin