♪ Emre Aydın – "Buralar Yalan"
♪ Dedublüman, Mavzer Tabancas – "En Dibine Kadar"
Ben Taha Poyraz.
Anlatması biraz çetrefilli, bana ancak anılarım kadar var olabileceğim öğretildi bu yüzden Taha Poyraz'ın hep süslü ve anlamlı cümleleri oldu, her zaman dolu dolu ve upuzun konuştu, insanları etkileyip zihinlerinde yer edinebilmek ve daha fazla yaşayabilmek için pek fazla şansı yoktu. Bana sahip olduğum her bir anının birer nimet olduğu ve başka zamanımın olamayacağı gerçeğini bilerek yaşamam öğretildi. Bu yüzden küçüklüğümden beri bir sürü kitap okudum, bir sürü dizi film izledim, bir sürü müzik dinledim. Kendimi, düşüncelerimi, kelimelerimi güçlendirebilmek, birçok hayata ulaşabilmek için en kestirme ve eğlenceli yol buydu. Dümdüz bir mantığı vardı, bana bahşedilen hayatın hiçbir köşesinde kendime barınacak bir yer bulamıyorsam farklı hayatlara kaçmalıydım. Çünkü benim hayat için endişelenmem, strese girmem yasaktı. Bana hissetmek, duyguların her türlüsü yasaktı.
En basitinden okula geç kaldığımda, dersin başlamasına son beş dakika kala bile derse yetişebilmek için koşturmam yasaktı. Genelde yok yazılırdım ama devamsızlıktan hiçbir zaman sınıfta kalmadım. Ben bir genç adam, bir oğul, bir dost, bir öğrenci, bir sevgili olmanın yanında aslen, o çocuktum. Ama bana çocuk olmak da yasaktı. Koşmam yasaktı, bisiklet sürerken hızlanmam yasaktı, lunaparklar yasaktı... Ben, hasta ve toleranslı davranılması gereken o çocuktum çünkü.
"Safoz, çocuğu uyutacağım diye kendisini mi uyutmuş?"
Parktan eve döndüğümüzde Duygu, artık gitmesi gerektiğini söylemişti. O sırada yengemle İrem uyuma mücadelesi vermekteydi. İrem'in yarın kreşe gitmek için erken kalkması gerektiğinden yengem, doğum gününü bahane ederek geç yatmasına izin vermiyordu. Zaten kızın gözlerinden uyku akıyordu, sırf biz varız diye bu kadar direndiğini anlamak zor değildi. En sonunda Duygu, İrem'in yalancı gözyaşlarına dayanamayıp İrem'e oyun oynamayı teklif ederek onu sakinleştirmeyi başarmıştı, bizim bücür anında susarak teklifin üzerine atlamıştı elbette. Yengeme fısıltıyla onu uyumaya ikna edeceğinin sözünü verip İrem'in odasına geçmişlerdi.
Sahiden sözünü tutmuştu, İrem unicorn çantasına sarılarak uyuyakalmıştı. Tek sorun, söz veren kişinin de uyuyakalmış olmasıydı. İrem'in yatağında, bacaklarını karnına doğru çekmiş halde iki büklüm kalmıştı ve bir kolu İrem'e sarılıydı.
"Ona gizlice uyku ilacı verdim."
Annem şok içinde, "Ne yaptın," diye sordu. "Neden?"
"Bu gece burada kalsın istedim."
"Yarın gideceğini bilmiyor mu?"
Sorusunu es geçip, "Annesini arasam onunla sen konuşur musun anne," diye bir ricada bulundum. Az önce bizi kontrol etmek için odaya giren anneme, onunla konuşuyor olsam da dönüp bakmamıştım, dakikalardır kıpırdamadan balımı izliyordum. "Biraz pimpirikli bir kadın. Çoktan meraklanmıştır."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR BALMIŞ BİR YOKMUŞ
सामान्य साहित्यDuygu, neredeyse hiçbir şarkısını bilmediği Duman grubunun konserine kuzeninin ısrarlarıyla gitmek zorunda kalır. O geceden tek beklentisi yağmura yakalanmamakken en beklenmedik olanı, sırf onunla konuşabilmek için açılmış sahte bir hesabın gönderdi...