5. BÖLÜM: MANTIKLI DEĞİL

57 9 0
                                    

♪ Berk Baysal – "Yaralarını Ben Sarayım"

♪ Berk Baysal – "Yaralarını Ben Sarayım"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


"Kesinlikle sapık."

"Yanlış anlamadım, değil mi? Mantığım böyle birinin varlığını kabul edemediği için tekrarlamama izin ver: Duman dinliyor, boş cümleler etmiyor aksine çok güzel konuşuyor, senin gaddarlığın bile onu vazgeçiremedi ve her şeyi bir kenara bıraktım, sana bal diye hitap ediyor!"

"Ya da şizofren."

"O akşam bana inanmayıp üstüne dalga geçtin ama bak, yine ben haklı çıktım. Havada gerçekten aşk kokusu varmış! Gidip Kenan Doğulu'nun elini, ayağını falan öpmen lazım."

"Üf, pis pis konuşmaz mısın? Nasıl bu kadar çabuk koyuverebilirsin?"

"Bak Duyguşum, çekinceni anlıyorum, fazlasıyla haklı olduğun noktaların olduğunu da inkâr etmiyorum. Tüm bunlara rağmen kendin adına kocaman bir adım atıp çocuğu geri çevirmemişsin, hiç kusura bakma ama doğru olana da doğru diyeceksin."

Bir bedenin içinde iki karakter taşıyordu sanki, Sude benim gibi 17 yaşında bir genç kızdı fakat 8'inde Barbie bebeklerinin arasında bir kız çocuğuydu en çok, bazen 26'sında aklı başında bir yetişkine dönüşüyordu. Ben ise 50 yaşında, emekliliğini bekleyen ve menopoza yeni girdiğinden huysuz, sıkıntıda bir teyze gibi hissediyordum her anlamda. Burun kıvırarak, "Doğru," dedim. Oysa onaylamama dahi gerek yoktu, daha dün geceden pişman olacağımı biliyordum.

"Ayrıca seni ikna etmeyi başardığını söyleme bana. Hepsi bahane, sana istemediğin bir şeyi yaptırabilmek imkânsıza yakın."

"Öyle duruyor ama cidden öyle değil! Kesinlikle sihir, büyü yapıyor. Bak gülme, ciddiyim! O kelimeleri nasıl şekilden şekle soktuğunu görmen lazım."

"Göstermedin ki! Ne olurdu ne yazdığınızı görseydim?" Evet, ne yaptıysa ve ne söylediyse ona yalnızca konuşmanın içeriğinden bahsetmiştim. "Hem ben bundan tek bir şey anlıyorum, sen basbayağı etkilenmişsin."

"İyice saçmaladın."

"Şuna bak, kıza küfrettik sanki. Ne var ki bunda, olamaz mı, kalbin yok mu senin?"

"Sudelina olup hayaller diyarına daldın hemen. Dünyamıza tekrar bir giriş yapar mısın Sude, beni tanımıyormuş gibi konuşma. Sadece süslü cümleleri bırakıp ne zaman asıl derdini anlatacak onu merak ettim. Nereye kadar gideceğini sahiden merak ediyorum, zaten pek uzun süreceğe de benzemiyor. Bu kadar."

"Seni tanıdığım için diyorum zaten. Sen merak etmezsin Duygu, sen görmezden gelip yoluna devam edersin."

İyi kötü her anımda, her yaşımda benimleydi lakin yine de bir eksiklik mevcuttu. Zaten bir insanın bir insanı büsbütün tanıyabileceğine hiç inanmazdım. Tanıyamazdı, bir insan kendisini dahi yeterince tanıyamıyordu bazen. Hatta kendim hakkında bizzat böyle düşünüyordum, kendimle yeterince iyi iletişim kuramadığımı fark edip bu konuyu fazlasıyla kafama takardım ama son zamanlarda, bu durumun normal olduğuna karar vermiştim, ne de olsa yaşım hala küçüktü. Belki birbirimize isimlerimizi söyleyip el sıkışmazdık lakin en çok tanımak istediğim kişi, benden başka kimse değildi.

BİR BALMIŞ BİR YOKMUŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin