30 -"En çok ben..."

10.9K 534 55
                                    

Merhabalar:) İftara dakikalar kala bölüm yetişti, umarım beğenirsiniz.

Şimdi sizden bir ricam olacak. Ben YENİDEN ile #Wattys2015 yarışmasına katılmış bulunmaktayım. Bu yarışmada hikayeyi sevenlerin desteğini bekliyorum:) İlk bölümden yayınlanan son bölüme kadar hikayemizi oylayıp daha üste taşıyabilir, yorumlarınızla katkıda bulunabilirsiniz. Özellikle istediğim ise, pasaj yorumları:)))

Eğer YENİDEN'e destek olmak istiyorsanız arkadaşlarınızı yorumlara etiketleyebilir, hikayeyi önerebilirsiniz. ZORLAMA YOK! :) Şimdiden teşekkürler... Hayırlı iftarlar. -Hilal

YENİDEN

Bölüm 30

"Ömrümün geri kalanı seninleyim, güzel kız."

Elini kavrayan bir sıcaklık hissettiğinde, bunun başka bir el olduğunu idrak edebilmişti genç kadın. Tanıdık bir sesten, gülümsemesini sağlayacak sözler duyuyordu; fakat dudaklarını oynatamıyordu. Onu görmek istiyordu ama bir türlü gözlerini aralayamıyordu. Elini tutan eli sıkmak, ona karşılık vermek şu anda yapamayacağı bir eyleme dönüşmüştü. Ersan Ünlü... Onu yüzünden, kokusundan veya sesinden değil; kalbinden tanıyordu Gamze. Sadece Ersan yanındayken kalbinin ritmi şaşıyordu. Kalbi, Ersan'ın kalbine koşuyordu ve Gamze onların arasına girmeyi aklından bile geçirmiyordu. Çünkü; onların kalbi birbirine çok yakışıyordu. Ama bitap kalbi durursa, bu aşk yarım kalırdı. Sırf bu yüzden yaşama dört elle sarılıyordu Gamze. Güçlü bir nefes almayı denerken burnuna Ersan'ın yorgun kokusu doldu. Yorgundu; zira kan ter içinde kaldığını onu görmeden de anlayabiliyordu.

Ve şimdi hatırlıyordu; korkmuştu, canı yanıyordu, yalnızdı. Derken biri çıkagelmiş, onun kahramanı olma görevini üstlenmişti. Sonrası yoktu Gamze'de. Yalnızca bir yüz gözlerinin önüne geliyordu. Yıllardır görmediği bir yüz... Yine canı yanıyordu, kalbi ağrıyordu. Yattığı yerden kalkmak için hareket etmeye çalıştığında, karnının sağ tarafında yoğun ve keskin bir acı baş gösterdi. Dişlerini sıkamadığını fark ettiğinde çaresizce duruldu. Eline geçen tek şey acıyken, kıpırdanıp durması manasızdı.

"Seni seviyorum..." dedi Ersan ve elini dudaklarına götürüp öptü. Gamze her şeyi hissetse de tepki vermekte büyük sıkıntı çekiyordu. "Ben de..." diyemiyordu Ersan'a. O da içinden dillendirdi aşkını. "Ben de seni seviyorum." Elindeki sıcaklık uzaklaşınca Ersan'ın gideceğini anlayarak, onu durdurmak için bir elini uzattı veyahutta uzattığını sandı. Bir kadının konuşması uğultu halinde kulaklarına doluyordu. Ne dediğini anlayamıyordu ama Ersan'la konuştuğuna emindi Gamze. Ersan'ın uzaklaşan tek şeyinin eli olmadığını, zar zor duyulan sesinden anlamıştı. Gidiyordu sevdiği adam... Bu devasa karanlık delikte onu yapayalnız bırakıyordu. Gamze ise hiçbir şeye güç yettiremiyor, ayak parmaklarını dahi hareket ettiremiyordu. Karnına ara sıra saplanan acı da olmasa hissizleştiğini düşünecekti.

Şu durumda tek yapabildiği ağlamaktı. Gözlerinin kenarlarından akan ufak damlalar yanaklarına inemeden süzülürken, acizliğine ağladı. Bir hiç, bitişin ucunda duran bir ruh , ölmüş bir beden gibi dibe batmıştı! Üstelik buna neyin ve kimin sebep olduğundan bihaberdi. Hep, 'Daha kötüsü olabilir mi?' diye düşünerek ömründen eksiltmişti. Oysa, kötünün bir sonu yoktu; o, akla hayale sığmayacak kadar ileri gidebilirdi. Buna rağmen eğer Gamze Şentürk iyi olmak isterse, olurdu! Doğan her güneş, yeni bir umudun habercisiydi. Gamze kötülüğe veya acıya pes etmeyecek, onlara meydan okuyacak güce ve inada sahipti. Yenemeyeceği tek şey ölümdü ve Gamze yaşadığına göre hala galip sayılırdı.

Odadaki sesler tamamen kesilince, kendisiyle baş başa kaldı genç kadın. Ruhundaki yorgunluk zihnini köreltiyor, onu uykunun bilinçsizliğine itiyordu. Fakat Gamze uyumak istemiyordu; çünkü uyursa bir daha uyanamayacakmış gibi bir hisse kapılıyordu. Bu direnişi tıpkı yersiz bir savaşı andırıyordu. Ve Gamze'nin savaşmaya mecali kalmamıştı. Bu yüzden kendini uykunun sıcak kollarına teslim etti. Boş bir defterin sayfalarında gezinircesine uyudu. Ne bir rüya ne de bir kabus zihnine ilişmedi. Bu, iyiye işaretti belki de; zira Gamze'nin göreceği şeylere hazırlıklı olduğu pek söylenemezdi.

YENİDENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin