YENİDEN
Bölüm 8
"Dur!", "Sus!", "Yapma!" gibi sözcüklerle geçen dakikalarda, Gamze neredeyse kafayı yemek üzereydi. Ersan başına tamı tamına dört adet küçük çocuk bırakıp, defolup gitmişti. Şimdi çocukların arasında kendini bulmaya çalışıyordu Gamze. En küçüğü kucağından indiremediği kız çocuğuydu. Ersan onun için bir çanta bırakmış, ihtiyaçlarını eksiksiz karşılamasını söylemişti. Çünkü o diğerleri gibi yürüme eylemini bile gerçekleştiremeyecek kadar küçüktü. Adı, İlknur'du. Diğer üç çocuğun kardeş olduklarını öğrendiğinde şoka girmişti. Boy boy çocuk kavramını ilk kez canlı bir biçimde görmüştü. En küçüğü Ahmet, üç yaşında bir oğlan çocuğuydu. Ve Gamze'ye göre en çok şımaranı ve en yaramazı da oydu. Bir büyüğü Ender'di. Ahmet'e nazaran daha uslu, söz dinleyen bir yapıya sahip gibiydi. Yine de iki oğlan bir araya gelip ortalığı birbirine katmayı başarıyorlardı. En büyükleri Peri... Gamze hayatı boyunca böyle bir çocuk görebileceğini hiç sanmıyordu. Peri kadar olgun ruhlu, düşünceli, akıllı ve uslu bir çocuğu olmasını çok isterdi. Öyle tatlıydı ki, Gamze yavaş yavaş kız çocuklarına karşı zaafı olduğunu fark ediyordu. Belki de daha çabuk büyüdükleri içindi bu. Gerçi kendisi kız çocuk olmasına rağmen pek büyümüş sayılmazdı ama...
"Şşş! Küçük! Gel bakayım sen böyle." diyerek Ahmet'i yanına çağırdığında, bir yandan da kucağındaki ufaklığı idare etmeye çalışıyordu.
"Gemicem." diye huysuzluk eden Ahmet, Gamze'nin sabrının sınırını zorlamaya başlamıştı bile.
Genç kadın surat asarak, "Gelmezsen gelme, tipsiz." diye homurdandığında, koltuklardan birine oturmuş, şaşkınca ve bir o kadar masumca bakışlarla onu izleyen Peri susmayı bırakmıştı. "Tipsiz Ahmet." diyerek dişlerini göstererek kıkırdayan küçük kızın hoşuna gitmişti bu söz.
Ahmet kısacık boyuyla tıngır mıngır koşarak Peri'nin yanına geldi. Ablasına öfkeli bakışlar attığında, çakır gözleri kısılmıştı. "Ben tipsiz değilim!" diye bağırdı Peri'nin yüzüne doğru. Gamze olanı şaşkınlıkla izlerken içinden gelen gülme isteğini bastıramadı. Çıkardığı sesler Ahmet'in kulağından kaçmamıştı. Küçük çocuk, ilgisini ablasından çekerek Gamze'ye döndü. "Gülme!" diye bağırdı bu kez. Kendisiyle dalga geçilmesini hazmediyormuş gibi bir hal içerisindeydi.
Gamze hemen yüzündeki sırıtışı silerek dikleşti. Küçücük bir çocuktan korkacak değildi ama Ahmet agresif bir çocuğa benziyordu. Onun üzerine gitmek zararına olurdu.
"Biliyor musun? Benim de Ahmet adında bir arkadaşım var." Ilımlı yaklaşımı Ahmet'in dikkatini çekmişti. Çocuğun yüzündeki öfke izleri birdenbire dağılıvermiş, yerini meraka bırakmıştı. "Ama Ahmet benim." dedi masumca. Dünya üzerindeki tek Ahmet'in kendisi olduğunu sanması Gamze'ye çok tatlı gelmişti. İlknur'u kucağından indirip Peri'nin yanına oturttuktan sonra dizlerini yere dayayıp çömeldi. Ahmet'le hemen hemen aynı hizaya geldiklerinde gözleri bir anlığına İlknur'a gitti. Peri onu adeta bir melek gibi korumaya almış, düşmemesi için tutuyordu. Gülümsedi, nasıl da güzel bir görüntüydü bu. Yeşilleri tekrar Ahmet'i bulduğunda küçük çocuğun hala onu beklediğini görünce sevindi. Huysuzun tekiydi ama anlaşabilirlerdi. "O da Ahmet, sen de Ahmet'sin. Dünyada bir sürü Ahmet var." Açıklamasının üzerine Ahmet'in anlayıp anlamadığını tartmaya çalıştı lakin çocuk anlamamış gibi boş bakıyordu. "Anlamadın, değil mi?" diye sordu kaygıyla. Ahmet başını iki yana salladığında derin bir nefes alıp ayağa kalktı. Çocukları çok sevebilir, hatta üç çocuk istiyor olabilirdi ama çocuklarının bir de babası olacağını hayal etmişti. Fakat baba faktörü ortada yoktu. Bir başına bir değil, iki değil, üç değil, tamı tamına dört çocuğa bakması nasıl mümkün olabilirdi ki? Tamam, eskiden aileler daha kalabalık, çocuklar daha çok olurdu ama o eskidendi. Gamze bakacağı çocuklarına tam anlamıyla iyi bir şekilde bakmak istiyordu. Onları sokaklara salarak veya başka bir yere göndererek büyütmek, büyütmek olmazdı bir defa. Önündeki iki-üç sene çocuk düşünmediği için kendini tebrik etti. Zaten baba aday adayı başına dört çocuk bırakıp kaçmıştı! Çocuk yapmak şu anki hayalleri arasında ilk beşe bile girmiyordu ne yazık ki. Tabi, babasının başkası olması kaydıyla düzinelerce çocuk doğurabilirdi. Mesela Engin seve seve onunla çiftleşecek erkeklerin başında geliyordu. "Iy." diyerek yüzünü buruşturdu. Engin ile çocuk yapsa bile dünya bunu kaldıramazdı. Toplu göçler bir yana, toplu intiharlar başlardı herhalde.
