-28. Bölüm-Yanındayım

5 1 0
                                    

Gülden Karaböcek-Sen evlisin

Bazen hissedemezsiniz. Bazen kabullenemezsiniz. Bazen kabullenmek zorunda kalırsınız. Bazen ise kalbiniz acır. Koymak isterseniz başınızı sevdiklerinize, ama koyamazsınız, güvenemezsiniz, hayal kırıklığına uğrarsınız. Ama seversiniz. Ama kalbiniz asla affetmez.

Yola çıkmamıza yarım saat kalmıştı. Elime bir kitap aldım. "Binlerce kez beter olsun gece, senin ışığın yoksa."

Bu kitap Efenin, evliliğimizin ilk haftalarında bana hediye ettiği kitaptı. Aynı cümleler beynimde tekrar etti, "Bin kez iyi geceler sana..." gözlerimi kapattım ve sözleri hissettim. "Binlerce kez beter olsun gece senin ışığın yoksa."

Bana yaptıkları aklıma geldi ve sinirlendim. 

Efe kapıdan içeriye girdi.

"Yine de beddua edemem sana, Allah ne mutluluğun varsa versin..." demiş, Özdemir Asaf.  Evet yine de beddua edemezdim. Hep mutlu olmasını isterdim.

"Yaz." dedi bir ses. Efe.

"Efendim?" dalgınlıkla sarsıldım.

"Yola çıkma vaktimiz geldi, ama kendini kötü hissediyorsan bir kaç gün daha kalabiliriz-"

"Hayır, kardeşlerimi ve kızımı özledim." Deniz benim kızımdı. Ben kızımı özlemiştim.

"Pekala, hazırsın değil mi?" ayağa kalktım ve Efenin elini tuttum.

"Hazırım." dedim gözlerinin içine bakarak.

Asansöre bindik, ve aşağıya indik. 

"Senle yaptığım ilk tatildi. Kavga ettik, seni kırdım. Hatalarım sonuna kadar var ve sen de sonuna kadar haklısın. Ama bugünün hiç unutmayacağım çünkü bu benim ilk tatilim. Çünkü bugün, o meşhur çöp konteynerli sokakta ki çocuğun kurtuluş günü. Ruhumu kurtardın."

"Ama sen benim, içim de ki çocuğu paramparça ettin. O çocuğu kurtardın ama o çocuğu bitirdin..." ölüm sessizliği.

Arabamıza bindik, ve yola çıktık. Yaklaşık 2 saatlik bir yolumuz vardı.

Telefonum çaldı.

"Kim arıyor?" dedi Efe, bu sorusunu cevaplamadım.

"Alo, kimle görüşüyorum?" kaşlarımı çattım.

"Deniz Kıraç, velisi ile mi görüşüyorum?" Denizin okulundan arıyor olmalılardı.

"Buyurun, benim."

"Deniz... Bir kaza geçirdi, endişelenmeyin, okulumuza ambulans geldi, şu anlık bir sorun yok, yaşanan için kusurumuza bakmayın." gözlerim açıldı.

"Ne.." gözlerimden yaşlar süzüldü. "Kızım.. İyi değil mi? Kusura bakmayın ne demek, biz sizlere güveniyoruz emanet bırakıyoruz oraya!" Efe korkuyla bana baktı.

"Ne oluyor, Denize bir şey olmadı değil mi?" sorusunu yanıtlamadım.

"Kusura bakmayın lütfen. Haklısınız, oyun derslerin de, bir kaza yaşamışlar, başı yarılmış yüksek ihtimalle, biz de çok korktuk."

"Allahım, çıldıracağım!" derin nefes aldım. "Eğer... Kızıma bir şey olursa sizi bitireceğim, bunu bilin. Siz biteceksiniz."

"Eren Hastanesi." beni ciddiye dahi almadı ve telefonu kapattı.

"Yeter!" arabanın içerisinde çığlık attım.

"Hazal, ne oluyor?" Efe bembeyaz olmuştu.

"Deniz..." hıçkırarak ağladım. "Deniz kaza geçirmiş, hastanedelermiş."

Ölüm ve YaşamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin