-22.Bölüm- Heyecanlıyım.

15 2 0
                                    

Kaan Boşnak- Böyle güzelsin böyle kal


Bazı aşklar sadece takıntıdır, bazı aşklar gerçek aşk, bazıları ise muhtaçlıktır. Küçük kız yaşamayı hak etmediğini düşünerek yaşamak istedi, küçük kız sevilmeyi , hak etmediğini düşünerek, sevdi ve sevildi. Küçük kız yaşamak istedi, çünkü o zaten bir ölüydü. Kalbi atıyordu fakat ruhu 5 yaşında kaybolmuş, yorulmuş, bu acı ve göz yaşları ile denizleri dolduran dünyadan göç etmişti.

"Onla dün gece saat gece on iki civarlarında görüştüm. Beni kabullenebileceğini söyledi.. Gerçekten buna inanabiliyor musun?" sessiz kalmayı tercih ettim.

"Bence az bile olsa beni seviyor Hazal. Ben onun oğluyum, her şeye rağmen dokuz ay boyunca beni karnında taşıdı değil mi?" dayanamayarak hırsla konuştum.

"Yeter artık. Ona kanmaktan vaz geç. Seni sevmedi , seni istemiyor, çok özür dilerim ama senle oynuyor, gerçekten o kadar safsın ki? Sadece dokuz ay ilgilendi senle, sadece dokuz ay büyüttü. Sadece dokuz ay." dedim gerçeklerle yüzleşebilmesi için.

"Ama Hazal.. Elinde değildi, hem seninle de ilgilenemedi, çünkü elinde değildi-"

"Çünkü canı istemedi, çünkü bizim için uğraşmak istemedi, çünkü biz onun için hiç bir zorluğa hiç bir nedene değmedik, gerçeklerin farkına varsan iyi olur artık. Bak o yok, ama ben varım, ben seni çok seviyorum abi, bence artık onun peşinden koşmaya devam etme çünkü dediklerinin her biri yalan." dudağını hafifçe büktü, yüzü asıldı.

"Tamam." dedi kısaca ve salona Bora, Ares ve Efenin yanına doğru gitti.

Ben ise üst kata Daren ve Pelinin yanına gittim.

" Kızlar.. " ikisi de dönüp yüzüme baktı.

" Mutsuz gibisin Hazal, iyi misin, anlatmak istersen.. Buradayım, buradayız." dedi Daren , Pelini de göstererek.

"Yok.. Boş verin siz beni her zaman ki halim."

" Efe ile bir probleminiz mi var?" dedi Pelin yanağıma sıcak , ufak bir öpücük kondurarak.

" Bilmiyorum, abimle ufak bir problem yaşadık biraz moralim bozuk, kalbini kırdım sanırım."

"Ne dedin?" dedi Pelin telaşla.

"Annemin bizi istemediğini, kabullenmediğini falan söyledim. Üzüldü sanki.."

"Dert etme. Koray abi hassas bu konuda bir tık biliyorsun. Dikkat etmelisin. Ama bir yandan haklısın, gerçeklerle yüzleşmesini istiyorsun.." dedi Pelin.

"Bence annen ikinizi de seviyor ve kabulleniyor. Sana ismini bile aptal bir mektuptan alan bir kız olarak söylüyorum.. Annene bir şans vermelisin." dedi Daren.

 Yüzümün asıldığını görünce konuyu değiştirdiler.

" Beyaz.. Kumrular gibi, bembeyaz, hem Efe sana beyazı çok yakıştırıyor." dedi Daren, ardından Pelin konuşmaya başladı.

"Pembe.. Hazal pembenin içerisinde bir prensese dönüyor." hızlıca toparladı ve tekrar konuştu. " "Kendisi prenses gibi zaten." dedi sarılarak, bende sarılışına karşı saçlarına içten bir öpücük kondurdum. Sonra ise Darenin bize baktığını fark ederek , ilk önce onunda saçlarını sevdim sonra kendime çekerek sarıldım. "Hadi Hazalı süsleyelim!" dedi Pelin ve Daren aynı anda.

"Peki.." dedi teslim olurcasına ellerimi kaldırarak.

"Pembe elbise." dedi Pelin.

"Hayır beyaz daha güzel." dedi Daren.

"Bence ikinizde çok haklısınız, bu nedenle bu hırka ve bu elbise günün zarif ve altın noktası." dedim dolabımdan çıkardığım pembe kısa hırka, ve beyaz kısa elbiseyle.

"Güzel seçim, her türlü sana yakışırdı zaten.." dedi Daren tebessüm ederek.

" Teşekkür ederim meşe ağacı." dedim göz kırparak, utanarak başını eğdi.

" Pelin.. Aşağı inip şunlara baksan."

" Emriniz olur prensesim." dedi gülerek.

"Bekle Daren sen gitme."

"Bir şey mi oldu?" gülümsedim ve Darenin ellerini tuttum.

" Onun sana karşı bakışlarını görebiliyorum."

"Kimseye bir şey anlatmazsın değil mi ?" dedi çekinerek.

"Asla, bana güvenebilirsin.."

"Ares.. İyi birisi bana çok destek oluyor, daha önce oturup uzun uzun konuşmadık sohbet etmedik. Beni nasıl buluyor.. Bilmiyorum. Ama iyi bir insan." tebessüm ettim.

"Sen çok güzel bir kızsın, sapsarı saçların, Masmavi gözlerin, oldukça iyisin..  dedim gülerek. "Hadi süsleyelim seni biraz." dedim sırıtarak.

" Hazal, saçmalama."

" Yürü bakayım." dedim dolabıma doğru iterek.

"Harika!" dedim elime yırtmaçlı dar mini eteği, ve beyaz kolları açık dantellerle süslenmiş bluzu göstererek.

"Çok güzeller.. Sen ciddi misin?" gülümsedim.

"Saçmalıyorsun Darenciğim , giy şunları hadi." Darenin rahatça üzerini giyebilmesi için odadan çıktım ve giyinme kabinime yönelerek bir kaç eşya düzenlemesi yaptım, Darenin yanına doğru kapıyı çalarak ilerledim.

"Mükemmel olmuşsun."

"Sende öylesin." dedi tebessüm ederek

Ares Arkından-

Bora ve Pelin baş başa bir şeyler yiyor, Efe ise aşağı katta Denize masa tenisi öğretiyordu. Yalnız başıma evin güzel bir köşesinde oturarak telefona bakıyordum. Daren yanıma geldi ve benle göz teması bile kurmadan yanıma oturdu. Dareni seviyordum, çok tatlı , zarif , kibar ve utangaç bir kızdı. Gözlerin de kayboluyordum sanki. Sapsarı saçları güneş gibi tenime vuruyordu, pespembe yanakları ve sadece benim görebildiğim küçük çilleri ona güzel bir hediyeydi.

"Selam." dedi sanki sokakta yürürken karşılaşmışız gibi.

"Selam.." dedim heyecanla.

"Nasılsın?" dedi gözlerime bakmaya çalışarak.

"Çok.. İyiyim sen?" dedim tebessüm ederek.

"Çok iyiyim.." dedi korkak bakışlarıyla.

"Aslında bende 26 Aralık için ikişer tane sinema bileti var, Efeye teklif edecektim fakat işi varmış. Bora gelemezdi, bu film için herkes ciddi anlamada heyecanlı, bilet bulabilmesi zor." dedim gözlerine bakarak.

"Olur, biliyor musun ben daha önce hiç sinemaya gitmedim. Yani evde falan oturup izlemişliğim var ama küçük bir ekrandan yalnız başıma izlerdim ben. İnan çok sevinirim." dedi heyecanla. Bu tebessümü ve heyecanı her gün görebilmek için neler vermezdim.

"Yarın saat iki kırk da başlıyor. Heyecanlı mısın?" dedim gülümseyerek.

" Çok heyecanlıyım!"

Ölüm ve YaşamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin