-7.Bölüm- Kalbi Durdu.

27 4 0
                                    

Merhabaaa sevgili dostlarımm, yeni bir bölüm ile tekrar karşınızdayım.

Duman-Dibine kadar

Efe Kıraç'tan-

"Kalbi durdu.."
"Kalbi durdu.."
"Kalbi durdu.."
Kulağımda yankılanan sesler, ve gözlerimdeki yaşlardan başka bildiğim bir şey yoktu.. Kalbi durdu..
"Kalbi duramaz.."
"Elimizden geleni yapıyoruz.. Bitkisel hayata döndü.."
"Bitkisel hayat?" ne demek olduğunu biliyordum ama bunların şokuyla ne diyeceğimi bilemiyordum...
"Belki aylarca, yıllarca, haftalarca, günlerce... Bu ne demek, derseniz, çok bir umudunuz olmasın, ama umut her zaman vardır... Geçmiş olsun" doktorun söylediklerinin etkisi, pişmanlık, suçluluk.. Ben mahvolmuştum, mahvolmuştum..

"O gidiyor mu?"

"Sakinleştirici almak ister misiniz?" dedi doktor bana bakarak telaşla.

"Ama benim tek sakinleştiricim o? O benim diğer parçam. Olmazsa ben yarım kalırım?.."

Efe Kıraç. Güçlü Efe Kıraç. Öfkeli Efe Kıraç. Acımasız Efe Kıraç. Yalnız Efe kıraç. Sevilmeyen Efe Kıraç. Aşık Efe Kıraç. Hazalın Efesi. Efenin Hazalı. Biz birbirimize aittik. İnsan ait olduğu yerden ayrılamazdı değil mi?

***********************************************************************************************

3.5 ay sonra
"Yeter." diye haykırdım evin salonunda. Hazalın oturduğu koltuklarda. Hazalın dokunduğu duvarlarda. HazYalın güzel başını koyduğu yastıklarda. Hazal ve benim evimde. Bizim evimizde.
"Abi.. Neden bağırıyorsun, korkuyorum.." dedi Deniz çekinerek.
"Bir katil ile konuşmak, hoşuna gidiyor mu cidden?" acı dolu yapmacık bir kahkaha attım. Evde kahkahalarım yankılandı.
"Abi-"
"Kes! Rahat bırak beni!" Deniz hep beni bunaltıyordu. Belki de ben bunalıyordum. Sorunlu Efe Kıraç.
"Abi.."

***********************************************************************************************
Hazal komadan uyanmış.. Hazal uyanmış, benim güzelim.. Uyanmış, hızlıca giyindim ve hastaneye vardım.
"Sinirlenir misiniz? Yoksa tepki vermez misiniz bilmiyorum ama, Hazal Hanım iki gün önce uyandı, bu şok bir haberdi bizim içinde, benim içimde neredeyse hiç umut yoktu, ama haklıymışım, hatırlarsanız umut hep var demiştim, umut gerçekten varmış! Hazal Hanımı görebilirsiniz.. " dedi Doktor Yüzüme dikkatle bakarak.
" Siz.. İki gündür? " ilk defa sesim titriyordu.
" Hazal hanım.. İstemedi, üzgünüz. Kendisi odasında sizi bekliyor, istediğiniz an kendisini görebilirsiniz."
" Tabi.. " dedim hayal kırıklığına bulanmış sesimle.
Kapıyı tıklattım ve içeriye doğru adım attım.
" Güzelim.. Hazal'ım, beni bırakmadın." dedim sevecenlikle.
"Keşke.. Keşke hiç hayatıma girmeseydin Efe.. Pişmanım biliyor musun, kahrolası şey. Canımı yakıyorsun." dedi usanmış bir şekilde çırpınarak.
"Hazal.. Ben sana aşığım anlıyorsun değil mi? Senin canını yakmak istemiyorum.. Biliyorum, öfkeli, kendine hakim çıkamayan bir adamım, sana sırılsıklam aşık olan bir aptalım. Ama aşığım. Ama çok aşığım."
"Allah kahretsin ki bende sana çok aşığım Efe! Çok seviyorum seni, çok. Ama, olmuyor, deniyoruz, çabalıyoruz ama olmuyor. Her seferinde kaybediyoruz bu aşk savaşını."
"Söz veriyorum.. Her şey yoluna girecek Hazal, sen bana güven lütfen.. İyileş ve bana dön sonra bekle.."
"Neyi bekleyeyim Efe?"
"Her şey düzelecek güzelim söz.." dediğim an ile hastaneden çıkışım bir olmuştu.

Bora Karataydan-
"Pislik.. Acıyor, ilk defa çok acıyor Kıraç. Çok.. çok onlardan uzak kalmak, çok acıyor, çok acıtıyor!" dedi acı çekerek.
"Bugün filmi siliyoruz, Karatay. Başlamadan bitti! Merak etme, onlara kavuşacaksın.." dedim alaylı bakışlarla.
"Dalga geçiyorsun.. Neden böylesin Kıraç. Yapma, yeter öldür bitsin.. Öldür beni yalvarırım, Öldür!" İlk defa acımıştım belki de. Onu buradan çıkaracaktım çünkü Hazal iyi değildi.

Hazal iyi değildi. Bora tek çareydi. Bora kurtuluştu. Bora çıkış yoluydu.

"Hazal, iyi değil. Ne yapalım? Sensiz yapamıyormuş hanımefendi. Buradan çıkacaksın çünkü Hazal iyi değil, sensiz benle yapmak istemiyor." dedim hem ciddi hem huzursuz bir ifadeyi yüzüme takarak.
"Komik misin, cidden ya, cidden. Hırsını benden almak istedin. Ne sandın, ben ölecektim, daha doğrusu onlar öyle sanacaktı, beni sevdikleri gibi, bana değer verdikleri gibi. Tüm benim üzerimdeki ilgilerini bırakıp sana teslim edeceklerdi değil mi?" bana baktı ve aniden dudağını bir çocuk gibi büküp, yapmacık ağlamalı bir ses tonu edindi. "Aa.. Planın işe yaramadı mı yoksa.. Senin adına üzüldüm.."
"Kısa kes." dedim dişlerimi sıkarak.
"Ya canım benim.." dedi sevimlilik yaparak. "Canın mı yandı yoksa Efe paşa?"
"He. Canım yandı. Fazla kaşınıyorsun, şu zavallılığını bırak ve peşime takıl." dedim öfkemle.
Hazal Akrandan-
Çok seviyordum ama canım yanıyordu işte. Çok acıyordu kalbim.

Kapı çaldı.

"Gel.."
"B-bo-" dedim çaresizce. B-bora.. B-bo-ra.."
"Efe b-ben iyi değilim doktoru çağır." dedim gözleri ovuşturarak.
"Hazal, benim, Bora. Hazal her şeyi anlatacağım, sakin ol güzelim benim, ben buradayım."
"Bora, Bora sen s-sen Borasın.." dedim kahkaha atarak, gerçek mi diye kontrol etmek için sarılmak istedim.
" Sen.. gerçeksin? " inanmak isteyerek.
" Bir daha seni bırakmayacağım asla.." ayağa kalktım ve kendimi onun kollarına teslim ettim.

Ve şövalye prensese kavuşur, bir daha bırakmamak üzere prensesin ellerini sarar.

Her şövalye prensesle aşk yaşamaz. Prensesler her zaman üstündür. Bu gerçektir. Prenses ağabeyine kavuştu. Prenses şövalyesine kavuştu. Şövalye kız kardeşine kavuştu. Şövalye presesine kavuştu.

Ölüm ve YaşamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin