46. Bölüm

5.1K 276 428
                                    

Bilmezsin-Berk Baysal•

Normalde bu saatte bölüm atmaya niyetim yoktu ama düzenleyip atıyorum.

Bir önceki bölüm sonunda herkes Çelik'in intikam alacağını falan yazmış, saçmalamayın arkadaşlar ahahahahs

Bölümü okurken bol bol yorum yapın, bölüm sonunda sınır geçilsin diye yaptığınız boş yorumları görmek istemiyorum. Oy verirseniz sevinirim 🫶🩶

(Sınır: 200 Oy, 200 Yorum)

Keyifli okumalar...

_

____

Sarhoş edecek nitelikteki sözleriyle beynimin uyuştuğunu hissettim. Gözlerine derince baktım, bir gram şüphe etmedim kararlı bakışlarını gördüğümde. Onun gözlerinde hiç böylesine kararlılık görmemiştim.

Ne diyeceğimi bilemedim, elim hâlâ sıcak elinin arasındaydı. Dudaklarımı zoraki şekilde araladım, "Çelik," dedim.

"Söyle, Asel'im."

Son sözüyle birlikte nefesimi tuttum, bana az önce söylediği şey gerçek miydi?

Asel'im, diye geçirdim içimden...

Gözlerini benden bir saniye ayırmadan iki dudağımın arasından çıkacak şeyi söylemem için gözümün içine bakıyordu. "Yaralayan da, yarayı saran da sensin."

Konuşmam yüzüne bir tokat gibi çarptığında elimi kavrayışı hafifledi, gözleri kederli bakıyordu. "Yanlış anlaşılmaya kurban gittim. Seni incitmek istemedim, yemin ederim."

"Ama incittin, hem de çok," dedim.

Pişmanlık dolu sesiyle, "Bilmiyorum mu sanıyorsun?" dedi, "Beni bir mektupla terkedip gittiğini ne çabuk unuttun?"

Yutkundum, "Ya ne yapacaktım? Bana dokunduğunda, beni öptüğünde, bana sarıldığında ve daha birçok ânımızda o kadının aklında olma ihtimaline karşı kafayı yiyecektim, senin bundan haberin var mı?" diye çıkıştım.

"Aklımda ve yanımda sadece sen vardın. Aptallık ettim, sana kendimi anlatmadım. Ellerimin arasından kayıp gittin," dedi, "ve ben seyirci kaldım."

"Gitmeme izin verdin."

"Vermedim," dedi, tekdüze bir tonla. "Sen İtalya'dayken iyi olduğunu biliyordum. İlk gittiğinde sana dair tek bir iz bile bulamadım, ama sonra senin yaşadığın yere ait bir bilgi ulaştı elime. Bunun sayesinde toparlandım."

Tam ağzımı açacakken, "Sadece iyi olduğunu biliyordum," dedi, ona sinirlenmeme ihtimal bırakmadı.

"İyi miydim sence?"

"Senden farkım yoktu."

"Bunlara gerek var mıydı," dedim, elimi ondan çektim. "Herşey daha farklı olabilirdi."

"Halen olabilir Asel."

Sıkıntılı bir nefes verdim, "B-bilmiyorum, sana güvenmiyorum," dedim, bakışlarımı ondan kaçırdım.

Tek kaşı kavislenerek havaya kalktı, kaşlarını çatarak, "Bir dakika, neye güvenmiyorsun Asel?" dedi. "Seni aldatacağımı mı düşünüyorsun?"

Düşünmüyordum, ama bu devirde babama bile güven olmazdı. Bir kere kötü hissettiren bir daha hissettirebilirdi. "Konuşmak istemiyorum."

"Kaçamazsın," dedi, sertçe. "Cevap ver. Seni aldatacağımı mı zannediyorsun, ben öyle bir adam mıyım? O kadar aşağılık biri miyim ben Asel, ha?"

ASEL +18 (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin