Evi darmaduman edip yerde diz çökmüş bir şekilde otururken nasıl olur da böyle bir şey olur diye düşünüyordum.
Yarım saattir kesintisiz ağlıyordum ve saçlarım dağılmıştı. Tam anlamıyla bitiktim.
Çelik'le hiç bir zaman korunmadık, en büyük sebebi de bu olsa gerek. Bunca zamandır doğum kontrol hapı kullandığım için ve son seferinde korunmayıp bir de hap almayı unuttuğum için hamileydim...
Bu benim kaldırabileceğim, hazır olduğum bir sorumluluk değil. Çelik'le aramız berbat ve beklenmedik bir şekilde gelişen durum yüzünden karnımda bir can, bebeğimizi taşıyorum.
Yaşım evlenmek veya çocuk sahibi olmak için ne çok erken, ne de çok geç bir yaş fakat biz Çelik'le evli bile değiliz!
Ağlamamla birlikte baş ağrım daha da şiddetlenmiş ve midem bulanmaya başlamıştı. Midemin bulantısının sebebi aklıma geldiğinde yüzümü buruşturdum.
Ayağa kalkıp boy aynasının karşısına geçtim. Tişörtümü yarısına kadar yukarı sıyırıp haliyle daha hiç belirginleşmemiş olan karnıma baktım. Ben hamileydim?
Gözlerimi sıkıca yumdum, bir daha hiç açmamak istercesine ama artık kendi canım hariç bir bebekten de sorumluydum. Aman ne güzel değil mi?
Çalan kapıyla doğrudan kapıya yöneldim. Açtığımda karşımda yan evde oturan bir adam duruyordu, 40-45 yaşları civarındaydı. Tanımıyordum ama sık sık gördüğüm olmuştu.
"Buyrun?"
"Merhaba, rahatsızlık verdim kusura bakmayın. Eşimle otururken burdan gelen sesleri duyduk, biraz telaşlandık. Eşim sizin bir kadın olduğunuzu ve yalnız yaşadığınızı tahmin ettiği için gelip bakmamı rica etti. Biri zarar mı verdi size, veya bir şey mi oldu?"
Dolan gözlerimi adamdan kaçırdım, "Hayır hayır, ufak çaplı bir sinir krizi geçirdim sadece. İyiyim gerçekten, eşinize ve size teşekkür ediyorum," dedim.
"Yanlış anlamadınız değil mi beni? Sizi merak ettiğimiz için rahatsız ettim, tekrar kusura bakmayın. Bir sıkıntınız olursa eşim her zaman evde, tabii genç değiliz sizler gibi ama karım kafa kadındır. Sorununuz olunca gelebilirsiniz, iyi günler."
"Yanlış anlamadım, çok teşekkür ederim. Mutlaka geleceğim, iyi günler."
Kapıyı kapadığımda beni düşünen birilerinin olması gözlerimin doluluğunu artırırken derin derin nefes aldım. Bu fazla duygu değişiminin ve bulantılarımın biteceğine emindim.
Kafama takılan en büyük sorun şuydu; ben bu bebekle ne yapacaktım?
——
2 Gün Sonra...
"İyim Ilgın sorun yok dedim ya!"
"Asel kaç gündür arıyorum açmıyorsun, yazıyorum bakmıyorsun. Evine operasyon düzenleyecektik eniştemle valla!"
Kahve boğazımda kalırken öksürdüm, "Eniştenle mi!" dedim.
"Pardon canım, eniştem ben ve kocam. Tabii eniştem de senin gibiymiş pek farkı yokmuş ama neyyse."
"Ilgın düzgün anlat, çatlatmasana insanı!"
"Şimdi şöyle ki, ben sana ulaşamayınca Çelik ve Murat'a söyledim. Başta panik yaptılar ama Çelik senin sokağa korumaları diktikten sonra yaşam belirtisi gösterdiğini anladığımızdan beri içimiz rahat. He bide kamera yerleştirmiş ayrıyeten evini gösteren bir yere. O pek işe yaramadı sanırım, sen evden çıkmayınca."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASEL +18 (Tamamlandı)
Romantizm"Duygularımın esiri olmaktan kaçıp kaderimin bana çizdiği yollardan çıkmaya, zorluklardan sıyrılmaya çalıştım. Önüme çıkan engeller mutluluğumu benden alıp çok uzaklara götürse de bununla başa çıkmak adına elimden geleni yapmaya hazırdım." ... Başka...