ᯓ13

19 3 1
                                    

(Jimin'den...)

Arkamı döndüğümde tanıdık yüz ile olduğum yerde ona 'buraya yine ne için geldin?' diye bir bakış atmak çok isterdim. İstemek ile de kalmış bulunmaktayım. Çünkü buraya neden geldiğini biliyordum. İnsanlar ne kadar çabuk öğreniyor böyle dedikodu haberlerini, anlamıyorum. Nasıl hemen yetişebiliyorlar aklım almıyor.

"Park Jimin, Jung Hoseok J-hope'u yaralamaktan baş süpheli olarak sizi sorguya çekmek zorundayız."

Şuan korktuğum tek şey J-hope'un nasıl olacağıydı, tek istediğim iyi ve sağlıklı olmasıydı. Bu adam daha 3 yıl öncede aynı suçtan beni sorgulamıştı ve aşırı derece kıl bir insandı.

Ben daha cevap veremeden kapımda nöbet tutan o hemşire kadın araya girdi.

"Onu sorguya çekmeniz için ilk öncelikle ondan yetkili olan yani bana bir izin belgenizi göstermeniz lazım. Ve şöyle ki izin belgeniz olsada onu sorguya çekemezsiniz bayım, o hasta ve ayakta duracak gücü yok ve onu hastayken sorguya çekmek suç, umarım anlıyorsunuzdur."

Daha adını bile bilmediğim kadın karşısında komiser Minho kala kalmıştı öylece, nefes almadan hızlıca konuşunca benim beynim bile dondu hemşire'nin söylediklerine karşı.

"O zaman bir izin daha çıkartıp dedekteflerimizden birini getirmek zorunda kalacağım, yada..."

Bana doğru baktı ve elinde ki izin kağıdı olarak tahmin ettiğim kağıdı bana doğrulttu.

"...O kendini iyi hissediyor ise onu hemen sorguya alacağım."

Geçen 3 yıl önceki kafamı kıran o zayıf ama güzel ve eli bir o kadar sert olan dedektif Soyeon gelecekse Kore'den, Dünya'nın öteki ucuna uçardım. Bu seferde kafam değil başka yerlerim vücudumdan kopsun istemiyordum.

"Park ile konuşamazsınız ama onunla olan birisi vardı, hatta bana o haber verdi."

Ameliyat hane'nin önünde duran Taemin'i eli ile işaret etti. Ona cidden üzülüyordum.

"Peki sağolun."

Son kez komiser'in gözleri vücudumda gezindi bir delil ararmışçasına. Vücumdaki kanlar dışında bir şey göremeyince daha doğrusu aradığı şeyi bulamayınca hastaneden ayrıldı tahminimce, sabah gelmesi daha makul görünüyordu belki de.

Bayan hızlı konuşan bize doğru iyice kendini çevirdi.

"Bay Park dinlenmeniz lazım ve sanırım küçük bir sorgu da ben yapacağım. Nasıl izinsiz, haber vermeden tuvalete gittiniz?"

"Ne yapsaydım hemşire hanım, 'Anne gel çişim geldi beni tuvalete götür' mü deseydim?"

Bana garipser bir şekilde baktı ve nefes çekti, Yoongi ise dudağını ıssırdı gülmemek amacıyla.

"Sizlerde burada beklemeyin, zaten yeterince kaos oldu yoruldunuz ameliyat hane'nin önünde beklemek sizi daha yorgun düşürür, büyük ihtimalle bir kaç saat sürer, yani beklemek zaman kaybı yapar."

Şimdi düşündüm de kimse bu kadın ile evlenmemeliydi, en azından kendi iyiliklerini istiyorlarsa. Herşeyden haber olması üstüne zeki olması onu çekici göstersede çok konuşması rahatsız ediyordu.

Kafam yine yavaştan dönmeye başladığında bir an önce uyumak istediğimi düşündüm yoksa buraya da kapaklanmak istemiyorum.

"Anne siz eve gidin, ben iyiyim."

Annem bana yaklaştı ve sarıldı, sırtımı sıvazladı ve geri çekildi dolmuş gözleri ile.

"Sakın o adama bir şeyler anlatma, sen kendini biliyorsun."

ZORBAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin