15. Bölüm: Aile

61 45 1
                                    

15. Bölüm: AİLE

Aral Karasu'nun kalbinden...

Sıcak avuçları avucumun içindeydi, onu sıcaklığı ile hissetmek ise çok ayrı bir mevzuydu.

Gözlerimi açıp baygın olmadığımı, sözlerini duyabildiğimi, sıcak avuclarını hissedebildiğimi söyleyecektim ki söze başladı ve anlattıklarının ağırlığı kalbime oturduğunda, değil konuşmak göz kapaklarımı bile aralayamadım.

Uyuyor olduğumu sanıp döktüğün bu sırlar kalbimin derinine kazındı ve bunun içinde sadece kendimi suçladım çünkü kalbime atmak, unutmayacağım demekti.

Odaya ilk girdiğin an gözlerime açmadığıma ve sana yalan söylediğime duyduğum pişmanlık hiç bir zaman kaybolmayacak. Keşke gerçekten de uyuyor olsaydım.

Özür dilerim lider, bir başka yalanın içinde buldum kendimi ve ilk değil ama son olması için elimden geleni yapacağım.

Komada iken insanların eğer uyumaz ise bazı şeyleri duyduğunu ve hissettiğini biliyordum. Ama insan baygın iken tüm bu duyma ya da hissetme işlevlerini kullanamazdı. Bugün Aral’a ne anlatırsam anlatayım, yine sadece benim sırrım olarak kalacaktı ama ne anlatacağımı bile bilmiyordum. 

Basit konulardan başlamak en iyisiydi çünkü başlamak için mükemmel bir konu seçmeye çalışırsam asla konuşmaya başlayamayacaktım. Sıcak avuçları hâlâ ellerimdeydi, onu sıcaklığı ile hissedebilmek ise çok ayrı bir konuydu. Derin bir nefes aldım ve bakışlarımı yüzünden çekip tuttuğum eline baktım.

“Çabalıyorum,” dedim kısık bir sesle ve dediğim an pişman oldum. “Kahretsin, neden illa ki bu konuyu açtım ki sanki?” Derin bir nefes alıp başka şeyler düşünmeye çalıştım ama sanki konu önümde açık bir kitap şeklinde, onu anlatmamı bekliyormuş gibi duruyordu. Sanki ondan başka diyecek, anlatacak bir konum yoktu. Vardı, biliyordum ama düşünmeden konuşmuştum ve ilk yaptığım yine aynı konuyu açmak olmuştu. 

“Bıktım, yoruldum artık hep aynı konuyu konuşmaktan.” dedim isyan edercesine. İsyanım kendimeydi. “Sanki başka binlerce konu, acı ve pişmanlık yokmuş gibi. Binlerce var hem de ama sana bugün burada acılarımdan ya da geçmişimden bahsedecek değilim. Aslında sana hiçbir zaman geçmişimden bahsedecek değilim lider, çünkü anlatmaktan çekinmiyorum ama tekrar duymaktan çekiniyorum. Geçmişimin her zerresinden, her ayrıntısından utanıyorum. Utancımı ise kimse ile paylaşacak değilim. Çünkü sadece benim yüzüm kızarıyor.” 

Derin bir nefes aldım ve başka şeyler düşünmeye çalıştım. “Çabalıyorum, dedim ya az önce, keşke demeseydim, düşünmeden konuştum ve aklıma gelen ilk şeyi söyledim. Aklıma ilk gelen kişi ise o oldu yine.” Elini sıktım. “Çabalıyorum lider, gerçekten çabalıyorum. Unutmak için başlattığım savaşı tek başıma veriyorum, kimse görmüyor. Kimse duymuyor ve hiç kimse kendim ile bir savaşım olduğunun da farkında değil. Olmasın da zaten konu bunlar değil.” Derin bir nefes aldığımda hâlâ yüzüne bakamıyordum, bakışlarım hâlâ ellerimdeydi. Sanki bakışlarımı kaldırıp yüzüne baksam göz göze gelecektik, bundan korktuğum için de bakışlarımı kaldırıp yüzüne bakamıyordum. “Seni, Uzay’ın yerine koymaya çalışan tarafımdan nefret ediyorum lider. Gerçekten nefret ediyorum ama zihninde ki sesleri susturmak mümkün değil ki. Keşke susturabilsem, keşke yapabilsem ama yapamıyorum.” Hayır, ağlamayacaktım ben sadece kaybettiğimde ağlardım, Aral’ı kaybetmeyecektim. “Keşke,” sesim titredi. “keşke onunla,” sesim tekrar titredi ama adını ağzıma alamadım. Bu sefer yapamadım. “hiç tanışmış olmasaydım lider, keşke ilk kalbimi açtığım kişi sen olsaydın. Ama keşkeler gerçeği değiştirmiyor. İkiniz birden... çok fazlasınız. Yani bunu nasıl anlatacağımı bilmiyorum lider. Anlatamam. Anlayamazsın. Kimse anlayamaz. Bu duyguyla yaşayabilir miyim bunu bile bilmiyorum ama sana yaklaşırken ona, ona yaklaşırken sana haksızlık yapıyormuşum gibi hissediyorum.”

OYUN SERİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin