Altuğ Sarca'nın güncesinden:
"Altuğ Gece..."
"Uyanıyor..."
"Ne?! Gece'm!?"
"Altuğ..."
"Söyle güzelim. Söyle Karanlığımın Gölgesi."
"Bana ne oldu?" Dedi kısık bir sesle.
"Şey..."
"Altuğ yine ve yine bir şeyler saklayamıyorsun." Diyerek kıkırdadı.
"Ne uzattın be huysuz. Çokbilmiş sen 3 aydır komadasın. Oh! Rahatladım be!"
"Hı!?"
"Evet güzelim sen üç aydır komadasın. Ama önemli olan uyandın. Ben biliyordum. Ben biliyordum, senin uyanacağını biliyordum."
"Bundan şüphen mi vardı ha bay agresif." Dedi her zamanki alaycı ifade ile.
"Hayır güzelim. Benim buna hiç şüphem yoktu ki Karanlığım Gölgesi."
"Ben-" sözünü yarıda kesen tabi ki Ateşdi.
"Kusura bakmayın aşk kuşları lafınızı balla kesiyorum ama gidib doktora haber verib burdan çıkmamız lazım ama önce şu uyuyan çeteyi uyandırmamız lazım."
"Tamam o işi bana bırak Ateş'cim. KOĞUŞ KALK!!" Diye çok yüksek sesle bağırdı Gece hepsi aynı anda ayağa kalkıp uykulu halleriyle asker selamı verdiklerinde Gece gür bir kahkaha patlatdı. Şoktan ilk çıkan Barış oldu.
"Gece?"
"Gece ya! Ben bile uyandım ulan siz hala uyuyun. Oh ne ala memleket!" Diye onlara kızdığında hepsinin gözleri aniden açıldı ve Gece'yi görünce hepsi büyük bir şaşkınlıkla Gece'ye baktılar.
"Aa çakma mafya sonunda uyanmış" diyerek Naz koşarak Gece'ye sarıldı.
"Naz ölmedim ama sen beni boğarak öldüreceksin bu gidişle" Naz Gece'den ayrıldığında Barış Gece'ye yaklaşarak sarıldı.
"Bizi çok korkuttun be Lider."
Barıştan sonra Işık ona sarıldı.
"Bir daha sakın komaya gireyim deme Karanlık!"
"Tamam Dolunay bir daha komaya gireyim demem."
Sıra Deniz'e geldiğinde o da Gece'ye yaklaşarak sarıldı.
"Bizi çok korkuttun be kızım!"
"Ee tamam bu kadar ilgi bu çokbilmiş için şimdi biz çıkıp çıkış işlemlerini yapalım bu aşk böcekleri de hasret gidersinler." Dediğinde Gece'nin yüzündeki ifade hemen değişti ve hafif öksürerek dişlerinin arasından tehtitkar bir tını ile konuştu.
"Ateş! Mermiden hızlı koşuyorsun dikkat et!"
Dediğinde Ateş ve diğerleri odadan çıktı.
"Ee Altuğ sen beni hiç mi özlemedin?" Dedi yapay bir kırkınlıkla.
"O da nerden çıktı bakalım güzelim?" Diyerek yatağa oturdum.
"Ne bileyim bana hiç sarılmadın." Dedi küçük bir kız çocuğu gibi. Hafif üzerine doğru eğilip yüzümü yüzüne yaklaştırdım.
"Hımm öyle mi"
"Hıhı öyle..."
Onu kendime doğru çekip ellerimi beline dolayıp yüzümü boynuna gömerek kokusunu derince içime çektim. Dudaklarımı kulağına yaklaşdırıp fısıldadım.
"Seni çok özledim be Karanlığımın Gölgesi."
Oda kollarını boynuma doluyarak kulağıma fısıldadı.
"Bende seni çok özledim be Sessiz Gece'min Sesi."
Birden bire kapı tak diye açıldığında bir birimizden ayrıldık.
"Hadi bu kadar romantizm yeterli aşk kuşları şimdi tesise dönme vaktimiz."
Ertesi sabah Gece'nin güncesinden:
Dün hastahaneden çıkıp tesise döndük ben tesisdeki odama gidip duş aldıkdan sonra uyudum yarın uyandığımda üzerimi giyindikden kahvaltımı ettim şimdi ise toplantı odasında ekibimin gelmesini bekliyordum çünki yeni görev hakkında bilgiler Arayıcılar tarafından elime ulaşdırılmıştı.
Sonunda tüm ekip toplantı odasındaydi ve hepsi benim söze başlamamı bekliyorlardı. Ve her zamanki gibi Ateş konuştu.
"Oof be çokbilmiş anlatsana kızım. Acun musun ne uzatıyon!"
Delici bakışlarımı Ateş'e yönlendirdiğimde susaral başını öne doğru eğdi.
"Evet. Gölge ekibi bu gün Aracılar bana ulaşarak yeni görevimizi ilettiler." Dedikden sonra ayağa kalkıp perdeleri aşağıya doğru çekip ışıkları kumandayla kıstıktan sonra projeksiyon ekranına bazı görseller yönlendirdim.
Ve ayağa kalkıp beyaz perdenin yanına gideren anlatmaya başladım."Bu kadın Beyza Arslan. Kendisinin elinde belediyye başkanını bitirecek bilgiler var. Ve bizim görevimiz onun elinden o bilgileri almak olucak. Bunu ise-"
"Dur tahmin edeyim sen tabi ki her zamanki gibi her şeyi çok önceden planlamışsın değilmi. Hatta onunla bir yemekte ayarlamışsın değilmi" diyerek sözümü yarıda bırakan tabi ki Ateş'den başkası değildi.
"Sence?"
"Bendeki de soru tabii ki yine yapmışsın yapacağını."
"Aynen öyle Ateş'cim. Ateş'inde dediği gibi ben onunla bir yemek ayarladım. O yemekte Beyza, sözde sevgilisi olduğunu iddia eden Eren olucak. Şöyleki o yemeğe bizden sadece dört kişi gide bilir. Beyza bana kalabalıktan nefret ettiğini söyledi ve yanımda sadece maksimum dört kişi getirmemi söyledi. Ama ben-"
"Ama sen göreve bir şekilde hepimizi dahil ettim değil mi"
"Ateş! İkidir sözümü kesip duruyorsun sinirleniyorum haberin olsun!" Diye dişlerimin arasından tehtitkar bir tını ile cırladım.
" Ve evet hepimizi bir şekilde oyuna dahil ettim. Yemeğe ben, Altuğ, Işık ve Deniz gidicek. Ateş sen qarson olucaksın ve bizim masaya hizmet ediceksin. Barış sen ise Beyza ve Erenin bizzat şöförü olucaksın. Naz sen gerçek bir ajan olucaksın gizlice onların her haraketini izleyecek lavoboya gittiklerinde bile onları takip edicek ve dinleyeceksin. Tamam mı?"
"Hayır! Tamam falan değil!"
"Neden niye neyi beğenmedin bay agresif sakıncası yoksa bizimle paylaşa bilirmisin?!"
"Sen daha komadan yeni çıktın ve komadan çıktığı günün sabahında göreve mi gideceksin?!"
" Evet. Ne var ki burada?"
"Hayır efendim! İzin vermiyorum! Tesiste kalıyorsun ve dinleniyorsun!"
"Hayır gidicem!"
"Gitmeyeceksin!"
****************************
Tamı tamına 757 kelimelik bir bölüm oldu.
Evet benim küçük yarasa'larım bölüm böyle oldu.
Umarım yeni bölümü beğenirsiniz 🦋🥰
Sizi çok öpüyorum 😘
Ben kaçar...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Casus Kadın "Tamamlandı"
Mystery / ThrillerHer şey arkadaşı için kendi hayatını riske atan 18 yaşında bir kızla başlar.Zamanla olaylar değişir... "Diğer kitablardan alıntılar bulunmaktadır"