Bir kıskançlık meselesi...

109 6 0
                                    

Ertesi gün:

Gece'nin anlatımı ile:

Dün Ateş'in kıskançlığı yüzünden Altuğ'yu öpememiştim. Hem bu gerizekalıya kim söylemişdi benim Altuğ'nun odasında olduğumu? Kim söylediğini bilmiyorum ama bulucam buluncada bunun hesabını sorucam. Ama şuan bu konudan da önemli bir işimiz vardı. O da şu yeni görevimizdi. Bense plan yapmaya çalışıyordum. Onlar gibi düşünüyor onlar hakkında aldığım bilgilerle ilerleyerek çözümler bulmaya çalışıyordum. Şu Beyza denen kadın duyduğuma göre her gece bir erkekle yatan biriymiş yanlızca o değil Erende öyleymiş. Galiba bir şeyler buluyorum. Ve buldum! Altuğ kendi çekiciliği ile şu kadını aklını başından alarak onu oyalayacak. Işık ise kendi zerafeti ile Ereni kendisine hayran bırakacak. Bende bu sayede gizlice Beyzanın hesaplarını araştırıp bulucaktım Deniz ise siteme girip Beyzanın hesaplarındaki bilgilere ulaşıcaktı. Ama Denizin bilgisayarda bir şeyler yapması Erennin ve Beyzanın dikkatini çeke bilir. Bu yüzden Deniz Işığ'ın asistanı gibi davranıcak ben ise Altuğ'nun asistanı gibi davranarak hesaplara ulaşıxaktım gerisini ise Deniz halledecekti.

"Lider, yine hiç bir şey yemiyorsun ve her zamanki gibi susub ifadesizce bakıyorsun." Barış'ın sesi ile irkildim.

"Pardon bir şeyler düşünüyordum bu yüzden ne dediğini duymadım."

"Lider, neden hiç bir şey yemiyorsun diye soruyordum."

"Teşekkürler ama ben bir şey yemek istemiyorum."

"Neden?" Diye sordu Altuğ.

"Bilmem canım istemiyor."

"Ama-"

"İstemiyorum Altuğ! Rica ederim israr etme."

"Ben sadece aç kalmanı istemiyordum."

Allah kahretsin. Ben istemeden onu kırdım.

"Yemeğinizi yedikden sonra toplantı odasına gidin ama Altuğ sen benim odama gelmelisin seninle bir konu hakkında konuşmamız gerekiyor. He birde Ateş dünü unuttuğumu sakın sanma eğer dün yaptığın gibi benim odama da gelirsen. Senin yedi belanı s******. Duydun mu!!"

"Duydum..." Dedi suçlu küçük bir erkek çocuğu gibi.

"Neyse herkese afiyet olsun." Dedikden sonra masadan kalkıp üst kata çıktım. Giyinme odasına gidib kendime bu akşamki yemek için giyicek bir şeyler bakmaya başladım. Ve siyah bir elbisede karar kıldım. Sadə bir elbiseydi ama bir o kadar da iddialı bir elbiseydi. Üzerimi giyindikden sonra aynada kendime baktım. Bence güzel olmuşdum.

( Temsili elbisemiz bu)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

( Temsili elbisemiz bu)

Giyinme odasından çıktığımda koltukta oturmuş beni bekleyen bir adet Altuğ ile göz göze geldiğimizde beni baştan aşağı uzun uzun süzdü ve yine gözlerimin içine baktığında gözleri dudaklarıma değdiğinde sertçe yutkundu.

Ayağa kalkıp benim yanıma geldi aramızda bir adımlık mesafe bırakacak şekilde önümde durdu.

"Evet küçük hanım diğerlerinin içinde beni terslemeğin cezasını çekmeyeceğini mi düşünüyorsun?"

"Bana ceza mı vereceksin." Dedim babasına yalvaran küçük bir kız çocuğu gibi dudak büzdüm.

"Evet bunun cezasını çekeceksin. Hımm acaba sana ne ceza versem?"

"Ben sana bir ödül versem bana ceza vermekten vaz geçermisin?"

"Bilmem? O ödül-"

Sözüne devam etmesini izin vermeden aramızdaki bir adımlık mesafeyide kapatarak dudaklarına yapıştım. O ise neye uğradığını şaşırmış olucak ki ilk başlarda öpücüğüme karşılık vermedi ama sonra o da benim öpücüklerime karşılık vermeye başladı. Ama o benden farklı olarak dudaklarımı çok sertçe öpüyordu. Nefesim kesildiğinde dudaklarından ayrıldım.

"Cezadan kurtula bildim mi?"

"Evet. Ve ödülüm beni fazlasıyla tatmin etti."

"Evet sevgilim sana hediyye ettiğim ödül beni de fazlasıyla tatmin etti. Ama şimdi gitmemiz gerek mağlum ekip bizi bekliyor. Ve dudağındaki kırmızı rujda sana çok yakışmış."

Dediğimde sırıtarak dudağındaki kırmızı ruju sildi ben ise odamdaki aynanın önüne geçip dağılmış ruju dudaklarımdan silip rujumu tazeledim.

"Rujunu tazelemene gerek yok sevgilim çünki ilk fırsatta yeniden bozucam."

"Hadi benim yakışıklı sevgilim gitmemiz gerek." Diyerek kolundan tutup çekiştirerek kapının önüne geldiğimizde kapıyı açarak hızlı adımkarla toplantı odasının kapısına geldiğimizde Altuğ'nun kolunu bırakarak kapıyı açmadan önce konuştum.

"Sen benden sonra içeri gir."

"Tamam."

Toplantı odasına ilk ben girip en baştaki yerimi aldım. Ve konuştum.

"Altuğ birazdan gelicek o geldikden sonra ise size kirduğum planları detaylı bir şekilde anlatacağım."

Herkes beni onaylayan bir kaç mırıltı çıkardığında istemsizce gözlerim kapıya kaydığında kapı açıldı ve aşık olduğum o mavi gözlerine baktığımda onunda aynı şekilde beni izlediğini fark ettim.

Sonrasında o da sağımda olan biş sandalyeye oturduğunda sabah kurduğum planı tüm detayları ile ekibime anlattığımda herkes kendi görevini tüm detayları ile öğrenmiş oldular.

Herkes toplantı odasından çıktığında odada ben ve Altuğ kalmıştı.

"Sevgilim, ben orada o kadını baştan çıkardığımda sen o kadını kıskanarak dövmezsin dimi?"

"Ben bu güne kadar kimise kıskançlıkdan döndüm mü?"

"12 yaşımızda bir görevde kız bana çok yaklaştı diye kızı dövüp 2 haftalık ceza alan sen değil miydin?"

Dediğinde yüzümden buruk bir gülümseme oluştu.

"Soru sordum. Dövmezsin dimi?"

"Dövmem hem ben abarttığınız kadar kıskanç değilim ki."

"Ya görevde görücem ben seni."

****************************

Evet benim küçük yarasa'larım umarım yeni bölümü beğenirsiniz 🦋 🥰

Bu bölümde tamı tamına 720 kelimelik bir bölüm oldu.

Neyse ben kaçar...

Öptüm...








Casus Kadın "Tamamlandı"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin