2

109 21 6
                                    

Yorum yapsanız biraz keşke...

...

"Bu bir zindan mı?"

Parmaklarını televizyonun ekranına vuran Minho'da gezdirdim gözlerimi. Televizyon ekranının önünde oturmuş, küçük çocukların yaptıkları gibi ekrana dokunup bir şeyler yapmaya çalışıyordu. Şu an tatlı duruyordu, bir çocuk gibi. Onu ilk tanıdığım halinden hiç eser yokmuş gibiydi.

"Hayır, değil. O bir televizyon. İnsanları kayıt altına alıp orada yansıtıyorlar."

"Bu nasıl bir büyü?" Kocaman yaptığı gözleri ile bana doğru döndü, şaşkınca baktı. "Sizin insanlar dünyası, benim dünyamdan daha mı güçlü? Hay lanet, uzun zamandır takip etmiyordum burayı."

"Ne kadar uzun acaba?"

"Binlerce yıl kadar uzun," diye mırıldandı Minho, tekrardan ekrana doğru döndü. "En son gölge şövalyesinden Graham Bell isimli bir insanın telefon denilen bir şeyi icat ettiğini duydum lakin kendim gelip görmedim. Ah sanırım gelip görmeliydim."

"Uzun zaman olmuş gerçekten."

Kafasını çevirip bana baktı. Sonraysa gözlerini kıstı ve mırıldanmam ile birlikte tekrardan önüne döndü, ekrana dokunup insanları tutmaya çalışıyormuş gibi yapmaya devam etti. Ciddi anlamda bir çocuk gibiydi şu an.

"Kendi krallığım büyü konusunda çok mu geri kaldı ki?"

Sürekli kendi kendine mırıldanıp krallığının geride kaldığından yakınan beden istemsizce gülümsememe neden oldu lakin hakkını mı düşünüyordu yoksa kendisini mı düşünüyordu, bilmiyordum. Kahvemden bir yudum daha aldım.

Gecenin bir yarısı uyandıktan sonra geri uyuyamamıştım. Bir süre mutfakta ona çikolata yedirmiş -kral şekerden pek etkileniyormuş gibi görünmüyordu; yedikçe yemiş, dolaptaki tüm çikolataları bitirmişti- sonraysa kendime kahve yaparak salona geçmiştik.

Şu an saat sekize geliyordu ve tatil olduğum günde bu kadar erken kalkmak bok gibi hissettirmişti. Biraz daha uyuyabilseydim keşke.

"Sana dizi açmamı ister misin?"

Yapabilecek başka bir şeyin olmadığını anlayıp sordum bu soruyu. Onun tepkilerini izlemek eğlenceliydi en azından.

"O da ne?"

Ona cevap vermeden kumandayı elime aldım, başka bir kanal açtım ve çıkan tarihi dizi ile gülümsemeden edemedim. Karşımdaki bedenin vereceği tepkileri düşünmek, komikti.

Televizyondan gelen 'kralım' sesiyle birlikte irkildi, gözlerini ekranda -konuşan bedende- gezdirdi. Sonraysa kafasını çevirip bana baktı ve "Bana mı diyor," diye sordu merakla. "Onu tanımıyorum oysa."

Dudakları iki yanına kıvrıldı, yüzünde kibirli bir gülümseme belirdi ve oturduğu yerde dikleşti. Tanımadığı birinin kendisine kralım diye seslenmesi epey hoşuna gitmişti belli ki.

Daha sonrada ekrandaki beden, kral olarak bahsettiği diğer kişinin önünde eğildiğinde kaşlarını çatarak bana döndü. "İnsan dünyasında, kaç kral var?"

"Ne yapacaksın?"

"Hepsini öldüreceğim." Şokla gözlerimi büyüttüm. Bunu demesini beklemiyordum çünkü. Benim bakışlarımı fark etmiş gibi kafasını iki yanına salladı. "Bu da bir şaka. Öldürmek istediğim tek bir kral var şu anlık."

"Bizler şaka yaptıktan sonra güleriz." Oysa kral, oldukça ciddi bir duruşla benden tepki bekliyordu ve dediklerinin çoğunda ciddi olduğuna emindim ben.

Universe Ruler/ BangİnhoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin