1

212 20 12
                                    

Yorum yapmayı ihmal etmeyin!
...

"Uyan."

Duyduğum sesle gözlerimi aralayıp kızıl gökyüzünde gezdirdim, nerede olduğumu anlamaya çalıştım.

Bir rüyanın içerisindeydim, buna emindim. Lakin ilk kez tanımadığım bir yerde uyanıyordum. Ah bir de, bu rüyanın aurası diğerlerine göre daha ağır ve güçlüydü.

Neredeydim ben?

Uzandığım yerden kalkıp üzerimi sirkeledim, gözlerimi bu kez devasa sarayda gezdirdim. Bunun bir kehanet rüyası olmadığı zihnimde yankılanırken saraya doğru ilk adımımı attım.

Şu zamana kadar deneyimlerimden yola çıkarsak, bu rüyalarda ölmüyordun; sadece zarar görüyordun ve gerçek yaşamında etkilediği tek şey yorgunluğun oluyordu. Ölü gibi uyanıyordum bazen.

Bu yüzden hiçbir korku belirtisi göstermeden saraya doğru ilerlemiş, açık büyük kapıdan içeriye girmiştim.

Terk edilmiş gibi görünüyordu, etrafta kimse yoktu. Lakin rüyamda buraya gelmiş olmamın bir sebebi olmalıydı, birinin kehanetini girecektim. Buralarda bir yerlerde olmalıydı.

Ayağımın altındaki mermerin üzerine örtülmüş kırmızı perde ile duraksadım, kafamı kaldırdım ve karşımdaki tahtta oturan kafası eğik bedene baktım. Onun kehanet rüyası mıydı bu? İyi de tanımıyordun onu.

Kızıl saçları, eğik durduğu için yüzünü kapatıyordu. Uyuyor gibi duruyordu. Ah nasıl böyle uyuyabiliyorlardı, anlayamıyordum. Benim için uyumak çok zorken bazı kişilerin bu kadar rahat uykuya dalması sinirlerimi bozuyordu, neyse şu anlık bir önemi yok.

Elleri arasında bir kılıç vardı, kafasını kılıcın kabzasına yaslamış ve sivri ucunu da yere saplamıştı. Gerçekten de uyuyordu!

Boğazımı temizlediğimde rahatsızca kıpırdandı yerinde lakin uyanmadı belli ki, kafasını kaldırmadı kılıcının kabzasından.

O sırada dikkatimi tahtta doğru ilerleyen siyah giyinimli birisi çekti. Ürkütücü görünüyordu, dizilerde izlediğimiz suikastçılara benziyordu ve eğer bu bir kehanet rüyası ise tahtta oturan bedeni öldürmek için burada olmalıydı.

Buna engel olamazdım şu an. Olacakları izler, uykumun en güzel yerinde uyanır ve bu kehanetin sahibi bulmak için çabalardım uyanır uyanmaz. Onları korumaya çalışırdım ki çoğu benim kendileri ile dalga geçtiğimi sanıp dinlemezdi beni, sonraysa gördüğüm her kehanet rüyası gerçekleşirdi.

Derin bir nefes aldım. Siyah giyinimli beden tahttın önünde durdu, kral olarak düşündüğüm oğlana baktı bir süre. Beklemediğim bir şey oldu sonra, siyah giyinimli beden bana doğru döndü ve elinde oluşturduğu hançerle üzerime doğru yürüdü.

"Davetsiz bir misafir," diye mırıldandı, benden bahsetti sanırım. "Kralı ve kraliyeti korumak için buradayım."

Davetsiz misafirlere pekte iyi davranılmayan bu krallığın kehanet rüyasında belki de bir ilki deneyimleyecek, rüyamda ölecektim.

Geriye doğru gitmek, kaçmak istedim. Lakin ayaklarımı kıpırdatamıyordum bile. Kafamı eğip ayaklarıma baktım, siyah bir şey -birinin gölgesi gibi görünüyordu- ayaklarımı sıkıca tutmuştu.

Korkuyla bana doğru gelen bedene baktım. Gerçekten ölecektim burada. Bu rüyaların tehlikeli olduğunu söyleyen annemi dinlemem gerekiyordu belli ki, gerçi bunlardan kaçmıyordum ki.

Universe Ruler/ BangİnhoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin