12

88 16 3
                                    

Yorum yapmayı unutmayın!

...

"Merak etme," diye mırıldandım kapıyı kilitleyip anahtarı cebime atarken. "Ben tekrardan geleceğim yanınıza."

Ben dünyada değilken kopyam epey iş görmüş, kimse farkına bile varmamıştı.

Hastanede yatan iki arkadaşımı -Hyunjin ve Jisoo- onları sürekli ziyaret etmiş ve aklınıza gelebilecek her şeyi yapmıştı. Eh komşularım bile onun ben olduğuma eminlerdi, ailem de fark etmemişti belli ki.

"Gelme artık," diye bağıran Jisoo ile yüzümü buruştururken Hyunjin'in imalı bir sesle "Çocukluk aşkınla ilgilen," dedi. "Ay pardon, arkadaşın diyecektim."

"Hyunjin kapa çeneni."

Onlara göre -ağızlarını yoklamıştım- öğleden sonra gerçekleşen o saldırı da orada değildim. Evde hasta bir şekilde bekleyen arkadaşım için erkenden çıkmış ve ben çıktıktan yarım saat sonra saldırı gerçekleşmişti.

Bu yalan ortaya atılmasaydı, onlara olayları nasıl anlatırdım hiçbir fikrim yok. Şu anlık bu sırrı saklıyor oluşum yanlış mıydı? Belki fakat bilemiyorum işte, söylemek gelmiyordu içimden. Onları da bu tehlikeye çekemezdim.

"Kapatıyorum." Dış kapıyı açıp apartmandan çıktım. Ona çocukluk arkadaşım ile dışarı çıkacağımı söylemiştim, o da bunun bir randevu olduğunu dile getirip durduk yere utandırmıştı beni.

"İyi eğlenceler."

Telefonu kapatıp cebime atarken gözlerimi kaldırıma oturmuş, yanına toplaşan kedileri seven bedende gezdirdim.

Arada bir bir şeyler mırıldanıyor, sonraysa eline veya bacağına sürtünen kedilerin kafalarını okşuyordu. Sevimli bir görüntüydü.

"Ne konuşuyorsun kendi kendine?"

"Aptal insanları," diye mırıldandı dalgınca. Tüm ilgisi miyavlayarak kucağına çıkan siyah renkli kedideydi. Kedi sessizleştiğinda derin bir nefes aldı ve kafasını kaldırarak bana baktı.

"Siyah kediler şanssızlığı ifade edermiş, siz insanların saçma uydurmaları." Göz devirdi. Kucağındaki siyah kediyi tutup havaya kaldırdı, bana doğru uzattı.

"İnsanların kendisinden nefret ettiğini ve siyah renkli kedileri öldürdüklerini söyledi. Ne kadar da canice. Sizlere ne gibi zararları var bu hayvanların?"

Havaya kaldırdığı kediyi tekrardan kucağına koyup dudaklarını büzdü.

"Aptal insanlar," diye onu tekrar ettim. "Çoğu için eğlence kaynağı bu." Yüzümü buruşturdum.

"Kimse benim insanoğlumun kalbine sahip değil."

Gözlerini bir süre yüzümde gezdirdi, sonraysa kucağındaki kediye döndü. Tekrardan tutup kaldırdı, kafasına birkaç öpücük bıraktı ve "Aptal insanlardan intikam alacağım," diyerek kediyi yere bıraktı.

Kaşlarımı çattım. "Nasıl alacaksın intikam?"

Omuz silkti. "Orası da bana kalsın."

Elini bana doğru uzatıp kendisini kaldırmamı istedi bir nevi. Elini tutup onu kaldırdığımda küçük bir gülümseme sundu bana, hafifçe eğilerek elimin üzerine bir öpücük kondurdu ve dikleşip kırmızı gözlerini gözlerime dikti.

Tutmaya devam ettiği elimi kendime doğru çekip arkama saklarken bu sessizliği bozma ve gerici ortamı dağıtma kararı aldım ve "Hayvanları çok seviyor gibisin," diye sorarcasına mırıldandım.

Universe Ruler/ BangİnhoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin