Duydukları çığlık sesiyle Chan ve Jisung aynı anda irkilerek gözlerini açtılar ve birbirlerine baktılar.
"Hyung, Minho kriz geçiriyor sanırım." Jisung korkuyla Chan'ın elini tutarken Chan yavaşça ayağa kalktı.
"Tamam dur, sen sakin ol. Minho'ya bakayım."
"Ben de geleceğim." Jisung onunla beraber ayağa kalkıp adımlarını Minho'nun odasına çevirdi, Chan'ı öyle sıkı tutmuştu ki tırnakları koluna batıyordu.
Minho'nun odasının kapısını Jisung bilerek açık bırakmıştı, Chan başını içeri uzatıp Minho'nun duvara yaslanmış halde titreyerek ağladığını gördüğü sırada Jisung'un hıçkırık sesini de duymuştu.
Sakin kalmaya çalışarak onu kolları arasına çekti.
"Jisung sakin ol, bakma oraya. Minho sakinleşene kadar gidemeyiz zaten yanına." Chan onu çekerken Jisung'un sendelemesine sebep olunca Jisung istemsizce sert bir adım sesi çıkarmış, bu da Minho'nun irkilerek sırtını duvara vurmasına sebep olmuştu.
Jisung gördüğü görüntüyle tırnaklarını tekrar Chan'a batırmaya başladı.
"C-Canı yanıyor."
"Jisung sakinleş, ikinizle ilgilenemem." o sırada Minho ikisinin de anlamadığı bir şeyler mırıldanarak kendi yüzünü ve kıyafetinin üstünden kollarını tırmalamaya başlayınca Jisung'un gözyaşları hızlandı.
Dehşet vericiydi.
Minho'nun ara sıra çığlık atmasına, kendini tırmalayıp titreyen bir sesle acı dolu bir şeyler mırıldanmasına, kendisini sık sık duvara vurmasına şahitlik etmek dehşet vericiydi.
Aynı zamanda Jisung'un gidip yardım etmek için yalvararak ağlamasını dinlemek ve panik atak geçirdiği için nefes almasına yardımcı olmaya çalışmak Chan için ekstra zordu.
"Git ilaçlarını al." Jisung Minho'nun sırtını duvara vurmasını izlerken başını donuk bir şekilde iki yana salladı.
"Ya-yanına gidelim, hyung yalvarırım-" Minho birdenbire tekrar çığlık atınca Jisung irkildi. "C-Canı acıyor." Chan kendini sakinleştirmeye çalışarak ona sarıldı.
"İkinizle aynı anda baş edemem ben, Jisung sakin olmalısın." Jisung Chan'ın tişörtünü avuçları arasında ezdi.
"Onu durdur-malıyız." Chan elini Jisung'un saçlarına atıp onları okşarken Minho'nun sırtını duvara bilerek çarpıp sonra kendini yere atmasını izledi, yavaşça kendi yanakları da ıslanıyordu.
Minho bir süre düştüğü yerde titredi, sonra birden tekrar çığlık atarak hızla ayağa kalktı ve kendini duvara vurmaya başladı.
Chan zorla Jisung'un gözlerini kapatmaya çalışırken Minho kendini karşısındaki yere, aynalı dolaba fırlattı ve çarptığı aynanın kırıkları üstüne dökülürken bedenini yere bıraktı.
Onunla aynı anda Jisung'un bedeni de baygın bir halde gücünü yitirince Chan şaşkınca ona baktı.
"Jisung, Jis uyan hemen." Minho'ya kısa bir bakış atıp Jisung'u yere bıraktı ve yanağına hafifçe vurdu. "Jisung saçmalama, Jisung!" Jisung'un mu Minho'nun mu tepkisizliği daha korkunçtu Chan bilemiyordu.
Jisung daha önce de kuvvetli panik ataklar geçirmişti fakat hiç bayılmamıştı, ve Chan şimdi ikisiyle birden nasıl ilgileneceğini bilmiyordu.
Jisung'un saçlarını yüzünden çekip ne yapacağını bilemez bir ifadeyle yüzüne baktığı sırada Jisung gözlerini açıp doğruldu ve Chan'a tutundu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bloodredroses
FanfictionŞizofreni hastası olan Minho, iki yıllık tedavisinin ardından hastaneden çıkıp okula başladığında çoktan onun bir kıza tecavüz edip öldürdüğüne dair yalan dedikodular okulu kaplamıştı ve Minho'yu zorbalarından koruyan tek kişi Jisung'du. Fakat Jisun...