Jisung son iki gündür Minho'ya dokunduğu her an fazlasıyla korkuyordu.
Elini tutmak, ona sarılmak, omzunu sıkmak...
En basit temasta bile canını yakmaktan fazlaca korkuyordu ve Minho'ya her yaklaşan kişide daha da geriliyordu, birisi Minho'ya dokunduğu anda onlara gözlerini dikiyordu ve tüm dikkatini orada tutuyordu.
Gece Minho kriz geçirdiğinde de ona sarılmaktan korkuyordu, bu yüzden Minho kendisine sarılsın diye kollarını açıp bekliyordu sadece.
Şimdi de öyleydi, Minho onun kolları arasında film izlerken Jisung diken üstündeydi.
Felix sabah gelip de Minho'ya sarıldığında Jisung'un bu konudaki gerginliğini fark etmişti ve bu yüzden salonda oturan ikilinin onları dinlemediğini fark ettiğinde endişelerini onunla paylaşmak adına Chan'a döndü.
"Jisung'a ne olmuş?"
"Ne olmuş?"
"Minho konusunda daha da tetikte, öncekinden de çok gergin sanki." Minho kendi ismini duyduğu için bakışlarını oraya çevirdi, Jisung onun arkasında olduğundan yüzünü göremiyordu.
Chan da Felix'e dönüp iç çekti.
"Minho'nun yara izlerini gördüğünden beri canını yakmaktan korkuyor, kendisi sarılırken de tetikte sürekli. Dediğine göre çok fazla yara izi ve morluk varmış, bu yüzden kriz geçirdiği zaman da izlemek istemiyor artık." Felix dudak büzdü.
"Minho ona bu kadar güveniyor muymuş..?"
"Minho'nun Jisung'a sandığımızdan fazla güvendiğinden eminim, sadece korkuyor. Jisung'un kendisini yalnız bırakmayacağını anladığı zaman tamamen kendisi olmaya başlayacaktır."
"Minho'nun yeterince rahat hissedip yanımızda kendi kişiliğiyle hareket etmesini çok istiyorum, umarım bize de o kadar alışabilir." ikili konuşmaya devam ederlerken Minho duyduğu şeyleri düşünmek adına kısa bir an gözlerini kapattı.
Jisung'la sarıldıkları için mi bilinmez, kafasında yine yalnızdı. Bu yüzden kendisi düşünebiliyordu.
Onlarla rahatça vakit geçirmeyi kendisi de istiyordu, birbirleriyle bu kadar mutlu olmalarını kıskanıyordu ve bir parçası olmak istiyordu.
Ve bunun için bir şansı vardı, bu şansı kullanmalıydı sadece.
Jisung onun iç çektiğini duyunca yanağını Minho'nunkine yaslayıp gözlerini açmasını sağladı.
"Yanaklarım çok yumuşak değil mi?" Minho istemsizce gülümsedi.
"Bastırmasana!"
"Neden? Kafan mı ezilir?"
"Evet."
"O zaman onu yerim." Jisung onu ısıracak gibi eğilince Minho onu ittirdi.
"Yapma şunu, sadece sarılalım." Minho onun kollarını kendine daha sıkı dolayınca Jisung gülümseyip ona sarıldı, yine de kollarını sıkıca dolamamıştı.
Minho bunu fark edip başını çevirerek ona baktı.
"Sarılsanaa~"
"Sarılıyorum işte, sen de hiçbir şeyden memnun kalmıyorsun."
"Daha sıkı sarıl." Jisung mırıldandı.
"Ne olmuş sana böyle... Karışma işime, filmini izle."
"Üşüyorum böyle, daha sıkı sarıl. Acımıyor merak etme." Jisung derin bir nefes aldı ve onu iyice kendine çekip istediği gibi sıkıca sarıldı, Minho bunun üstüne koltukta kayıp başı onun göğsüne gelecek şekilde bedenini Jisung'a yaslamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bloodredroses
FanfictionŞizofreni hastası olan Minho, iki yıllık tedavisinin ardından hastaneden çıkıp okula başladığında çoktan onun bir kıza tecavüz edip öldürdüğüne dair yalan dedikodular okulu kaplamıştı ve Minho'yu zorbalarından koruyan tek kişi Jisung'du. Fakat Jisun...