Aşk Kuşları Sizi

80 13 25
                                    

Gece geç bir saatte Minho her zaman olduğu gibi yatağından kalkmıştı fakat bu sefer uyanıktı.

Dışarıda yağan yağmurdan dolayı çatlak camdan içeri giren sulardı belki de sorun, pek bilmiyordu.

Fakat içerisi dışarıdan soğuktu ve Minho çok daha soğuk hissediyordu.

Bulanan midesi yüzünden zoraki yataktan kalkıp titreyerek banyoya ulaştı ve kendini yere bırakıp tutunduğu klozete doğru kusmaya başladı, başı öylesine dönüyordu ki klozetin içine kustuğundan bile emin değildi.

Kusması bittiğinde zoraki doğrulup titremeye devam ederek banyodan çıktı, yastığının altından telefonunu çıkardı ve dışarıda yağan yağmur yüzünden korkarken doktorunu aradı.

Saat gecenin dördünde Minho'nun kendisini aramasını beklemediğinden Doktor Kim telefonu açtığında sesi hem uykulu hem şaşkındı.

"Min? Neden uyanıksın?" Minho ağlamayı bırakmadan konuştu.

"U-uyandım ve kus-tum ve dı-şarı-da ya-yağmur var." Doktor Kim derin bir nefes aldı.

"Biliyorum, ama bu saatte nasıl yanına gelebileceğimi bilmiyorum. Lütfen sobanı aç ve uyu, öğlen gelip seninle ilgileneceğim." Minho iç çekerek ağlamaya devam ederken bir şey demeden telefonu kapattı ve parmaklarından düşmesine izin verip kendine çektiği bacaklarına sarıldı.

Tam sırası, umursanmıyorken...

Minho bu düşüncelerle savaşacak kadar da kaybedecek kadar da güçlü değildi.

O an hareket edemeyecek kadar soğuk ve halsiz hissediyordu fakat Jack'in söylediklerine ikna oluyordu yavaş yavaş.

O sabah Jisung Chan tarafından uyandırıldığında giyinmeye kalkmadan önce kısa bir an telefonuna bakıp da Doktor Kim'in kendisine attığı mesajları görünce hızla ayağa kalktı.

"Channie hyung!" Chan'ın odasına birden girmesiyle Chan ona baktı. "Minho hastaymış." Chan bir süre ona baktı.

"Geçmiş olsun?"

"Hyung, hani Minho'nun kaldığı depo soğuk bir yer ya... Ve tek başına, o soğuk depoda tek kalmasını istemiyorum."

"O zaman oturup hep beraber Tanrı'ya dua edelim."

"Gerçekten..."

"Sabah sabah ne yapmamı bekliyorsun? Doktorunu arayıp haber ver gitsin alsın onu."

"Doktoru mesaj attı zaten, orospu karısı o saatte gidip Minho'yu almasına izin vermezmiş. Minho hastaneden çıktığından beri bu konu hakkında hep kavga ediyorlarmış falan." Chan derin bir nefes aldı.

"Ne istiyorsun yani?"

"Sınavdan sonra okuldan erken çıkıp Minho'yu almaya gidelim mi?"

"Yaparız, git hazırlan şimdi." Jisung adımlarını odasına çevirirken içinden hem doktora küfrediyor hem de Minho'nun iyi olması için dua ediyordu.

*~*

Sonunda sınav bittiğinde Jisung ve Chan izin alıp okuldan çıkmışlardı ve yol boyu, daha doğrusu gün boyu, Jisung sessizdi.

Onun gerginliğini hissettiğinden Chan usulca elini tuttu.

"Gidip Minho'yu getireceğiz işte."

"O orospu çocuğu resmen çingene karısının çirkefliği yüzünden Minho'yu o depoda terk etmiş, inanabiliyor musun hyung? Minho'm ne kadar üşüyordur kim bilir, ve eminim çok kötü hissediyordur." Chan onun parmaklarını okşarken Jisung bir şey demeden sadece dışarıyı izlemeyi sürdürdü.

BloodredrosesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin