Sana hâlâ umut ve âşkla bakıyorum belki bir gün gözlerimdeki seni görebilirsin diye .......
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
( Sizinle biraz bu tablo üzerinde konuşmak istiyorum)
. . .
Pâyiz derin nefes alıp gözlerini yoldan ayırdı , uzun bir süredir celladıyla bu iğrenç yolda,içi sıcacık olan arabada ilerliyorlardı .
Saatlerdir ne Pâyiz ne de Êzmândan tek kelime çıkmamıştı , zaten Pâyiz arka tarafta sesiz gözyaşlarla yolu izliyor kafasında başına gelecekleri tartıyordu .
Acaba onu ölürecekmiydi ?
Onu nereye götürüyordu?
Derdi neydi?
Neden hiç saygı göstermiyordu , yeminler olsun ki, Pâyiz sevgi veya aşk istemiyordu bu adamdan.Zaten bu adam dünyalar güzeli bir kadına aşıktı lakin, Pâyiz biraz saygı ve merhamet istiyordu ancak o bile bu kadıncağıza çok fazlaydı.
Bu iğrenç andan kurtulmak için eski güzel anılarını düşündü. Okullda arkadaşlarıyla olan eğlenceli ve beynine bir film şeridi gibi kazınan o zamanlar .
O güzel ve dünyalar değerindeki muhteşem anıları ona paha biçilmez bir hediye gibiydi , o anlar onu mutlu etmeğe yetiyordu bile.
Kendi kendine o güzel günlerini hatırladıkça kendi kendine tebessüm ediyordu , bu hali dışarıdan onu delirmiş gibi gösteriyordu çünkü hem gülüyor hemde göz yaşı döküyordu , bazı anılar göz yaşı dökecek kadar paha biçilmezdir .
Êzmân, Pâyizin kendi kendine gülmesine bile o kadar çok sinirlenmişti ki aslında bu kadının her zeresinden nefret ediyordu , ama bu kadının hiç suçu günahı yoktu o sadece ailesine bir kurban olarak seçilmiş ve günü gelince de kurban edilmişti .
Êzmân sinirle soluyunca onu duymayan hâlâ kendi kendine gülen Pâyize daha da öfkelendi.
"Ne o kıçına tekmeyi basmayayım diye bu seferde deli rolü mü oynuyorsun Pâyiz Hanım?"
Vitesin yanındaki boşlukta bulunan sigara kutusundan bir tane sigara çıkarırken söylemişti bunları ..
Pâyiz duyduğu bu ağır cümlenin altında ezilirken ne diyeceğini şaşırmış en çok ta bu adamın daha ne kadar iğrençleşip ileriye gideceğini düşünmüştü .
Êzmân arabanın camını biraz kıstığında içeriye amansız bir soğukluk kapladı . Soğuk Pâyizin vücuduna iliştiğine üstündeki hırkaya daha da sarılarak göz yaşlarını silip ilk defa karşsındaki adama cevap vermek için ağzını açtı .
" Ben bir kız olarak doğdum.... Bundan hiç utanmadım yada şikayet etmedim . Ama senin karın olduğum için çok utandım ,senden hamile olduğum için kendimden çok utandım şimdi de bana ettiğin bu iğrenç sözler için yine senden utanıyorum "
İlk defa sarf ettiği bu cümleler hem onu şaşırtmışken ,Êzmânın da sinirle arabayı durdurmasıyla son bulmuştu. İlk defa korkusuzca içindekillerin çok azını dile getirmişti ancak hâlâ da korkuyordu çünkü karşısındaki adam ondan nefret ediyordu ve nefret herşeyin önüne geçiyordu nefret her şeyi yapabilirdi. Pâyizde nefretten çok korkardı .
Arabanın durmasıyla akan göz yaşlarını bir kez daha silerken . Êzmân hışımla arabadan indi .
Ve hızlıca Pâyizin bulunduğu tarafa gelip kapıyı hızla açınca bir çift ağlamaktan kızarmış ve çaresizliğin içine kaçtığı ancak da umudu arayan sönmüş gözlerle karşılaştı Êzmân Eroğlu .
"Gidip kendini öldürsene o zaman bende senin gibi bir fahişe ile evli olduğum için utanmam ve senden kurtulurum en başta da karım senden kurtulur"
Bu sözler çaresizliğin yuva yapmış olduğu gözlerdeki ruhsuzluğu daha da gün yüzüne çıkartmıştı .
Bu öldürücü sözler onun kalbini parçalara ayırıyordu ölümden daha beter bir şeydi . ölüm gibi bir şeydi kimse ölmemişti . Bıçak yarası gibiydi ama ne bıçak vardı ne de kan .
Daha da dolan gözlerini çaresizce aşağıya indirdi , diyecek söz yoktu artık
" Ben...ben özür dilerim " fısıltı gibi çıkan bu sözler Êzmânın, Pâyizin üzerine eğilip ona öldürücü bir şekilde bakmasına neden olmuştu .
"O ağzın bir daha açılırsa o çeneni kırarım kadın. Bebeğim doğduktan sonra siktir olup gideceksin şimdi kapa o lanet çeneni !"
Pâyiz zar zor yutkunurken,Êzmân kapıyı sertçe kapatmış ve yerine geçmişti ve Pâyize yine gizli gizli ağlamak düşmüştü.
Bu sözler yıllarca onun aklından çıkmayacaktı tek bir söz bile . Onun ruhunu parçalayıp içine lavlar dökmüşlerdi .
Artık tutunacak bir kaderin ipide yoktu sıkı sıkıya tutunduğu o kaderin ipleri çoktan onun boynuna dolanmış onu öldürmek için yemin içmişti .
O kadarin ipleri onun boynuna dolanmış onu neffesiz bırakmış bir idam ipiydi .
Topluma her şeyi bahşeden kadın artık bir mal, hayvan değeri bile görmüyordu . Hani Afrodit ? Hani Athena ? .
Toplumda sadece medusalar vardı .
Medusa üç kız kardeşi arasında en güzel olan kardeşti ve en küçüğüydu . Tüm Yunan onun güzelliğini konuşuyordu o kadar saf masum ve güzelldiki Afrodit bile güzelliğinden şüphe ediyor, tanrılar onun güzelliğini kıskanıyordu. Zeus ,Medusayı Athenanın tapınağına göndermişti ve Medusa orada sürekli dini ritüellerini gerçekleştiriyordu ancak Athenanın kocası Pouiseydon Medusaya aşık olur ve defalarca kez ona zorla dokunur , ne yazikki Athena da öğrenir ama ona göre kusurlu olan Medusaydı . Suçsuz olduğunu bile bile onu cezalandırır. Onun tüm güzelliğini ve masumiyettini elinden alır Medusa artık gövdesi yılan olan saçları da yüzlerce yılana dönüşen kimin gözlerine baksa taşa çeviren iğrenç bir canavar olmuştu . Ve artık Medusa iğrenç kötü bir yaratık olarak biliniyordu oysaki Medusa kimseye zarar vermemek için yıllarca saklandı.
Toplum böyleydi işte. Ne kadar güzellsen o kadar sorunlu sorumlusun çünkü peşinde illaki sapıklar kötüler olucak ama yine hatalı sen kabul edileceksin çünkü sen onlara boyun eğmediğin için yada yaşadığın coğrafyaya uymadığın için .
Hani bazen insan çon daralır kalkar pencereyi açar ve nefes alır ya keşke o pencere içimizde de olsaydı belki de herşeyi içimize atmazdık ama o da bir sorun çünkü biz coğrafya kaderdir denilen cahil medeniyetler diyarında birer kadın olarak doğduk hepimizin kaderi zaten belirlenmiştir tanrı sana o kaderi vermiştir sana da yaşayıp yaşayamayacağın düşer tek seçenek odur ya hayatta kalacaksın yada hayata elveda diyip çekileceksin ama o da bir kusur .
Pâyiz uzun süren bu yolculuğun ardından tekrar arabasının durması ile etrafına baktı. Dağın başında küçücük bir kulübeye gelmişlerdi . Buna mı layıktı .
...
BÖLÜM ŞARKILARI.
THE BEACH
MÜSLÜM GÜRSES: İTİRAZIM VAR
ADELLE : SKYFALL.
HALLUCİNATİONS VE NASHOW
THE HAPPİEST GİRLS: BLACKPİNK.
( Kitapın konusunun ve bölümün içeriğinin şarkılarla olan uyumu çok muhteşem djdjjdjdjd)
