4. BÖLÜM / ŞEHİT...
Sadi'ye inat televizyondaki şarkıyı bağırarak söylemeye devam etti Songül "Aşka yürek gerek anlasana hey defa yanıyorum am gitmeliyim" Sadi ona müzik açtığına bin pişman bir tavırla kalktı deri koltuktan. Bugün Songül'ün doğum günüydü. İki gün boyunca pasta için fazla dil dökmüştü minik cadı.
Birkaç dakika geçerken Sadi Songül'ün güzelce oturmasını sağlamıştı. Yüzü yediği portakal yüzünden yapış yapış olmuştu. Sadi ıslak mendil ile sildikten sonra yanına oturdu Songül'ün ve birlikte pastayı beklediler.
Ahu girmişti oturma odasına elinde ise bütün hünerlerini göstererek Songül kızına yaptığı pasta. Pembe bir krema ile kaplamıştı. Songül mutlulukla havaya zıplayacakken tekrar ensesinden tutuldu.
"Evet hazır mısın Pamuk kızım benim" dedi Ahu pastayı masaya bırakırken.
Ama mutlu olsa bile eğlenmeye gönlü el vermiyordu. Sözde bugün yedi yaşına girmişti ama babası gelmemişti.
Pastayı üflemek için masaya çıktı Songül boyu kısa kalıyordu. Ayrıca Sadi nereye kayboldu diye düşünürken, Feride'yi mama sandalyesine bırakmaya meylettiğini gördü.
"Dilek tut!" diye bağıran Güldesteye bakıp gülümsedi.
"Timam" dedi ciddiyetle. Mumlara dönüp birkaç saniye bekledi, dileğini tuttuktan sonra üfledi mumunu. O sırada çat diye gelen beyaz ışığa karşı afalladı Songül. Öldüğünü sanmıştı ama Sonradan anlamıştı Ahu teyzesi bir fotoğrafını çekmişti onun.
"Anne babam neden aramıyor?" diye diretmeye devam etti Songül. Babasının istese de gelemezdi ama bari arasaydı.
"Arar biradan kızım " dedi Özge ellerini karnında gezdirirken. Eşi geçen sefer geldiğinde cinsiyetini öğrenmişlerdi birde oğlu olacaktı şimdi.
"Ona kadar say" diye bir bahane türetti Sadi. Annesinin yanına oturmuş pastanın nasıl kesildiğine bakıyordu " Banane! telefonun yanına gidiyorum" dedi ve masadan kalkıp vestiyerde duran ankesörlü telefonun yanına tünedi.
Ama şansı yaver gitmişti oraya tünediği an çalmıştı telefon. Hemen atılıp " Baba" dedi. Evet aramıştı babası " Güzel kızım" dedi Ata bey gülümsemesini büyütüren.
Songül ise hemen konuya daldı " Ne zaman geleceksin baba? Eren amcayı da getir yalnız kalmasın tamam mı?" Metin bey kızının sorularına gülerken cevap verdi " Tamam. En yakın zamanda geleceğim Eren amcanı da getireceğim"
Yüzündeki gülümseme büyüdü. " Yedi mumu da üfledim nefesim yetti baba" dedi hevesle.Metin bey cevap için geç kalmamıştı " Aferin benim güzel kızım. İyi ki doğmuşsun"
"Sadi yine saçımı çekti baba" dedi Songül mutfaktan ona bakan Sadi'ye ters bir bakış yollarken.
"Asıl sen benim saçımı çektin Cadı!" diye yükseldi Sadi mutfaktan. Paytak adımlar ile Songül'ün yanına geldi. Ama Songül'ün şikayetleri son bulmuyordu ki Sadi konuşsun.
" Baba doğum günümü bile kutlamadı neden doğdun dedi bana inana biliyor musun?"
Babası güldü " Sadi'ye söyle kızdım, babasına söyleyeceğim onu birazdan" Songül Sadi'ye dönüp "Ohh" dedi içli içli. Sadi ona doğru bir adım attığında telefonu annesinin eline tutuşturup kaçmaya başladı.
Koridorda büyük bir kovalama başlamıştı. Songül odasına doğru koşarken Sadi önünü kesti ve elleri ile dur işareti yaptı.
" Bekle hediyeni vereceğim" Songül şaşkındı kavga edecekler sanıyordu oysa ki Sadi elindeki kurdeleyi ona uzattı. Kırmızı bir kurdele " Bana mı?" dedi Songül hala şaşkınken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UNUTMA BENİ
Short StoryGeçmişten gelen bir özlem vardı isimlerinde, Ölüm ya da hasret belki de. Babaları yakın arkadaş ve aynı zamanda asker olduğu için bir birleri ile güzel bir çocukluk geçiren Sadi ve Songül korkunç bir olay yüzünden yollarını ayırır. Halbuki onların d...