Keyifli Okumalar.
****
"Baba hadi gidelim"
Ayakkabılarını bağlarken kızına baktı Metin. Tepesinde sabırsızca ona bakan kızı ve eşine gülümsedi.
"Tamam kızım kaçmıyor ya dondurmalar" dedi. Ama Songül fazla sabırsızdı, babası bugün evde kalacaktı. Songül babasıyla yapmayı en sevdiği şeyi yapıp dondurma yemeye ikna etmişti. Arkadan sırtına atladı Songül "Ya erirse baba, o zaman nasıl dondurma yiyeceğiz?"
Metin'in gülüşü büyüdü "Erimez" dedi dikkatlice doğrulurken karşı daireye doğru bağırdı "Sadi, hadi evlat!" tabi ki Sadi ve Ilgaz ailesi de geliyordu. Hoş Songül göbeği Sadi ile birlikte kesilmiş gibi hareket ediyordu bu sebeple bir etkinlik varsa kesinlikle Sadi'de vardı.
"Geldim Metin amca" dedi Sadi kafasına taktığı beyaz şapkayı düzeltirken. Metin elini kızının sırtına koyarken diğer elini eşine uzattı. Özge sıkıca tuttu eşinin elini, yetmedi koluna sıkıca sarıldı. Ardından Ahu ile Eren'de göründü. Eren kucağına Güldeste'yi, Ahu ise Feride'yi almıştı.
"Of anne, o kadar saçımı yaptım neden bozuyorsun ki?" dedi Sadi ama Annesi anında sırtına bir sille geçirmişti "Sus! yaz günü başın açık geziyorsun sonra Amele yanığı olup yatacaksın" sustu Sadi ama özenerek yaptığı saçına beyaz bir şapka örtülmesi hoşuna gitmemişti.
"Çok dondurma yemek yok baştan uyarıyorum" dedi Özge. Şaşkınca baktı Metin "Dondurma yemeye gidiyoruz Özge nasıl yemesinler?" diye mantıklı bir soru yöneltti ama Özge'nin kızgın bakışları ile karşılaşınca sustu.
Songül babasının sırtından inip Sadi'nin yanına gitmişti "Bak bendede Beyaz şapka taktım üzülme" kızın onu teselli etmesine gülümsedi Sadi ve elini uzattı. Songül hemen uzatılan eli tutup yürümeye başladı bile.
***
Sadi, Güldeste ve Songül babalarının ellerine verdikleri dondurmaları alıp banka oturdular. Songül vanilyalı dondurma yerken Sadi limonlu Güldeste ise Çilekli yiyordu.
"Tadına bakmak ister misin Okyanus'cuğum?" diyerek vaniyalı dondurmasını Sadi'ye uzattı Songül. Sadi dilini dondurmaya değdirip tadına baktı. Normalde başkalarının yarımını yemek huyu değildi ama o farklıydı. O yosundu...
***
Hala bu arabada susarak askerler ile bakışıyor olmak Songül'ü zor bir duruma sokuyordu. Aniden çalan telefonu sıçramasına neden olurken arka cebinden telefonu çıkardı.
Anneciğimmm yazıyordu.
Açmazsa Annesi jandarmaya haber salmak gibi bir şey yapabilirdi bu yüzden hemen açtı telefonu. "Efendim Anne" dedi ruhsuz bir tonla. Özge hemen anlamıştı kızında bir gariplik olduğunun "Nerelerdesin sen? Hastane değil orası arabada mısın? " Songül annesinin anında gelen soruları ile mala dönmüştü. Birkaç saniye durdu.
"Evet anne. Hastaneye dönüyorum şimdi" diye özetledi durumu. Özge'nin niyeti ise bambaşka idi. Gülümsemesini büyüttü Özge " Sadi yanında mı?" diye keyifle sordu. Songül ise onun tam aksine sinirli bir sesle "Evet yanımda" dedi aynı keyifsizlikle.
"Anne ben seni evde arasam şuan konuşacak vaziyette değilim" dedi. Özge ise uzatmadan veda etti kızına. Songül telefonu kapattıktan sonra Sadi'ye döndü. Kolunu daha yeni fark etmişti. Kanıyordu, yüksek bir ihtimalle zedelenme vardı.
"Hıhh" dedi Songül dehşet içinde "Koluna ne oldu?" dedi şaşkınca bakarak. Sadi ise aynı ciddiyetini asla bozmadan konuştu "Sorun değil, sıyırdı" Songül gözlerini kısarak kızdığını belli eden bakışlar attı Sadi'ye.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UNUTMA BENİ
Short StoryGeçmişten gelen bir özlem vardı isimlerinde, Ölüm ya da hasret belki de. Babaları yakın arkadaş ve aynı zamanda asker olduğu için bir birleri ile güzel bir çocukluk geçiren Sadi ve Songül korkunç bir olay yüzünden yollarını ayırır. Halbuki onların d...