22. BÖLÜM / "BİZ GELDİK BABA..."
***"Bak burası amcamların evi ama genelde İzmir'e gelmezler. Almanya'da yaşıyorlar. Babaannem bir ara evlerini resmen kiler yapmıştı" Songül kıkırdarken Sadi tebessüm etti ve elini biraz daha kenetledi yanındaki bıcır bıcır kadına.
İzmir'e sonunda gelebilmişlerdi. Hatta şuan Songül'lerin aile apartmanında yukarı doğru çıkıyorlardı."Hah, burası bizim ev" derken merdivenleri anlık bir enerji ile çıkıp kapıyı çalmaya başladı. Ah, bu kuş gibi öten zil bir zamanlar sinirlerini tırmalıyordu fakat şimdi sanki dünyanın en güzel sesi idi. Songül dudaklarını dişleyerek kapının açılmasını beklerken Pınar'ın sesi duyuldu.
"Geldim" diye bağırıyordu. Birkaç saniye sonra kapı açıldı. Pınar şaşkın şekilde karşısında duran yeğenine baktı. Elinde duran çiçek saksısını ayakkabılığa bırakıp kollarını Songül'ün boynuna doladı. "Ay, ay benim zilli'm mi gelmiş?" Diye sevinçle Songül'ün bedenini sıkarken yanında dağ gibi boyuyla dikilen Fasülye sırığı yani Sadi'yi gördü.
"Ana, Mavişi de gelmiş" derken kollarını Songül'den çekti ve Sadi'ye Sarıldı. Ama aralarında büyük bir boy farkı mevcuttu. Zira, Pınar 1.65 boyundaydı.
"Neyse ,geçin bakalım içeri" derken Songül'ün valizini koridora taşıyordu. Sıcaktan bunalıp uyumaya giden Özge sesleri duyup uyanmıştı. Yavaş adımlarla Hole ilerliyordu. Üzerinde beyaz geniş bir elbise vardı. "Kim gelmiş Pınar?" Diye mahmur sesi ile sordu. Songül neşe ile cıvıldayarak
"Ben geldim annem" dedi ve karşısında duran annesine doğru yürüyüp sıkıca sarıldı. "Hoş geldin yavrum benim"diye kızının sırtını sıvazladı Özge.
***
Saat akşam beşe gelirken Songül odasından beyaz yazlık bir elbise ile çıktı.Bir saat önce dedesi ve babaannesi de gelmişler ve Sadi'yi kendi çocukları gibi ortalarına oturtup sohbet etmeye başlamışlardı. Songül sevgilisi ile İzmir sokaklarını talan etmek isterken sevgilisi dedesi ile Askerlik anılarını konuşuyordu. Songül sinirliydi dedesi resmen aşkını bir saat içinde elinden almıştı. Sadi ile İzmir sokaklarında havalı havalı gezmek için hazırlanmıştı Songül. Boynuna ucunda gül olan bir kolye takmış, kulaklarına ise şıkır şıkır sallanan çiçekli küpelerini.
Odadan çıkıp yavaş adımlar ile mutfağa geçti. Annesi ve halası mutfakta temizlik yapıyorlardı. Duru ile Soner çoktan evden kaçmış, Selim ile Ferhunde ise Sadi'yi esir almış balkonda kahve içiyorlardı.
"Hala!" Dedi kısık bir sesle. Pınar ile Özge'nin gözleri hemen Songül'e döndü. "Hı Halam?" Dedi Pınar ellerini havluya silerken. "Allah aşkına bir şey yap dedem sevgilimi salsın! Ben daha çocuğa İzmir'i gezdircem be" diye yükseldi. Pınar yeğeninin yanına geçti. "Saç boyamı alcan mı?" dedi Songül'ün omuzlarına ellerini koyarken. Songül önce bir ofladı ama onu bu durumdan kurtarabilecek tek kişi Halasıydı, Özge ben karışmam der gibi hala bulaşık yıkıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UNUTMA BENİ
Kısa HikayeGeçmişten gelen bir özlem vardı isimlerinde, Ölüm ya da hasret belki de. Babaları yakın arkadaş ve aynı zamanda asker olduğu için bir birleri ile güzel bir çocukluk geçiren Sadi ve Songül korkunç bir olay yüzünden yollarını ayırır. Halbuki onların d...