🦋"Devian'ı bulmuşlar." dedi Vanya odama girer girmez. "Kral sorgu için seni çağırıyor."
Yangın söndürüldüğünden beri odamdan çıkmamıştım. Bu anın geleceğini biliyordum. O saatte orada ne işim olduğunu ve mahkumları neden saldığımı elbette soracaklardı. İşler o kadar karışmıştı ki yolun sonuna gelmiş gibi hissediyordum. Ayağa kalkıp üstüme çeki düzen verirken Vanya yanıma yürüdü. "Konuştuğumuz gibi Zedia, her şey tesadüf ve senin iyi kalbinin eseri. Sadece onları kurtarmak istedin, o kadar."
Buna kolay kolay inanmayacaklarını biliyordum ancak denemekten başka şansım yoktu. Odamdan çıkıp kralın yanına yürürken gerginlikten ellerim buz kesmişti. Yangından sonra bir süre Devian'ı bulamamışlardı, ben de yorgun olduğumu söyleyerek sorguyu ertelemiştim. Şimdi ikimiz de aynı anda sorgulanacaktık. Kral bunun yalnızca prosedür olduğunu söylemişti ancak yine de endişeliydim.
Merdivenleri indiğimde Devian'ın beni beklediğini gördüm. Dinlenmiş görünmüyordu, yüzünde tuhaf bir ifade vardı ve üstü başı dağınıktı. "Hızını alamayıp krallıktaki tüm yangınları söndürmeye mi gittin? Ne bu hal?" Alayla gülümsedi ancak gülüşünde beni rahatsız eden bir şey vardı. Bir şey olduğuna adım kadar emindim.
"Senin yangınını da söndürmemi ister misin kelebek?" dediğinde gözlerimi devirdim. Bu adam dünyaya bana edepsiz laflar etmek için gelmiş olmalıydı. Gece alevlerin arasında kıçımız tutuşmak üzereyken bile arsızlığı elden bırakmamıştı.
"Ha ha, çok komik."
"Ben ciddiydim."
"Devian!" diyerek adını söyledim ve durup ona baktım. Kralın çalışma odası biraz ilerdeydi ve gerginliğim en üst sınırdaydı. "Birazdan sorguya alınacağız ve yanlış bir şey söylemeni istemiyorum."
Şüpheyle yüzüme baktı. "Ne söyleyebilirim ki Zedia? Neden zindanlara indiğini bile bilmiyorum."
Gözlerimi kaçırdım. "Orada yanarak ya da boğularak ölmelerini istemedim." Kısmen doğruydu ancak hikayenin asıl gerçeğinin başka olduğunu o da biliyordu. Beni taklit etti. "Ha ha, çok komik."
Kaçırdığım gözlerimi yeniden ona diktim. "Bu seni ilgilendirmez Devian, hayatımı kurtardığın için teşekkür ederim ancak bu sana her şeyi anlatacağım anlamına gelmiyor."
İki siyah nokta gibi karanlık gözlerini şüpheyle kısmaya devam etti. "İkimiz de bir işler karıştırdığını biliyoruz ancak senin bilmediğin şey başını sandığından daha büyük belalara sokuyor olman. Dur artık Zedia, her seferinde seni kurtaramam."
"Öyle bir zorunluluğun yok zaten." diye mırıldandım. Oysa hayatımı kurtarmasına alışmıştım bile. Dün geceden sonra bu his iyice yerleşmişti zihnime. Sanki beni her zaman kurtaracakmış gibi hissediyordum. Üzerime doğru eğilip çenemi kavradı. "İşin en kötü kısmı da bu kelebek... seni kurtarmak zorunda olmadan kurtarıyorum seni. Bunun benim için ne demek olduğunu anlasan keşke."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kelebeğin Kaderi Serisi I: "Kader Çalan"
FantasiYetişkin içerik barındırır. "Bir yılan ve bir yalan, biri olan biri olduran. Sen söyle şimdi, kim doğru kim yalan?" Ölümü getirenlerin ve kaderi çevirenlerin olduğu bir krallıkta 19 yaşındaki Zedia, babasının katilini bulmak için bir yolculuğa çık...