2.

133 8 0
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

-Garip bir günün ardından okulu ekmiş yürüyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


-
Garip bir günün ardından okulu ekmiş yürüyordum. Dersin bitmesi ile hoca sınıftan çıkmış bende bir hışımla çantamı alıp gitmiştim. Büyük ihtimalle yarın herkes olanları konuşucaktı.

Nereye gittiğimi bilmiyordum. Sadece  yürüyordum, ayaklarım nereye gitmek isterse oraya gidecektim. Bu şekilde düşünerek yürümeye devam ettim ve karşıma bir park çıktı. Okul saati olduğu için parkta sessizlik hüküm sürüyordu. Yürümeye devam ederek gözüme kestirdiğim salıncağa oturdum, salıncakları çok severdim. Genelde benim için güzel bir düşünme alanıydı. Sallanırken içimde olan o his, sanki bir saniyelik bulutların üstüne çıkıyormuşum gibi heyecan verici. Küçüklükten beri çok az parka geldiğim için şimdi kendim gelip ayaklarımın yettiği salıncakta sallanmak bir başka güzel, rahatlatıcı. Biraz daha salıncakta sallanıp, derin düşüncelere daldıktan sonra yavaş yavaş çocuklar parka gelmeye başlamıştı. Cep telefonumdan saate bakmak için telefonumu elime aldım ve karşılaştığım 10 arama ile dona kaldım. Kim aramış diye baktığımda babam olduğunu gördüm. Aramaları gördükten sonra gözüm saate kaydı. Saate bakar bakmaz okulun bittiğini hatta üstüne 3 saat geçtiğini görmüştüm. Normalde 5 dk geciksem bile babamdan azar yiyordum, şimdi ise 10 arama ve geçip giden 3 saat korkudan titrememe sebep oldu.

Cesaretimi toplamak için derin bir nefes aldım ve geri ara tuşuna bastım. Aklımdan türlü türlü şey geçiyordu, ve telefon açıldı. Kısa bir sessizlik oldu, resmen korkudan dilim tutulmuştu. Bu kısa sessizliğin ardından telefonun hoparlöründen bir ses yükseldi "eve gel, bekliyorum" ses sakindi ama bu daha korkunçtu. Bağırıp çağırmasını beklerken sesin sakin olması, bir şeyler olacağının habercisiydi. "Tamam" diye yanıt verip telefonu kapadım. Sesim korkudan titriyordu. Eğer telefonda açıklama yapmaya kalkarsam yüzüme kapatırdı, biliyordum. Sonrasında açıklamayı devam ettirme cesaretinde bulunamazdım, adım gibi emindim.

Telefonu cebime koyup yürümeye başladım. Ne kadar hızlı gitsem o kadar çabuk karşılaşıcaktım o yüzden yavaş yavaş yürüdüm.  Eve yaklaştıkça gözlerim dolmaya başladı. Gözlerimin dolması kadar normal bir şey yoktu  aslında ama sırf ağladığım için extra dayak yemek istemiyordum. Kendimi sankinleştirmek için derin bir nefes aldım, temiz ve hafif soğuk havanın kokusu gerçektende ciğerlerimde sakinlik yaratıyordu. Yada ben kendimi öyle kandırıyordum.

REFRESH - taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin