20.

76 7 8
                                    


-

Ne desem bilememiştim. Hem içim içimi  yemiş, heyecanla. Hem de umutsuzluktan çıkamayacak hislerime engel olmaya çalışmıştım. Taehyung, bana merak dolu gözlerle bakıyordu. Onun bunu düşünmüş olması bile beni öyle mutlu etmiş, öyle hoşuma gitmişti ki anlatamam bile.

"Ne desem bilemiyorum, Taehyung. O kadar isterim ki bunu, ama ailemin öğrenme olasılığının korkusundan yapabilir miyim bilmiyorum." diyerek düşüncelerimi Taehyung'a söyledim. Dediklerimle gülümsemiş ve bana umut dolu gözlerle bakarak "Hallederiz, öğrenemezler sen merak etme. Saklamanda bende yardım edeceğim güzelim, hm?" Dediklerimin sonunda ki hitap ile kalbimin atışı daha da arttı.

Benim için neden bu kadar uğraşıyordu? Neden bana bu kadar iyi davranmaya çalışıyordu? İşte bu sorular içime su serpti.
Ya beni kandırıyorsa, zaman ne yapardım?
Belki de aileme benim bu resim tutkumun devam ettiğini ve yapmak için uğraştığımı ifşa etmek içindi hepsi.

Güvendiğim biri tarafından kandırılmak istemiyorum, bunun daha fazlasını kaldıramam. Sonuçta bu hayatta ilk güvendiğim kişi annemdi. O ise babamın beni dövmesi için yalanlar uydurdu, bundan zevk bile aldı. Beni sevmiyordu, biliyordum ama yinede ben onu sevdim. Hâlâ ona karşı büyük bir açlık hissediyorum. Bu açlığı Taehyung doldurmaya başladı ama ya o da annem gibiyse? Beni kandırıyorsa ve babamın dövmesini istiyorsa?

Gözlerim her zamanki gibi dolmaya başladı. Kafamı eğdim, yine kafamdaki lanet sesler beni ele geçiriyordu. Oysa ki Taehyung sadece benim iyiliğim için bir şey sormuştu, ne ara konuyu buraya getirmiştim. Kendimi acınası hissediyordum, Taehyung bir şey yapmamış olsa bile onu suçlamıştım. Beni düşünmemesi gerekiyordu, ben onun hayatınıda mahvetmemeliyim.

Gözümden bir yaş süzüldü, Taehyung ne olduğunu anlayamamıştı. Bana sorgulayan bakışlar atıyordu, eminim. Zaten arkasından direkt sesini duydum, "Jungkook, ne oldu? Yanlış bir şey mi dedim?" demişti. Onun bir suçu yoktu, ben sadece her şeyi sorguluyordum. Bomboş gözlerle bakıyordum, ona. Güvenecek güvenim bile yoktu.

Taehyung, nazik bir şekilde çenemden tutup yüzüne bakmamı sağlamıştı. Göz göze geldiğimizde kendimi tutamadım. Süzülen göz yaşlarımla, dudaklarımdan bir hıçkırık kaçtı. Taehyung, şokla yüzüme bakıyordu.

Taehyung, gözlerimi kaçırınca bana sıkıca sarılmıştı. Bir anlığına sarılmasına karşılık veremedim, Koktum. Vücudumda ufak bir titreme başladı. Taehyung bunu fark etmiş olacak ki beni omuzlarımdan tutup kendinden uzaklaştırmış, yüzüme bakmıştı. "Jungkook!?" diye endişe ile soludu. "İyi misin? Sorun ne, ne oluyor!?" dediğinde resmen transa geçmek üzereydim.

Bunu engellemek adına düğümlenmek üzere olan boğazımı açmış, "T-Taehyung..." demiştim güçlükle. Zorlanmam nedeniyle sesim titremiş, hafif kekelemiştim. Taehyung konuşmamla gözlerimi açmış, hemen "Hm? Söyle dinliyorum seni, buradayım." panikle cevaplamıştı.

"Neden bana bu kadar iyi davranıyorsun? Beni korkutuyorsun.." demiştim, donuklaşmış sesimle. Taehyung bana şok olmuş şekilde bakıyordu. Ben cevabımı alamadan, arkasından tekrar soru yönelttim. Bu sefer biraz daha sinirli çıkmıştı, sesim. "Yoksa beni kandırmak için mi?" dedim ve ağlamam şiddetlenerek tekrardan "Benimle neden bu kadar ilgileniyorsun, ben alışık değilim. Korkuyorum. Ben sana güvenmeye başladım, sende onlar güvenimi kırma." dedim.

Nefesim sekteye uğradı, ağlamamı durduramadığım için hıçkırmaya başladım. Duygularımı açıklamaya çalışmak zordu, zormuş... Yıllardır yapmak istediğim ama içime hapis olan o şey çok zordu. Rahatlatıyor muydu? Emin değilim. Hıçkırıklarım iyice şiddetlendi. Nedendi bu kadar ağlamam bilmem ama sığınmak istiyordum, ona. Şu an olan ağlamam, onun dediklerinden tedirginlik duymamdı. Ama ben yinede ona sığınmak istiyordum.

REFRESH - taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin