19.

64 5 0
                                    



-

Eve gelmek üzereydim, birkaç metre kalmıştı. Yaklaştıkça geri gitmek istiyordum ama bunu yapmayacaktım. Zaten annem ve babam çok büyük ihtimalle evde bile değildi. Sıkıntı olmayacağını kendime söylemeye çalıştım. Ne kadar işe yararsa artık.

Evin kapısının önüne geldiğimde derin bir nefes aldım. Aslında benim için çok değişik bir olay değildi ama tahminimce gördüğüm rüyadan dolayı ekstra etkilenmiştim olaydan. Zaman zaman babamın beni dövmesinden baygınlık geçiriyor veya hastaneye kaldırılıyordum. Bunu kendimi hatırlatarak sakinleştim -her zamankinden farklı bir şey yaşadığımı düşünürsem, altında neden ararım veya daha çok stres olurum diye düşünüyordum.- kapıya hâlâ bakıyordum.

Derin bir nefesle anahtarını çıkarmış, kapıyı açmış, sessiz olmaya özen göstererek içeri girmiştim. Girdiğim gibi sessiz ve karanlık eve dikkatlice bakıyordum. Ayakkabılarımı çıkarıp salona doğru yürüdüm. Salon kapısından baktığımda kimseyi görmediğim için derin bir nefes aldım. Merdivenlerden çıkıp odama gittim.

Odamın kapısında duraksadım. Derin bir nefes alıp kendi kendime konuşmuş "Sorun yok, hatırlamayacaksın, evde de değiller sıkıntı, yok." demiştim. Hafif sakinleşmemle odama girdim.

Amacım olan üstü yıkamak için üstümü değiştirdim. Pijamalarımı giyip Taehyung'un kıyafetlerini odamın karşısındaki odada olan çamaşır makinesine attım, makineyi çalıştırıp oradan çıktım ve odama geri gittim.

Yatağıma doğru ilerledim, tam yatacakken karımın guruldaması ile durdum. Yemek yemediğimi o sıra hatırladım. Aslında bir şey yemek istemiyordum ama yemeden uyuyamacağımı bilerek mutfağa doğru yola koyuldum.

Mutfağa geldiğimde buz dolabını açtım ve bir süre içine baktım. Fakat içki dışında başka bir şey yoktu. Malum, aile yemeği olmayınca kimse yemek yemiyordu. Anne ve babam akşam yemeğini dışarda yiyorlardı, ben ise genelde yemiyor veya çok açsam hazır noodle yapıyordum. Açıkcası evde pek iştah açıcı olan şeyler olmadığından insan acıkmıyordu.

Dolapta bir şey olmamasından dolayı yine hazır noodle yemeğe karar verdim. Dolabı açıp bir tane seçtim ve yemek için üzerine kaynamış suyu koyup kapadım. Beklerken yemek çubuklarını çıkardım, kendime ufak bir sofra tarzı bir şey yaptım.

Üç dakika sonra olduğunu düşündüğüm noodleye soslarını döküp karıştırdım. Mutfak masasına oturup sesizlikle beraber yedim.

Bitirip bulaşıkları yıkadım, yerlerine yerleştirdim. Çöplerimide attıktan sonra kimsenin olmamasını fırsat bilerek girmeye korktuğum salona girdim. Aklımda gidemediğim resim dersi vardı, gitmeyi çok istiyordum.

Televizyonu açıp koltuğa uzandım, uyumak için. Sessizlikte uyumayı sevmezdim, korkutucuydu. Televizyondan gelen sesle rahatça gözlerimi yumdum ve güzel bir uykuya daldım.

-

Derin uykumdan kapının ziline ard arda basılıp kapının sertçe çalınmasıyla uyandım. Gözlerimi ovuşturup yerimden tedirginlikle kalktım. Babamın gelme olasılıyla yutkundum, sinirli olabilirdi. Koşar adım kapının önüne gidip titremeye başlamış elimle kapıyı açtım.
Yüzüm yere eğikti, gözlerinin içine bakamazdım. Kapıyı sonuna kadar açmamla gelen ses, şaşırmamı sağlamıştı.

"Jungkook!? Tanrım şükürler olsun." Sesin sahibi Taehyung'du. Sesi çok endişeli gelmişti. Kafamı kaldırır kaldırmaz bana sıkıca sarılmıştı. Bende sarılışına karşılık verip şaşkınca kaldım. "Taehyung, sorun ne? Neden buradasın?" dedim ve Tarhyung geri çeklip yüzüme baktı. "Çok endişelendim, sana bir şey oldu sandım. Olmuşta zaten, özür dilerim yanında değildim. Böyle direkt çıkıp eve geldiğini öğrenince aklımdan neler neler geçti, birde kaç kere aradım açmadında." dediğinde yutkundum. Böyle olacağını hiç düşünmemiştim "Seni endişelendireceğimi düşünemedim, özür dilerim." dedim ve mahçup bir şekilde kafamı eğdim.

REFRESH - taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin