5.

94 6 0
                                    


-

Mutfaktan gelen seslerle uyanmıştım.

Okula gitmeme daha bir saat gibi bir süre vardı. Dün gelir gelmez uyuyup, bir daha uyanmadığım için her yerim uyuşmuştu. Yatmadan önce bir şeyler yemediğim için acıkmıştımda.

Seslerin geldiği yere; mutfağa gitmek için yorganımı köşeye itip yataktan doğruldum. Yavaş ve uyuşuk adımlarla odamın kapısını açıp koridora yöneldim. Merdivenlerden indiğimde mutfaktan gelen kokularla derin bir nefes çektim. Mutfak kapısından içeri girdiğimde karşılaştığım bedenle şaşırdım. Ben yemeği hizmetlilerden birisi yapıyor sanıyordum fakat bu kişi annemdi. Şaşırmış bir şekilde anneme bakarken bakışlarımı fark etmiş ve bana bakmıştı. Gözlerinde biraz bile sevgi kırıntısı göremiyordum, bu gerçekten acıydı. Kapının önünde beklediğim için bana dönüp " yemeği fazla yapmışım geç sende ye ziyan olmasın" dedi. Tabii kide bana yapmamıştı biliyordum, ama yinede bir kez daha umut etmiştim. Annemin dediği şeyle sandalyeye doğru ilerlemiştim fakat benim oturacağım tarafta olmayan yemek takımlarıyla duraksadım. Ardından kapının çaprazında ki dolaptan kendime tabak, çubuk ve kaşık almıştım.

Ne kadar annem beni sevmesede içimde ona karşı bir sevgi açlığım vardı. Şu an bana yapmamış olsada, onun yemeğini yiyecek olmak güzeldi. Sandalyeme oturduğumda annemde karşımda oturuyordu, ama hiç bana bakmıyordu. Ben ise ona kaçamak bakışlar atıyordum. Bir kaç gündür eve gelmiyordu, özlemiştim.

Annem ona olan bakışlarımı fark etmiş bana bakıp "Ne var?" demişti. Sert cevabına karşılık kalp atışlarım hızlanmıştı. 'Sarılabilir miyim?' diye sormayı çok istedim ama tabii kide imkansızdı. Acaba annemede sarılsam Taehyung a sarıldığımda olan sıcaklığı
hisseder miydim? Gerçekten merak ediyordum. Cevap duyamayınca sinirle kaşığını tabağının yanına sesli bir şekilde koymuştu. Çıkan sesle hafifçe irkildim, ama annem bunu fark etmeyip üstüne "Konuşmak çok mu zor?" dedi. Tekrar cevap vermezsem kızacağını fark edince "Bir şey yok, özür dilerim" dedim. Aldığı cevapla çenesini siniri belli olacak şekilde oynatıp bana " Kurban triplerine girip özür dilemeyi bırak" diye emir verir şekilde konuştu. Oysaki onlar ben özür dilemesem daha çok kızan insanlardı, bunu ne hakla söylüyordu? Tekrar zorlukla konuşup "tamam, ö-" dedim. Neredeyse tekrar özür dileyecektim, kendimi son anda durdurmuştum.

Yemeğimden bir kaşık alıp, yavaşça ağzıma götürdüm. Ağzımda yayılan güzel tatla gülmek istemiştim. Annemin bilmediği, ama yaptığı en sevdiğim yemek olan omleti şu an yiyordum. En sevdiğim olduğunu bilseydi büyük ihtimalle yapmazdı. O yüzden küçükten beri hiç belli etmezdim.

Kendide yemeğini tekrar yemeye başlamıştı. Uzun bir sessizlik ardından annem "Bogumlar iş için başka bir ülkeyi seyahata gitmişler, şu an yurt dışındalar haberin olsun" demişti. Söylemesenin altında yatan neden ise okulda her hangi bir sorun çıkmamasıydı. Genelde Bogum olmayınca diğer çocuklar bana sataşıyordu, ve istemsizce kavga benzeri şeyler çıkıyordu. Bogumun annesiyle annem arkadaş olduğu için annem Bogumdan sorun çıkmasını engellemesini istemişti. Benim yüzümden okula gelmeye uğraşamazmış. Annemin dediğine hemen "tamam" dedim ve konunun hızla kapanmasına neden oldum.

Yemeğimi bitirdiğimde sofradan kalkarken "eline sağlık, teşekkürler" diyip, kendi bulaşıklarımı yıkamaya koyulmuştum. Tam kendi bulaşıklarımı bitirmiş odama doğru gidecekken, annem bulaşıklarını önüme resmen fırlatır gibi koymuştu. Onun bulaşıklarınıda yıkayıp hemen mutfaktan ayrıldım.

Okula gitmek için hazırlandım. Çıkmam için daha zamanım vardı, o yüzden odamda duruyordum. Aniden yükselen sesle annemin "Jungkook!" dediğini duydum. Adımın söylenmesiyle merdivenleri hızlıca inip annemin yanına gittim. Annem salondaydı, koltukta tam televizyonun karşısında oturuyordu. Annemin salona girmemle bana "Derslerin nasıl, çalışıyorsun değil mi?" diye sorması bir olmuştu. Bense "Evet" diye yanıtladım. Annem bir saniye bile televizyondan gözünü ayırmadan beni umursamadığını belli edip "Notların düşük gelirse ne olacağını gayet iyi biliyorsun, bu yüzden bir şey söylemeyeceğim." demişti. Evet gayet iyi biliyordum bu yüzden "Evet, sıkı çalışacağım" demiştim. Annemin duyduğu şeyle gözleri kocaman olup bana dönmüştü ve " çalışacağım mı!" diye bağırmıştı. Yüksek sesle hafifçe titrerken "lafın gelişi olarak söylemiştim..." demiştim. Sesim korkudan kısık çıkmıştı. "Tanrım delireceğim!" diye tekrar bağırıp " benimle konuşurken lafın gelişi diye bir şey yok!" Demişti.

REFRESH - taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin