Gece'de ben de gözlerimizi çocuktan alamamıştık.Oysa , bizden tarafa bile dönüp bakmamıştı. Gelip benim yanımda oturduğunda yandan yandan ona bakmaya başladım. Gece'ye söylenmek için döndüğümde Cam'la derin bir sohbet içerisinde olduğunu gördüm. Sıkılarak kafamı önüme çevirirken bana baktığını fark ettim. En iyisi telefonuma odaklanmaktı. Şu aralar gündemimde olan savaş oyununu açtım. Vaktin nasıl geçtiğinin farkına varmamıştım. Ta ki öldürülünceye kadar ; "Hay ama senin ben...." dediğimde kimsenin duymadığını görerek rahatladım. "Yanlış silahı alıyorsun." sese doğru döndüğümde masmavi gözlerini bu kadar yakınımda görmek beni heyecanlandırmıştı. O güzel pembe dudaklarını açıp konuşmaya devam etti ; " Bu arada , ben Enes. Daha önce tanışamamıştık. Kusura bakma uyuyordum." dediğinde gülümsemesiyle oturduğum yere çakıldım. Gerçekten nasıl bu kadar etkileyici olabiliyordu bu çocuk ? "Lal ,memnun oldum." diye tepki verdiğimde kendime küfür etmeye başladım. Çocuğu bir dövmediğim kalmıştı. Uçak çağrımız yapıldığında hep beraber yürümeye başladık. Ven , Cam ve Gece beraber oturuyordu. Ben oturduğumda yanıma Allah günah yazmasın yamuk yumuk bişey oturdu. Tam şansıma küfür edecektim ki onun sesiyle yere eğdiğim kafamı kaldırdım. "Orası benim yerim arkadaşım." derken sesi emredecek kadar sertti. Yanımdaki kalkıp uzaklaşırken Enes bakışlarıyla çocuğu dövüyordu. Çocuk uzaklaştıktan sonra bana dönüp gülümsedi." 13 saatlik yolculuğa hazır mısın ? " derken oldukça samimi bir şekilde gülümsüyordu. Az önceki çocuğu dövmek üzere olan ve bana gülümseyen tamamen farklı kişilerdi. Gülümsediğim de yanımda oturdu. İkimizden başka oturan yoktu. Üçüncü koltuk boştu. bu sadece ikimizin olacağını gösteriyordu. Uçak kalkarken her zaman gerilen insan bir tek ben olamam değil mi? Gözlerimi kapatıp koltuğuma yapıştığım da elimin üstünde elini hissedip gözlerimi açtım. Biz birbirlerimizin gözlerinin içine bakarken duyduğum sesle şok geçirmemek için kendimi zor tuttum. "Orası benim yerim." diyen kişiye kafamı kaldırdığımda Ekin'in tam karşımızda olup bizimle konuştuğunu gördüm. Elimi Enes'in elinden çekerken Enes neler olduğunu anlamamış gibiydi. Enes yanımdan geçerken , Ekin yanımdaki yerini aldı. Bir kaç dakika sonra hostes yanımıza yaklaştı.Çaktırmadan Enes'e bakarken Ekin'le göz göze geldim. "Ne alırsınız efendim?" diyen hostes tek tek hepimize baktı. Enes konuşmaya başladı ; "Menüde neler var?" derken tamamen hostesle ilgileniyordu. " O zaman iki tane vişne suyu alabiliriz." deyip bana baktığında Enes'in benim içinde sipariş vermesi olukça şaşırmama neden olmuştu. "Lal vişne sevmez ,çilek suyu olsun." Ekin konuşana kadar Enes'le bakışıyorduk. Hostes kafasını sallayıp uzaklaştığında bizim aramızdaki gerilim gözle görülür derecedeydi. Sessizlik ortamı germeye devam ederken Enes sonunda dayanamadı ; "Siz nesiniz?" dediğinde ikimizde ona doğru döndük. "Eski sevgiliyiz." diyen Ekin oldu. Enes'in bozulduğu her halinden belliydi. Oysa benim Enes'le ilgili güzel hayallerim vardı. Ekin yine geldi ve her şeyi mahvetti. Enes , yanımızdan kalkıp giderken ben olduğum yere çakılmıştım. Hostes'le konuşmalarına kulak misafiri oldum ;" Yerimi değiştirebilir misiniz lütfen?" demişti. Evet , doğru duymuştum. Gece , bana kaş göz işareti yaparken sinirden dudaklarımı ısırıyordum. "Ahh bu dudakların , böyle Daha öpülesi görünüyor biliyor musun ? Hoş , sen beni öpmekten her zaman kaçtın. Başlarda nedenini anlayamamıştım. Şimdi her şey çok net. Bora'nın öpücüğü yüzünden kaçtın. Değil mi?" dediğinde gözlerimi sonuna kadar açarak yüzüne baktım. Cevap vermeyerek tersime döndüm. Bu yolculuğun bir an önce bitmesi için dua etmeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIZIL
Romantik-Keşke hatırlamasaydım dediğim insanlardan olduğun için bu kadar geç hatırlamış olmamı mazur gör. -Çok karmaşık konuşuyorsun . -Niye anlamıyormusun? -Hayır kızıl beynimi yormak istemiyorum. -Gerizekalı. -Sinirlerimi zıplatıyorsun. Kapıda tam önünde...