Fotoğraf : Ahu
Sabah uyandığımda ev sessizdi , pijamalarımla çıkıp etrafa bir göz attım.Bora'nın yatağı açıktı ama evde yoktu.Nereye gitti acaba diye merak ettim her ne kadar merak etmek istemesemde.Sanki çok umrumdaymış gibi. Odama dönerken kapımdaki post iti gördüm.
"Günaydın kızıl , ben çıkıyorum , kağıdın altındaki benim numaram bişeye ihtiyacın olursa ara, çok gecikmem merak etme, akşam yemeğinde görüşürüz"
Ayyy sinir. Neyle sınanıyordum ben böyle? Yatağa dönüp tavana baktım boş boş, ne yapacatım ben bugün.Evde hiç bişey yoktu yemekte yapamazdım.Birden telefon çalmaya başladı.Ev telefonu olduğundan haberim yoktu.Aşağı kata nip telefonu açtım.
-Efendim?
-Uyandın mı Kızıl ?
-Yok hala uyuyorum. Telefona cevap verdiğime göre uyanmadım mı sence?
-O değilde sen espri yapma kızıl.Neyse eve dönüyorum hazırlan önce kahvaltıya gidelim sonra marketten eve bişeyler alalım akşama misafirlerimiz var.
Deyip yüzüme kapattı.Ciddi ciddi telefonu yüzüme kapattı.Uyanır uyanmaz yine sinirlerim zıpladı. Gerizekalı diye boşuna demiyorum hayır en sonunda ağzına patlatıcam o olacak.Ayrıca ne misafiri yani ne oluyoruz? Bana mı geliyorlar sanki banane. Odama çıkıp hazırlandım.Tam makyajımı yaparken kapı açıldı.
-Kızıııııl ben geldim hazırmısın bakalım?
-Sayılır.
-Oha kızım bu ne hal , alt tarafı kahvaltıya giidiyoruz defileye çıkmıyorsun.
-Halimde ne var anlamadım ?
-Çok süslenmişsin.
-Sana fikrini sorduğumu hatırlamıyorum Bora.
-Sen beni katil edeceksin ama Lal.
Makyajımı yapmayı bırakıp yüzüne bakıp gözlerimi devirdim.Katil olacakmış.Asıl sen beni katil edeceksin ruh hastası.
-Odanın kapısından bana bakmaya devam mı edeceksin Bora?
-Dalmışım , aşağıdayım, çabuk.
Bak işte diyorum hayvan diye .Konuşma şekline bak dümbük ya odun resmen.Ben bunları ödetirim ama sana Bora bey.Senin egonu fazla şişirmişler.Ben söndürürüm o egoyu sen rahat ol. UYUZ! Gıcıklığına yavaş yavaş hareket ediyordum.Odanın içinde oyalanmaya başladım.
-Çok sinir bozucu olduğunun farkındasındır umarım.
Arkamı döndüğümde kapının girişine yaslanmış kollarını kilitlemiş bana bakıyordu.Kaslarına dikkat etmemek mümkün değildi.Kafamı geri çevirdim.Cevap vermeyerek.
-Sana diyorum kızıl.
-Duymamışım ne diyordun?
-Sinirlerimi zıplatıyorsun.
-Ahhh ne güzel , duygularımız karşılıklı demekki Bora.
-Hadi artık , yürü.
Kapıda tam önünde durdum , gözlerinin içine atabileceğim en delici bakışlarımı attım.Bir insan nasıl bu kadar sinir olabilirdi ki? Ve neden beni buluyordu böyleleri?
Kapının önünde bir araba vardı.
-bu kimin?
-Benim arabam kızıl , bin.
-Madem araban vardı dün bizi niye uğraştırdın?
-Bakımdaydı kızıl , bin.
Arabaya binip kapıyı sertçe kapattı. Yol boyunca konuşmadık.Bir ara telefonu çaldı. Gayet flört edip konuştu telefonla.Nazikçe, madem bu kadar nazik olabiliyordu bana neden hayvan gibi davranıyordu. Radyoyu açtım sesi yükselttim , telefonu duyamayınca sinirli bakışlarıyla bana baktı ama kafamı çevirip görmemişim gibi yaptım.Müziği kısmadı ama telefonu kapattı. işte bu beklenmedik bişeydi.Ben kızmasını filan bekliyordum.Bu çocuğu gıcık etmek hoşuma gidiyordu.Hemde fazlasıyla.Boğaz'da bir yere geldik.Garson kahvaltı için sipariş almaya geldiğinde yine önce o sipariş verdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIZIL
Romance-Keşke hatırlamasaydım dediğim insanlardan olduğun için bu kadar geç hatırlamış olmamı mazur gör. -Çok karmaşık konuşuyorsun . -Niye anlamıyormusun? -Hayır kızıl beynimi yormak istemiyorum. -Gerizekalı. -Sinirlerimi zıplatıyorsun. Kapıda tam önünde...