Bölüm 36

32 6 2
                                    

Gemiler asteroid kuşağına giriş yapalı epey vakit geçmişti. Uzay boşluğunda salınan devasa aracın koruma kalkanlarına çarpıp yavaşça savrulan asteroidler gemiyi hafif titreşimlerle sallarken, Rosaria'nın kedileri gözlerini yummuş, kontrol odasının zemininde birer paspas gibi yatıyorlar, geminin çıkardığına benzer titreşimde mırıltılar çıkarıyorlardı. Sevimli tüy yumaklarının mamaları servis edilmiş, kaplarına sular yerleştirilmişti. Ana salonun çeşitli yerlerine de bu yolculuğu rahat geçirebilmeleri için minderler ve oyuncaklar yerleştirilmişti. 

Kediler halinden memnundu. Keyiften mırıldanırlarken pofuduk patilerini gerip sıkıyorlar, sahipleri olan genç kadına minnettarlık dolu bakışlarla bakıyorlardı.

Rosaria zeminde bağdaş kurmuş kedilerini sırayla severken onların bu kayıtsız hallerini seyrediyor ve ister istemez onlara imreniyordu. Yaşanan her şeyi unutup bir kedi gibi umarsızca yaşamayı diliyordu içinden. Fakat bu dileğinin imkansız olduğunu, kendisini cehennem gibi günlerin beklediğini adı gibi biliyordu. Gluposti'ye dönecek, dükkanından geri kalanlara (eğer kaldıysa) ulaşmaya çalışacak ve kazanç kapısını yeniden inşa etmeye çalışacaktı. Belki barını yeniden açardı, ya da orayı bir eve dönüştürür, sözde dini kitaplar satarak milleti kandırmaya devam ederdi. Gidip dükkanının ne halde olduğunu görene kadar kesin bir karar vermesi mümkün değildi.


Diğer yanda Kaeya'yı yalnız bırakmak istemediğinden onun da katkıda bulunabileceği bir iş kurmak istiyordu. Kaeya, eski dostu Dainsleif'den geriye kalan tek bağlantıydı. Dahası, genç efendinin arkadaşlığını sevmiş, ona kısa sürede derin bir bağlılık duymuştu. Zor zamanında onu terk etmek istemiyor, kendini toparlamasına yardımcı olmak istiyordu. Iyi olduğundan emin olduktan sonra dilerse gitmesine müsaade edebilirdi, fakat bu zor zamanı yalnız geçirmemek her ikisi için de elzemdi.

Buna ek olarak bir de Kamisato Ayato vardı. Kaeya'nın çıkış kapısı önünde geçirdiği krizden sonra Rosaria onunla konuşup tanışma fırsatı bulmuştu. Doğrusu genç adamdan hoşlandığı pek söylenemezdi. Fakat sırf Kaeya'yla aralarında bir anlaşma olduğundan dolayı ona yardım etmeyi kabul etmişti. Eğer dükkanını ayağa kaldırabilirse, uşağını bulana kadar dükkanında çalışmasına izin verecekti.


Kısacası Rosaria için kötü günler sona ermeden kendisini daha kötü günler beklemekteydi.

Genç Efendi'nin akıbetine gelecek olursak, çıkış kapısı önünde geçirdiği krizden sonra yorgun düşüp aniden bayılmış, diğer ikisi tarafından kendi odasına taşınmıştı. Rosaria, Kaeya'yı üzerindeki pislik yuvası kostümden kurtarmış ve dolabından zor bela bulup çıkardığı temiz kıyafetleri üzerine giydirmişti. Kan ve kirle kaplanmış yüzünü ve ellerini temiz bir bezle silmiş, bedenini sıcacık yatak örtüleri ile sarmalamıştı.


Kaeya'nın uykuları da en az uyanıkken olduğu gibi karmakarışık ve korkutucuydu. Gördüğü her kabusta kendini içinden çıkılamayacak durumların içinde buluyor, yanındaki insanları kaybediyor ve durumu düzeltmek için elinden hiçbir şey gelmiyordu. Kabusların her biri son derece gerçekçi ve uzun solukluydu, sanki gören kişiye duyduğu en derin acıları defalarca yaşatıp onu hayattan tamamen koparmaya çalışmayı amaçlıyor gibiydiler.

Korku dolu inlemeler ve ağlamalarla geçen bu birkaç saatin ardından Kaeya irkilerek uykusundan uyandı. Yatak örtülerine dolanmış bedeni kan ter içindeydi, beyni kalbiyle yarışır gibi kafatasının içinde zonkluyordu. Neyse ki gördüklerinin hepsi rüyaydı ve korkacak bir şey yoktu. En azınan böyle diyordu içinden bir ses.

Bir çift elin etrafına dolanıp beline sarıldığını hissetti ve derin bir nefes aldı genç efendi. Gördüğü tüm o korkunç kabuslar asteroid kuşağının sarsıntılarından olmalıydı. Gözlerini yeniden yumup belli belirsiz gülümsedi.

Balık İstifiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin