Bölüm 44

37 4 3
                                    

Dottore şımarık bir çocuk gibi sekerken sivri burunlu ayakkabıları uzun koridorda ahenkli takırtılar çıkararak yankılanıyordu. Bir taraftan elindeki iletişim cihazıyla emrindeki kabuklara oyunu hazırlamaları için komutlar veriyor, bir taraftan da arkasına dönüp, onu gönülsüz adımlarla takip eden genç adamı kısık sesle "Ha'di! Ha'di ha'di!" diye teşvik ediyordu.

Baizhu gözlerini yere çevirmiş, öfke ve tedirginliğin sarmalayıp tir tir titrettiği vücudunu dinginleştirmek için derin soluklar alıp veriyordu. Dottore genç adamın bu "abartılı" ruh haline gözlerini devirip uzandı, kolundan tutup hızlanması için çekiştirip durdu.

Doktor Baizhu'yu ilk defa bu kadar savunmasız gören sevgili okuyucular, Dottore'nin "oyun" bahsine karşı Baizhu'nun verdiği bu aşırı tepkiyi merakta gecikmemişlerdir. Bu yüzden bu merakı dindirmek adına ikilinin geçmiş ilişkisine biraz daha derinlemesine göz atmak faydalı olacaktır.

Daha önce de bahsi geçtiği üzere Baizhu'nun Dottore'ye bir şans verdiği zaman dilimi, onun en karanlık zamanı olmuş ve bunu ilerleyen zamanlarda "hayatının hatası" olarak değerlendirip genç adamla bütün ilişkisini koparmıştı.

Bunun sebebi tamamen Dottore'nin ruhunda yer eden duyguların yoğunluğunun normal bir insanınkine göre farklı oluşu ve genç adamın bu duyguları işlemede epey beceriksiz oluşudur.

Hayatı boyunca insanı hayrete düşürecek başarılara imza atan Doktor Zandik'in bu şüpheye yer bırakmayan dehası da aslında bu duygularla başa çıkamayınca onları tamamen yaptığı işe dökmesinden kaynaklıdır.

Baizhu'ya olan hislerinin su yüzüne çıkmasının ardından Zandik Bey, bir kez daha bu duygularla başa çıkamadığı bir sürecin içine girmiş ve onunla bir araya gelebilmek için sayısız çılgın projenin altına imzasını atmıştı. Sevdiği adamın ilgisini çekebildiği o küçücük zaman dilimlerinde ondan mutlusu yoktu. Fakat yine, duygularını doğru dürüst gösteremeyişindeki beceriksizlik zihnini bulandırıyor, kendini garip durumların içinde buluyor ve bu durumlar sevdiği adamın ondan kademe kademe soğumasına sebep oluyordu.

Bir anlamda yaptığı homunculuslardan farkı yoktu Zandik Bey'in. Birileri öğretene kadar, ona doğrusunu gösterene kadar duygularını nasıl ifade edeceğini bilmiyordu. Ve bu bilginin yokluğu ruhuna işkence ediyor, tanımlayamadığı duygular içinde birikip absürt karabasanlara dönüşüyordu.

İşte bu yarattığı "oyun"lar, Doktor Zandik'in içinde biriken karabasanların özgür kalmış haliydi.

Baizhu, Dottore'nin tüm bu duygu karmaşasının farkındaydı. Buraya gelişinden beri kendini dizginlediğini de gözlemleyebiliyordu. Fakat ona sevmeyi öğretecek kişi o değildi. Oyunlarına defalarca alet olduktan sonra bu imkansızdı.

Dottore'nin peşinden sürüklenirken iç geçirip bir istekte bulundu.

"Her zamankinden var mı?"

"Her zamankinden?" Dottore başını çevirip tek kaşını kaldırdı. "Her zamankinden... her zamanki...haa! Hatırladım. Demek her zamankinden istiyorsun. Nasıl da hatırladın!"

Baizhu ağzının kenarıyla sırıttı.

"Eski günlerde dolaşan tek kişi sen değilsin."

Baizhu'nun bahsettiği şey elbette tüm Snezhnaya'nın su yerine tükettiği, taşını kırsanız içinden akan, ırmağını süzseniz içinde bulacağınız Fosfor Vodka'ydı. Doktor Bai bu oyunu oynayacaksa kesinlikle sert bir içkiye ihtiyacı vardı. Bunun yanında, Dottore'nin bu içkiye karşı zaafını biliyordu ve onu basit bir içki içme yarışına sokup ipin ucunu kaçırmasına sebep olursa onu nakavt edip kolayca buradan çıkabileceğini düşünüyordu.

Balık İstifiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin