Balık İstifi

Bölüm 29

Seyirciler bir kez daha sahneyi alkışlarla inletirken Jeanine ve Barbarella sahneye çıktılar. Jean boynuna astığı klasik gitarla yaklaşıp mikrofonunu kendi boyuna göre ayarlarken Barbara çalabildiği tek enstrüman olan zilli tefi çıngırdatıp aklı sıra akort etti. Bunu yaparken seyircinin gözünde sevimli mi sevimli görünüyordu.

Seyircilerin arasında dolaşan iri göğüslü garsonlar seyircilere "bedava" patlamış mısır dağıtıyor, kimileri de ellerindeki kovboy şapkalarını "hediye" ediyordu. Sahneyi dolduran sanatçıların göz alıcı kostümleriyle hipnotize olmuş seyirciler hiç sorgulamadan, kollarındaki sayaçları kontrol etmeksizin bu ikramları kabul ettiler. Bir çoğu sayaçlarına işlenmiş tutarları ödeyemeyeceklerinden ve Mare Jivari'nin gelecek sezon çalışan kadrosunu oluşturacaklarından habersizdi.

"Sevgili konuklar, Mare Jivari'ye hoş geldiniz. Umarım iyi vakit geçiriyorsunuzdur." dedi Jean gülümseyip seyircileri selamlarken. Şapkasını düzeltip gitarını kavradı ve elini kulağına götürüp bağırdı. "İyi vakit geçiriyor muyuz?"

Kalabalık alkış kıyamet karşılık verdi. İçlerinde düzenli ziyaretçi olduğunu belli eden birkaç hanım ziyaretçi ıslık çalıp "Jeanine!" diye tezahürat etti. Jean gülümseyip göz kırptı ve arkasındaki dansçıların hazır olup olmadığını kontrol etti.

"Görünüşe göre biraz rötarlı gidiyoruz. Biliyorsunuz, ufak bir talihsizlik yaşadık ve Küçük Ayami'nin şovunu ertelemek zorunda kaldık. Kendisi cevherlerini gösteremeden hafif bir yaralanma yaşadı ve sahneden ayrılmak zorunda kaldı. Kendisi iyileşince yeniden aramıza katılacak. Ona moral vermek için bir alkış daha alalım, olur mu?"

Jean biraz önce kuliste yaşananların gerilimini seyirciye hissettirmemek için küçük bir yalan ortaya attı ve seyirci bir kez daha, bu sefer daha güçlü bir alkış kopardı. Barbara tefiyle alkışlara eşlik etti.

Bu sırada perdenin ardından sahneyi gözleyen Patron Yae, Ayato'ya dönüp yüzünde sinsi bir gülümsemeyle seslendi.

"Ayami, bak. Senin için alkış tutuyorlar. Bileğin iyieşir iyileşmez gelirsen seninle de bir anlaşma imzalarım belki."

Ayato, Yae'nin bu alaycı imasına karşılık vermedi. Onun yerine iki elinin orta parmağını vogue dansı yapar gibi sanatlı bir şekilde döndürerek gösterdi ve sonrasında Kaeya'yla olan konuşmasına kaldığı yerden devam etti. Patron Yae, rakibiyle tüm gece alay etme fırsatı ayağına geldiği için epey keyifliydi ve önüne çıkan hiçbir fırsatı kaçırmıyordu. Ayato'nun danslı karşılığına bir tilki gibi kıkır kıkır güldü. Yanında dikilip etrafı kolaçan eden Ei, kadının beline sarılıp kulağına fısıldadı.

"Bu gece her zaman olduğundan daha kalabalık. Dahası güvenliğe ulaşamıyorum. Bir şeyler dönüyor."

"Panikleme. Her şey kontrolümüz altında." dedi Yae bundan pek de emin olamayarak. Yine de Ei ona ne olursa olsun güveniyordu. Başını onaylarca salladı ve mırıldandı.

"Gidip girişi kontrol etmemi ister misin?"

"Hayır. Sen benimle burada kalacaksın. Bu gece sadece beni korumanı istiyorum. Bu geceyle ilgili iyi şeyler hissetmediğini biliyorum. Ama kriz durumunda planımız belli, biliyorsun. Kat görevlilerine ulaşmayı dene bir de. Mümkünse girişi onlar kontrol etsinler."

Ei cebinden iletişim cihazını çıkarıp sisteminde kayıtlı olan tüm kat görevlilerini aradı. Fakat hiçbirine ulaşamadı. Sanki hepsi birden buhar olup uçmuştu. Son çare resepsiyonun numarasını tuşladı ve beklemeye başladı.

Cihaz çaldı, çaldı, çaldı.... Ve karşı taraftan nihayet cevap geldi.

Fakat ne yazık ki açan kişi iyi haberler getirmiyordu.