SPOR

37 6 1
                                    

 MEDYA: OĞUZHAN

HE İS WE - I WOULDN'T MIND 

    Eş zamanlı bir bölüm olacağını daha önce söylemediğim için kusura bakmayın. Bu bölüm Oğuzhan'ın ağzından. Bölümleri okurken oylarsanız çok sevinirim. Bu arada kitap hakkındaki yorum ve düşünceleriniz benim için çok önemli. İyi okumalar sevdiceklerim. 

                                                                                      ***

     Büşrayla bir şeyler düzene girmeye başlıyordu sanırım. Onu seviyor muyum bilmiyorum ama alışıyorum. Sevme işi bana göre değil aslında. Bilemiyorum. Geceleri birileriyle mesajlaşmam ben uyurum. Akşamları birini arayıp gün içinde neler yaptığımı rapor etmem yahut ondan hesap sormam. Kıskaçlık gibi bir huyum da yok mesele. Bende ki daha çok hırs diyebiliriz. İçimde bir ego yığını var. Büşra bilemiyorum. Alışkanlık gerçekten sadece. Efsunlu bir kız ama beni ona çeken bir şeyler var. Duygularını yoğun yaşayan bir insan olmadım hiçbir zaman. Büşra da öyle sanırım. Onun daha çok güdüleri yoğun. Benimse kendime olan güvenim.

Aslında tamam itiraf ediyorum. Büşra farklı. Çok. Çok derken yani bir sürü. Anlatamıyorum işte. Büşra'nın şairi değilim belki. Yada belki o bana şiirler yazdıracak kadar iyi değil. Ah saçmalıyorum o en az benim kadar mükemmel.

Evden çıkarken Zehrayı gördüm. Yanında da bir çocuk vardı. Merdivenlerden yukarı doğru koşuyorlardı. Zehra her zaman ki Zehra da yanındaki herif ne ayak? Neyse beni bağlamaz. Ben mi nereye gidiyorum? Tabi ki Büşrayla buluşucam. Bu sefer o ısrar etti. Genelde ben yapıyorum bunları. Söylediklerimle yaptıklarım bir değil biliyorum. Kendi kendime bir şeyleri inkar etmeye çalışıyorum işte utandırmayın.

Garajdan arabamı alıp sahile doğru yol aldım. Ana yola çıktıktan sonra radyoda biraz gezinmeye başladım. Ve sonunda aradığım şeyi buldum. Joan Jett & the Blackhearts - I Love Rock N Roll. Efsane. Bir şarkı hiç eskimez mi? Eskimiyor demek ki. Çocuktum dinliyordum. Büyüdüm dinliyorum. Yaşlanıp öleceğim sen eskimeyeceksin biliyorum. Tamam tamam. Kendimi şarkının ritmine kaptırıp kafamı biraz geri yasladım. Alt dudağımı dişlerimin arasına alıp kafamı sallamaya başladım. İstemeden yaptığım bir şey bu benim. Direksiyonu tutan ellerimle de ritim tutuyordum. Kırmızı ışıkta durduğumda bağıra bağıra şarkıya eşlik ediyordum. Yan arabadaki Tanzimat döneminde çocukluğunu yaşamış amca bana garip garip bakıyordu. Sevimli bir gülümseme yollayıp kafamı salladım ve camı kapattım.

Sarıyer sahile geldiğimde Büşra'nın nerede olduğunu bildiğimden direk sol şeritten gitmeye başladım. Birkaç dakika sonra deniz'i izleyen Büşrayı arkadan gördüğümde şaşırmadığım için cool bir hareketle kendimi tebrik ettim. Arabayı park edip indiğimde Büşra hala beni fark etmemişti. Hızlı adımlarla yanına ilerleyip arkasından dokundum. Kafasını geriye doğru atıp gözlerini bana dikti. Eğilip dudağına küçük bir öpücük kondurduktan sonra yanına oturdum. "Neymiş sürpriz?" dedim sevimli bir şekilde sırıtan Büşraya. Bir süre sonra bende onun gibi sırıtmaya başlamıştım. "Şey ya neyse birazdan söyliycem. Hoşuna gidip gitmiyceğini bilmiyorum. Düşünmeden yaptığım bir şey yani. Biraz düşününce saçma geldi ama-." Büşra sözlerini bitiremeden yanaklarından tek elimle yüzünü kavrayıp tekrar öptüm. "Söyle." Dedim gözlerinin daha doğrusu gözünün içine bakarken. Bu kadar yakın mesafeden onu tek göz gibi görüyordum. "Bilmiyorum Oğuzan. Ben yarın gidip kaydımı sildireyim en iyisi." Dedi. Bir kez daha öpüp "Neyi bilmiyorsun? Ne kaydı? Delirmem için oynadığın bir oyun mu bu?" dedim. "Hayır" deyip dudağını dişledi. Tekrar öpüp "Aha beni sinirlendirecek bir şey diymi hadi söyle bebeğim." dedim. "Aslında kızıp kızmayacağını bilmiyorum. Ama sana sormadan böyle bir şey yaptığım için belki ufacık." Deyip işaret parmağının ucunu baş parmağıyla gösterdi. Zaten azamızdaki mesafe azdı gözüme giriyordu parmağı. Tekrar öpüp "Kızmayacağım söz." Dedim babacan bir ses tonuyla. Yüzünü benden uzaklaştırıp kafasını yere eğdi. Kısık bir sesle "Senin spor salonuna kayıt yaptırdım. Box bölümüne. Bütün yaz tatili boyunca her gün-." Lafını bitirmesine izin vermeden kafasını bana doğru çevirip öptüm onu tekrar. Az öncekiler gibi değil ama. Daha başka. Sanki kendime bile inkar ettiğim şeyleri ona dökmüş gibiydim. Bu sefer o yüzümü küçük ellerinin arasına aldı. "Kızmadın mı?" dedi masumane bir sesle. "ı'ıı. Kızmadım." Dedim onun gibi sevimli görünmeye çalışıp. Gerçekten kızmamıştım. Aksine sevindim. Eğlenceli olabilirdi. Kafamda film senaryoları dönmeye başlamıştı bile. "Ne hissettin peki?" dedi Büşra burnunu burnuma dokundururken. "Bilmiyorum sevindim. Yaniii hoşuma gitti. Benimle vakit geçirmek istiyor olman." Dedim ve ardından devam ettim. "Aslında Büşra sen çok güzelsin." Bu cümlem karşısında gevşek gevşek sırıttı saf. "Tabi bende çok yakışıklıyım." Bunu duyduktan sonra da gözlerini devirdi. İki saniye sonra da kafasını sallayıp "Evet öylesin." Dedi. "Biz güzel olmadık mı sence de? Baksana sen çok güzelsin, ben yakışıklıyım. Aslında ben kendimden başkalarını sevmem ama-." Dedim ve derin bir iç çektim ve nefesimi tuttum. "Aslında ben kendimden başkasını sevmem ama beni büyülüyorsun. Seni seviyorum be kızım." Dedim. Oh be sonunda hem kendime hem Büşraya söyledim bunu. Büşra bir şey söylemeyip az önce benim onu öptüğüm gibi öpmeye başladı.

Bir süre okuldan ve spor salonundan bahsettikten sonra bir spor mağazasına gidip Büşra için kıyafetler aldık. Kısa olmamalarına ve kapalı olmalarına özel gösterdim tabi ben. Beni sevdiğini söylemedi. Belki de sevmiyor. Kız tribine girecek değilim tabi ama insan bi garipsiyor.

Arabayla Büşra'yı evine bırakırken "Aa bak ben bugün Zehrayı gördüm yanında bir çocukla evlerine çıkıyordu." Dedim kendime dedikodu malzemesi arıyormuş gibi. Büşra bir anda şok olup "Ne dedin seeen?" dedi.

KISA BİR BÖLÜM OLDUĞU İÇİN ÖZÜR DİLERİM..


ARMUTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin