32. Bölüm | Derin İçin Yaptım

39 3 0
                                    

Bir süre sessizce birbirimize baktık. Dilan her an bir şey söyleyebilirdi, çekindiği için sessiz kalarak ona zaman tanımaya çalışıyordum.

"Bir şey yok Savaş, sende üsteleme artık, bir daha ki duruşmada kabul et boşanmayı" dedi ve tekrar gitmek için yöneldi. Tekrar tutup gitmesini engelledim. "Anlat artık Dilan" dedim. Sesim ciddileşmiştı. Dilan yutkundu. "Anlat ne olup bittiyse, sanki canınla tehdit ediliyorsun!" Dedim sinirle. "Evet tehdit ediliyorum" dedi Dilan bir anda bağırarak. Yüzüm ciddileşti. "Önce kaçırdılar, sonra senden boşanmam için beni Derin'le tehdit ettiler. Eğer boşanmazsam Derin'e zarar vereceklerdi. Taner denilen adama satacaklardı beni parayla. Mecburdum anlıyor musun?! Derin için yapmak zorundaydım, kızım için bunu yapmak zorundaydım!" Diye bağırdı Dilan ağlayarak. Benimde gözümden yaşlar akmaya başlamıştı. Dilan'ı kendime çekip sarıldım. Bir süre öylece kaldık. "Neden anlatmadın be güzelim, neden? Neden bunca şeyi bana anlatmadın, bunun da altından gelebilirdik, bir yolunu bulurduk" dedim. "Korktum, çok korktum Savaş, iğrenç tehditler ettiler, mecbur kaldım" dedi. Sarılmayı bırakıp ellerimle yüzünü avucuma aldım. "Ben halledicem tamam mı? Sen her şey çok normalmiş gibi davranmaya devam et, ben halledicem söz veriyorum" dedim. Aynı zamanda göz yaşlarını siliyordum. "Ne yapacaksın?" Diye sordu. "Merak etme, kurtarıcam seni o cehennemden. Akşamı bekle, gelicem" dedim ve Dilan'ın annından öpüp sınıftan çıktım. Görünmemek için yine arka bahçeden çıktım...

Dilan'ın Anlatımıyla;
5 Saat Sonra:
Odada camdan dışarıya bakıyordum, gözlerim Savaş'ı arıyordu. Ona inanıyordum. Gelicem dediyse, gelirdi çünkü.

Kısa bir süre sonra evin önünde polis arabaları ve Savaş'ın arabası belirdi. Savaş'ın arabasından Savaş ve abim indi, polislerde indi. İçimde garip bir heyecan vardı, çok mutlu olmuştum.

Evin içinde hareketlenme olmuştu, çok geçmeden kapı açıldı, gelen Savaş'dı. Koşarak Savaş'a sarıldım. Göz yaşlarıma engel olamamıştım. "Geldim, geldim güzelim" dedi Savaş saçımı okşarken. Sessizce sarıldım Savaş'a.

Polisler, evdekilerin hepsini tutuklamıştı, bizde dışarı çıktık. Abim dışarıdaydı, koşarak gidip abime de uzunca sarıldım. "Abim!" Dedim sevinçle. "Abicim" Diye karşılık verdi. Sıkıca bir süre sarıldık. Daha sonra arabalarla ilk önce karakola gittik, ifade vermem gerekiyordu. "Dinliyorum Dilan hanım, olaylar nasıl oldu?" Diye sordu polis. "Sınıftaytaydım, nöbetçi öğrenci bir velinin geldiğini söyledi, bende velinin yanına gittim, aynı şeyi o da söyledi, ama ben söylediği öğrencinin abisi olduğunu bilmiyordum, bu yüzden şüphelendim ve öğrenciyi çağırmak istedim. Veli kabil etmedi, evde sürpriz yapacağını söyledi, daha fazla bir şey demeden öğrenciden bahsettim. Kısa bir süre sonra kalbini tutarak bağırmaya başladı. Fenalaştı. Arabadan hapını ve suyunu istedi, arabaya yaklaşıp su ve hapı ararken başımda bir acı hissettim. Gözlerimi açtığımda evde bağlı bir şekildeydim. Önce babam geldi odaya, biraz onunla kavga ettik, beni evlendireceğini söyledi. İtiraz edince de tehditler etmeye başladı, Derin'in üzerinden tehditler etti. Bende kabul etmek zorunda kaldım" Diye kısaca anlattım olayları. "Tamamdır Dilan hanım. Evinize gidebilirsiniz, sizlik bir şey kalmadı, geçmiş olsun" dedi ve yanımızdan uzaklaştı. "Hadi bir an önce eve gidelim, Derin çok özledi seni" dedi abim. Göz yaşlarımı sildim, gülümsemeye çalışarak kafamı salladım.

Arabaya abimlerin evine geldik, kapıyı Pelin ve Derin açtı. Derin beni görünce sevinçle kucağıma atladı. "Anne!" Diye bağırdı. Sımsıkı sarıldım Derin'e, onu çok özlemiştim.

Derin ben ve Savaş kendi evimize geçtik. Derin'i uyutmak için odasına gittim. "Hadi kapat bakalım gözlerini. İyi uykular" Derin'in annından öptükten sonra odadan çıkmak için kapıya yöneldim. "Anne" Derin'in seslenmesiyle birlikte arkama döndüm. "Efendim?" Dedim. "Neden günlerdir yoktun?" Diye sordu Derin. Yutkundum. İşte korktuğum şeylerden biri de buydu. Olanları Derin'e anlatmak. Yavaş adımlarla Derin'e yaklaştım ve yatağının kenarına oturdum. "Annecim, dedim ya sana, bazı işlerim vardı, hallettim geldim" Dedim. "Ama babam sen yoksun diye çok ağladı" dedi Derin. Sessiz kaldım. "Sen bunları düşünme şimdi, hadi uyu artık, sabah okul var, iyi uykular" dedim ve odadan çıktım. Kapıdan çıktığım anda hızla nefes alıp vermeye başladım. Şuan kendimi çok kötü hissediyordum. Babamların dediği tehditler kulağımda çınlıyordu. Bundan sonra hiç bir şey olmazdı ama yinede kendimi çok kötü hissediyordum. Derin her sorduğunda ise anlatabileceğim hiç bir şey yoktu.

Kapının önünde sessizce ağlıyordum. Bir süre sonra Savaş Derin'in odasının koridorunda yürürken beni fark etti ve durdu. Beni öyle görünce telaşla yanıma geldi. "Dilan?! Ne oldu, neden ağlıyorsun?" Dedi. Hiç bir şey demeden Savaş'a sarıldım. Sıkıca sarıldım. Şuan buna çok ihtiyacım vardı. Savaş bir eli ile belimi kavradı, diğer eli ile de kafamı tutuyordu. "Lütfen ağlama Dilan, söz veriyorum her şey geçecek, söz veriyorum" dedi Savaş beni rahatlatmaya çalışarak. "Korkuyorum Savaş, ya dışarı çıktıklarında tekrar aynı şey olursa, ya sana veya Derin'e bir şey yaparlarsa" dedim ağlayarak. "Hiç bir şey yapamazlar, buna asla izin vermem" dedi Savaş. Kafamı göğüsünden kaldırdım ve sevgi dolu gözlerle Savaş'a baktım. Savaş annıma bir öpücük kondurdu. "Hadi yatalım artık, çok yorgunsun" dedi. Onaylar şekilde kafamı salladım. Birlikte yatak odasına gittik. Yatağa yattıktan kısa bir süre sonra uykuya daldım.

Sabah;
Yüzüme vuran güneş ışıklarıyla gözlerimi açtım. Etrafıma baktım. Savaş yoktu. Uyanmış olmalıydı. Yatakta doğruldum, elimi yüzümü yıkadım, saçımı tekrar dağınık bir topuz yaptıktan sonra yatak odasından çıkıp ses gelen yere, mutfağa gittim. Savaş ve Derin çoktan uyanmış kahvaltı hazırlıyorlardı. Gülümseyerek onları izlemeye başladım. Kısa bir süre sonra Savaş beni fark etti. "Uyuyan güzel uyanmış" dedi elindeki bıçağı kesme tahtasının üzerine koyarken. Derin, babasının dediği şey üzerine bana baktı. Koşarak sarıldı. "Günaydın anne!" Diye bağırdı neşeyle. "Günaydın anneciğim. Bakıyorum erkencisiniz" dedim. "Güzeller güzeli annemize kahvaltı hazırlamak istedik sadece" dedi Savaş Derin'e bakıp göz kırparak. Gülümsedim. "Hadi anne, otur masaya" dedi Derin sandalyemi oturmam için geri çekerek. "Nazikliğiniz için teşekkür ederim" dedim gülümseyerek, Derin'in çektiği sandalyeye oturdum. Derin'de yanıma oturdu. Savaş da çayları koyduktan sonra yanımıza oturdu. "Her şey çok güzel görünüyor, ellerinize sağlık" dedim tabağıma peynir koyarken. "Senin kadar güzel olmasada" dedi Savaş gözlerini kaçırarak. Gülümseyerek Savaş'a baktım. Bir kez daha neden ona aşık olduğumu anlıyordum.

Tabağımda ki yumurtadan bir kaç çatal aldıktan sonra aniden başım dönmeye, midem bulanmaya başladı. Elimde ki çatalı bıraktım. Savaş ve Derin endişeyle bana bakıyordu. "Dilan?" Dedi Savaş. Hızla masadan kalkarak lavaboya gittim. Midem çok bulanıyordu ama istifra edemiyordum. Elimi yüzümü yıkadım. Lavabodan çıktım, Savaş kapıda beni bekliyordu. "Dilan ne oldu, iyi misin?" Diye sordu endişeyle. Elim ile başımı tuttum, daha sonra gözüm karardı. "Dilan?!"

KALBİMİN SAHİBİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin