Bu hikaye tamamen bir hayal ürünüdür. Tamamen ilham perilerimdir.😁
______________________________________________
Bu acımasız hayat beni 1 günde büyüttü.Ve o günden bu güne savaşmayı hiç bırakmadım.Bırakmayacağım da.
Şuan büronun önünde durmuş Atakanla,Nermini bekliyorum. Atakanla Nermin kim mi? Onlar benim gücüm, beni ayakta tutan o şahane varlıklar. Nerminle orta okuldan beri birlikteyiz ve o zamandan beri bir birimizi hiç bırakmadık. Ve bir gün ikimiz de hukuku kazanıp avukat olma hayaline düştük. Aslında biz 3 en iyi arkadaştık ama 3-cü arkadaşımız Ayan cerrah olmak istedi. Üçümüz de aynı yıl girdik üniversiteye. Ve biz Azerbaycanlıyız. Hepimiz Türkiyede eğitim almak istediğimiz için kazandıktan sonra oraya gittik. Ben Türkiye Üniversitesinden gelen teklifle gitmiştim.
Neyse ... Hah sonunda geldiler. Gelir gelmez Atakan her zamanki gibi elime döneri tutuşturmuştu. Çünkü ben öğlenler yemek yiyemiyordum. Haliyle çok yoğun oluyordum. Atakanda bunu bildiği için her öğlen böyle bir şey yapardı. Nerminle Atakan bir-birlerinden hoşlanıyor ama henüz itiraf edemiyorlar.
" Ee kuşum ne yaptın bu gün" diye sordu Nermin. Tabi ben o sırada dönerimi yemekle meşguldüm. Nermine hemen " Hiç aşkım valla nolsun bir müvekkilimle dava hakkında konuştuk..." cümlemin devamını getirmedim. Bunu anlayan Nermin"Veee... Sonra?" diye soruverdi hemen. Ben bu güne kadar benden hoşlanan erkeklerin hepsini reddetmiş,hayatıma serbest biri olarak devam etmeyi tercih etmiştim. Bu yüzden de Nermin her zaman bu soruyu sorarak beni sinir ederdi. "Nerminn!"sesim azıcık fazla çıkmış olabilirdi. Ama benim canım arkadaşım bunu sormasına sinirlendiğimi bile bile her defa bu soruyu sorardı." Bu konuyu kapattık diye biliyorum" dedim. Sonra Atakan sohbete dahil oldu"Duygu bizi de anla seni böyle görmek bizi üzüyor". Onların ne demek istediğini hiç bir zaman anlayamamıştım. "Neyse arkadaşlar ben iyiyim sadece yorgunum fazla abartmayın,daha kazanılması gereken bir davamız var. Ona odaklanın bi zahmet" Lafımı bitirir bitirmez son sürat büroya girdim ve odama çıktım.
Ben dosyalara dalmışken kapı çalındı."Gir" dedim hemen. İçeri esmer,uzun boylu ve oldukça yakışıklı bir adam girdi. Ben henüz onun kim olduğunu anlayamadan karşımdaki sandalyeye oturup baya kendi odasıymış gibi sol bacağını kaldırıp sağ bacağının üstüne attı.Ve sonra da elini yüzüne yaslayıp beni izlemeye başladı.Bundan epey bir rahatsız olduğumu hissettiğimde artık hiç bir şekilde sakin kalamadım ve "Pardon bu özgüveninizin,rahatlığınızın sebebini öğrene bilir miyim? Burası benim odam ve ben odamda böyle rahatça hareket eden bir müvekkille asla yardımcı olmam.Şimdi lütfen kalkın ve gidin." Dedim ve hemen elimdeki dosyalara döndüm. Evet biraz abartmış olabilirdim ama benim yanıma yardım etmem için gelen her kes benim böyle salakça haraketlerden hoşlanmadığımı bilir. Ben düşüncelere dalmışken o adam yerinden 1 qram bile kımıldamamıştı. Ve yetmezmiş gibi konuşmaya başladı "Öncelikle iş prinsipinize, güzelliğinize, bu atar-giderlerinize bile hayran olduğumu bilmenizi isterim ve ayrıca ben müvekkil değilim". Resmen tabiri caizse mal gibi adamın yüzüne baka kalmıştım. Ama sonra tabi ki de o adamın cevabını vermek için konuşmaya adeta can attım. "Bakın beyefendi ben bu süslü laflarınıza kanıpta yaptığınız hareketi unutacak biri asla değilim. Şimdi müvekkil deyilim dediniz peki kimsiniz ve ne istiyorsunuz?Söyleyin ve lütfen odamdan çıkın çünkü çok işim var". Adam "İlk önce size kendimi tanıtmama izin verin. Ben Kerim Arslan. Ve kim olduğumu yakında öğrenirsiniz biraz daha sabredin." Dedi ve dediği gibi kalkıp gitti. İçimden adamı asıp kestikten sonra tekrar işime döndüm.
2saat sonra...
Tam 2 saattir durmaksızın çalışıyordum.Ve odama hiç kimse gelmemişti. Bu büroda her kes beni tanıyordu ve çalışırken rahatsız edilmek istemediğimi bilirlerdi. Artık işim bittiği için kalkıp odadan çıktım ve kahve almak için aşağı kafetaryaya gittim. Tam kahvemi alıp masaya oturucakken Sevim abla geldi "Duygu kızım Semih bey çağırıyor" dedi ve işinin başına döndü. Bende ahlaya-oflaya kahvemi masada bırakıp asansöre doğru ilerledim. Asansör geldiğinde asansöre bindim o sırada telefonum çaldı arayan babamdı. Hemen telefonu açtım "Alo baba. Babacım nasılsın? İyi misiniz,annemler nasıl?" Babam "Hepimiz iyiyiz güzel kızım. Her kesin selamı var. Biliyor musun şuan seninle kim konuşmak istiyor?" benim gerçekten hiç bir fikrim yoktu. "Kim babacım?" O sırada asansörün sesi geldi ve asansörden çıkıp koridorda yürümeye başladım. "Dur veriyorum güzelim"
"Alo babaa orda mısınız? Babaa?" Birden onun sesini duydum. Onun! Ama bu nasıl olur? "Alo selam nasılsın Duygu?" O cümlesini bitirir bitirmez telefonu kapatmak zorunda kaldım çünkü nefesim kesildi zaten küçüklüğümden beri oksijen yetmezliğim vardı. Çok üzüldüğümde ve ya fazla heyecanlanıp, sevindiğimde hemen nefesim kesilirdi.Zar zor duvara tutunarak büromuzun sahibi Semih beyin kapısını çalarak içeri girmeye çalıştım. Bakın girdim demiyorum girmeye çalıştım diyorum. Çünkü kapıdan içeriye girer girmez dengemi sağlayamadım ve yere düştüm. Semih bey beni tanıdığı için ve kızında da benim gibi oksijen yetmezliği olduğu için hep oksijen maskesi vardı odasında.
Beni öyle yere düşerken görünce telaşla yanıma geldi. "Duygu kızım iyi misin? İyi misin?Bana bak gel, gel şu koltuğa oturalım, bu maskeyi takalım" Onu duyamıyordum bile. Ama beni çok iyi idare ede biliyordu ve bu durumlara alışıktı. Birden kapı açıldı ve açılır açılmaz Semih bey giren adama bağırarak konuştu "Oğlum Kerim hadi Duyguyu kucağına al arabaya götürelim hastaneye gitmesi gerek!" Bu adamı tanıyordum bir kaç saat önce odama giren adamdı bu. Adının Kerim olduğunu öğrendiğim adam beni kucakladığı gibi fırladı kapıdan. Bilincim git-gide kapanıyordu en son hatırladığım Kerim'in bana "Heyy Duygu hanım bana bakın, nefes alın, hayır, hayır, hayır kapatmayın gözlerinizi!" Ama çok geçti ben artık karanlığa hapsolmuştum.
------------------------------------------------------------------------
Eeee nasıldı ? İnşallah beğenmişsinizdir🥰
@kitapokurbest'e ithaf ediyorum ❤️
![](https://img.wattpad.com/cover/367462931-288-k67849.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GEÇMİŞTEN GELEN
RomanceGeçmişin yaraladığı ve ihanetten deli gibi korkan bir kız.Büyüdüğünde başına gelecek onca ihanetten ve kayıplardan habersizce hayatına devam eder. Sonra en korktuğu şey başına gelir ve en yakınları tarafından ihanete uğrar.O günden sonra hiç...